RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN
ADIYLA!
Bu güne kadar bize
anlatılan klasik olan dinde, İnsanların çoğalma şekli anlatılırken, Allah ilk
önce hazreti Âdemi yarattı. Daha sonra onun sağ kaburga kemiğinden hazreti
havayı yarattı. Onlar evlendiler.
Her Doğumda çocuklar ikiz doğuyordu doğan çocukların mutlaka biri kız biri erkek oluyordu. Her batından doğan çocukların bir biriyle evlenmeleri yasak ama başka batından doğan erkek ve kız bir birlerini almaları ise helaldir diye anlatıp, durmuşlardır.
Her Doğumda çocuklar ikiz doğuyordu doğan çocukların mutlaka biri kız biri erkek oluyordu. Her batından doğan çocukların bir biriyle evlenmeleri yasak ama başka batından doğan erkek ve kız bir birlerini almaları ise helaldir diye anlatıp, durmuşlardır.
Yani insanların ilk üreme şekli kardeş evliliği ile başlıyor. Bu Anlayış Allah’ın
dinine bir iftiradır. Şimdi Kuran’dan İnsanların türeme şekli nasılmış ve nasıl
olmalıdır onu incelemeye çalışalım.
Kuran’da anlatılan üreme ve yaratılış biçimi: Daha önce Âdem, melek, iblis
şeytan, cin, kelimelerini Kuran’daki ayetler ışığında izah etmiştik. Bunları
burada tekrar izah etmeye gerek yok. Şimdi insanların türeme şeklini bize
anlatan ayetleri incelemeye çalışarak çelişkisiz bir dini anlatmaya çalışacağım
inşallah.
71/17-“Allah sizi yerden bir bitki gibi bitirdi.”
71/18”Sonra sizi oraya tekrar geri çevirecek ve sizi bir çıkarışla, diriltip
çıkaracaktır.”
Ayetlerden anlaşıldığı gibi, ilk insanlar yaratılırken, bir tek insandan yaratılmadığı, birçok insandan yaratıldığı vurgulanmaktadır. Şimdi Bu anlayışın tam aksine gibi bir anlam taşıyan ayeti nakletmeye çalışalım.
49/13”Ey İnsanlar gerçekten biz sizi, bir erkek ve bir dişiden yarattık.
Birbirinizle tanışmanız için halklar ve kabileler kıldık. Şüphesiz Allah
katında sizin en üstün olanınız,(soyca değil) Takvaca en ilerde olanınızdır.
Şüphesiz Allah bilendir haber alandır.”
Kuran burada İnsanları bir erkek ve dişiden yarattık ifadesini kullanırken,
Üreme, çoğalma biçiminin, formülünden bahsetmektedir.
Yani bir insanın
çoğalma biçiminin oluşabilmesi için, Erkeğin sperması ile kadının
yumurtalığının birleşmesi sonucunda olduğu anlatılmak istenmektedir. Yoksa
klasik dinde anlatıldığı gibi Âdem ve Havva değildir. Eğer öyle olmuş olsaydı
Kuran’da bahsedilen kardeş evliliğinin haram olmasıyla ilgili ayete ters
düşerdi.
4/23”Sizlere anneleriniz kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız,
teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, sizi emziren anneleriniz, süt kız kardeşleriniz,
kadınlarınızın anneleri ve Kendisiyle gerdeğe girdiğiniz, kadınlarınızdan olup,
koruyuculuğunuz altında bulunan, üvey kızlarınız, onlarla gerdeğe girmemişseniz,
size bir sakınca yoktur. Sizin sulbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız
kardeşi bir araya getirdiğiniz (evlilik ) haram kılındı ancak,(cahiliye de)
geçen geçmiştir. Şüphesiz Allah bağışlayandır esirgeyendir.”
Anlatılan ayette Erkeklere haram olan kadınları sıralarken başka bir ayette de
kadınlara haram olan erkekleri anlatmaktadır. Şimdi o ayeti nakletmeye
çalışalım.
33/55” Onlar için babaları oğulları kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, Kadınları ve sağ elinin malik olduğu (cariyeleri) hakkında bir sakınca yoktur.( ey Müslüman kadınlar) Allah’tan sakının şüphesiz Allah her şeye şahit olandır.”
33/55” Onlar için babaları oğulları kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, Kadınları ve sağ elinin malik olduğu (cariyeleri) hakkında bir sakınca yoktur.( ey Müslüman kadınlar) Allah’tan sakının şüphesiz Allah her şeye şahit olandır.”
İlk Yaratılan insan topluluğu içerisinden Allah bir peygamber göndermiştir,
Allah’a ve gönderilen peygambere bağlı olanların adı Müslüman’dır. En son
peygamberin getirdiği dinin adı İslam bağlı olanların adı da Müslüman’dır.
Öyleyse İlk Yaratılan insanlarla Kıyametin kopuş anına kadar vahye bağlı olan
insanların, dinleri arasında hiç bir farklılık yoktur. Bir Toplumda zorunlu bir
durum ortaya çıkmadıkça Helal olanlar diğer toplumlarda da helaldir. Haram
olanlar diğer toplumlarda da haramdır. Şimdi nasıl aynı anneden doğan kardeş
evliliği haram ise, ilk insan topluluğundaki insanlarda da kardeş evliliği
haramdır.
16/118” Yahudi olanlara da sana aktardıklarımızı haram kıldık. Biz onlara zulmetmedik ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.”
Allah ilk insanların yaratılışından sonra bir sünnet koymuştur. Ve bu sünnetini bir erkek ve bir dişiden insanları türeterek devam ettirip durmaktadır. Allah’ın Yarattığı ve bir sünnet olarak devam ettirip durduğu dinin adı fıtrat dinidir İbrahim dinidir hanif dinidir.
30/30”Öyleyse sen yüzünü Allah’ı Birleyen (bir hanif ) olarak, dine Allah’ın
Fıtratına çevir ki, İnsanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah’ın Yaratışı için
hiçbir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din ( budur. ) Ancak
insanların çoğu bilmezler.”
Diyorlar ki Allah’ın Kendi koyduğu kurallarına uymaya mecbur mu tutuyorsun? Hâşâ
Allah’a Böyle bir şey söylemek, bizim haddimize değildir. Allah Dilediğini
dilediği gibi yapar. Ona hiçbir sözümüz yoktur. ancak Allah vaat ettiğini
yerine getirendir. Bir de Allah'ın koyduğu kanunlar ile pratik hayat uyuşmamış
olsaydı. Kâinat fesada uğrardı. Allah Her şeyi bir intizam ve düzen içinde
yaratmıştır.
22/47”Onlar azabın senden çarçabuk getirilmesini istiyorlar, Allah Vadine kesin
olarak muhalefet etmez, Gerçekten senin rabbin katında bir gün sizin saymakta
olduklarınızdan bin yıl gibidir.”
İnsanların Türeme şeklini bir âdem ve havadan değil de bir Çok âdem ve havada
yaratılmış olduğu anlaşılmış olsaydı, daha mantıklı ve daha Kuran’a uygun olmaz
mıydı? Bilim adamlarının binlerce yıl önceki yaratılmış olan fosillerden DNA
test sonuçlarından bir insandan değil, farklı birçok insandan türediği
anlaşılmıştır.
O zaman bu yanlış
anlayışı kaldırırsak, insanlar bir âdem ve havadan değil birçok âdem ve havadan
yaratılmıştır inancını yerleştirdiğimiz zaman, Allah’ın bir kavme yasak etmiş
olduğu diğer kavimlere de aynen yasak anlayışı yerini bulur ve insanlar rahata
ererler.
Çünkü Her peygamber
kendinden önce gelen peygamberleri doğrulamış ve tasdik etmiş ve kendinden
sonra gelecek olan peygamberi de müjdelemiş böylece Akaidi bozulmayan bir din
ortaya çıktığını görebiliriz.
61/6” Hani Meryem oğlu İsa da, Ey İsrail oğulları, Gerçekten ben sizin için
Allah’tan gönderilmiş bir elçiyim. Benden önce Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden
sonra ismi Ahmet olan, Bir elçinin de müjdeleyicisiyim demişti. Fakat o onlara
apaçık belgelerle gelince bu açıkça bir büyüdür demişlerdi.”
Allah İnsanoğlunun ilk yaratışıyla, insanoğlunun son yaratılışı arasındaki hayat ağacını Hiç hata ve eksik olmadan çelişkisiz bir biçimde peygamberler göndererek, çelişkisiz bir biçimde örmüştür. Her An ve her zaman elçileri peş peşe dizerek, kendi yolunda yürümek isteyenleri, Haram ve helal olanları bildirerek haramlardan sakınmayı helalleri yapıp ve yaptırmayı teşvik eden elçiler göndermiştir. Kendi özgür iradesiyle şeytanın yolunda gitmek isteyenlere de müdahale etmemiş serbest bırakmıştır.
Kuran, Peygamberlerin yerini ve konumunu ortaya koyarken onlara bir değer
biçmiştir. Onlar Allah’ın vermiş olduğu bir emri yerine getirmede kesinlikle
çekimser kalmazlar. Onlar Allah’ın emirlerine karşı muhalefet edemezler Allah’a
şirk koşmazlar. Bakınız Âdem kelimesini sadece peygamber olarak algılayanlar.
Kuran’da geçen şu ayete muhalefet ederler. Şimdi ayeti buraya naklederek
beraber düşünelim.
7/189”O sizi tek bir nefisten yarattı Ve kendisiyle durulup yatışması için,
ondan eşini var etti. Onu (eşini) Örtüp Bürüyünce, O da bir yük yüklendi,
Bununla (bir süre) gezindi. Nitekim ağırlaşınca ikisi Rableri olan Allah’a, dua
ettiler. Eğer bize Salih bir çocuk verirsen, andolsun şükredenlerden olacağız.
Ayette geçen tek bir nefis sözü, Bir Adamı sembolize ederek, ondaki yaratılış
biçiminin aynısı olan kadını da aynı nefis cinsinden yarattığı anlaşılması
gerekmektedir. Burada erkek ve kadınların Hepsinde akıl takva ve fısk ve fücur
olduğu şeklinde anlaşılmalıdır.
Yoksa buradaki tek bir nefis ifadesini Hz. Âdem peygamber olarak anlaşılmış
olsaydı akabinde gelen ayete tezat teşkil ederdi.
7/190” Ama o onlara Salih (bir çocuk) verince kendilerine verdiği şey konusunda, ona ortaklar kılmaya başladılar. Allah onların şirk koştuklarından yücedir.”
Hiçbir peygamber müşrik değildir. Hiçbir peygamber çocuğunu Allah’tan daha çok
sevemez. Öyleyse burada bahsedilen tek bir nefis âdem peygamber değil insanoğlunun
genelini kasayan bir haslettir.
Bu gün insanların geneli öyle değil mi? Çocuklarına olan sevgilerini Allah’a
olan sevgilerinin önüne çıkarıp çocuklarını ilahlaştırmıyorlar mı? İnsanların
genelinde mal ve Dünya tutkusu Allah’a olan sevginin önünde ilerlemektedir. Ama
Peygamberler Allah’ın Kutsal ruh ile desteklediği elçilerdir.
Onlar Eğitimlerini peygamber olduktan sonra Allah'tan almışlardır. Onların nerde ne yapacağını Allah bildirir onlar Allah’ın koyduğu sınırlar içerisinde hareket ederler.
Onlar Eğitimlerini peygamber olduktan sonra Allah'tan almışlardır. Onların nerde ne yapacağını Allah bildirir onlar Allah’ın koyduğu sınırlar içerisinde hareket ederler.
Elbette Kuran’da bir âdem peygamber geçmektedir ama bu âdem çocuğunu Allah’a
ortak eden âdem değil peygamber olarak övülen âdemdir.
3/33” Gerçek şu ki, Allah Âdemi, Nuh’u İbrahim ailesini ve İmran ailesini Âlemler
üzerine seçti.”
İşte bu Âdem peygamber Yaratılan İlk Âdemler arasından Allah’ın Seçtiği ve ilk âdem
topluluğuna gönderdiği bir elçidir. Yoksa ilk insan yaratıldığı zaman peygamber
olmaz. Peygamberlik Sonradan kişilerin kendilerini Allah’a Yöneltmesiyle
Allah’ın Seçmesi sonucunda peygamber olunur.
KURAN’DA İKİ FARKLI
ÂDEM
Âdem kelimesi Kuran’da
dolaylı ve dolaysız olarak yirmi dokuz yerde geçmektedir.
Kuran’da iki ayette
peygamber olan âdemden söz eder. Diğerleri ise insanların geneli olan kadınıyla
erkeği ile ırkı ile cinleriyle şeytanları ile ne kadar sıfatlaşarak isim almış
insan çeşidi varsa, hepsine Kuran âdem ve âdemler ifadesini kullanmıştır. Şimdi
peygamber olan ve peygamber olmayan âdemleri Kuran’dan örnekler vererek
ayırmaya çalışalım.
1-peygamber olan âdem
3/33” Gerçek şu ki,
Allah Âdemi, Nuh’u İbrahim ailesini ve İmran ailesini Âlemler üzerine seçti.”
.
19/58-İşte
bunlar; kendilerine Allah'ın nimet verdiği peygamberlerdendir; Adem'in
soyundan, Nuh ile birlikte taşıdıklarımız (insan nesillerin)den, İbrahim ve
İsrail (Yakup)in soyundan, doğru yola eriştirdiklerimizden ve
seçtiklerimizdendirler. Onlara Rahmanın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye
kapanırlar.
2-
İnsanların genelini kapsayan âdem.
20/115-Andolsun,
biz bundan önce Âdem’e ahit vermiştik, fakat o, unuttu. Biz onda bir kararlılık
bulmadık
Eğer
Bu ayette geçen âdem peygamber olan âdem olmuş olsaydı, “fakat o, unuttu. Biz
onda bir kararlılık bulmadık” bu ifade doğru olabilir miydi?
Allah’ın
peygamber anlamında olan Âdem’i nasıl övdüğünü gördünüz. Peygamber olan âdem
vahye tabi olan yaratılıştaki vermiş olduğu “rabbim Allah’tır ” sözüne sadakat
gösteren erkek olan adamdır âdemdir.
20/116-Hani
biz meleklere: 'Âdem’e secde edin' demiştik, İblis'in dışında (diğerleri) secde
etmişlerdi, o, ayak diremişti.
Sonuç
olarak diyebiliriz ki, İsa’nın yaratılışı âdemin yaratılışıdır gibi sözünden
ilk yaratılan âdem değil, insanların geneli olarak tanımlanan âdemin yaratılışı
gibidir. Anlamak kanımca doğru olanıdır.
En doğru
olanı Allah bilir.
Doğrularım
Allah’a yanlışlarım ise bana aittir.
ALİ
RIZA BORAZAN
MERSİN
ANAMUR.
alirizaborazan@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder