RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA
4/82- Onlar hala Kur’an’ı iyice düşünmüyorlar mı?
Eğer o, Allah’tan başkasının Katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok
aykırılıklar (çelişkiler, ihtilaflar) bulacaklardı.
67/3- O, biri diğeriyle ‘tam bir uyum’
(mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın
yaratmasında hiçbir ‘çelişki ve uygunsuzluk’ (tefavüt) göremezsin. İşte
gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor
musun?
4-
Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu
kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir.
30/30- Öyleyse sen yüzünü Allah’ı birleyen (bir
hanif) olarak dine, Allah’ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine
yaratmıştır. Allah’ın yaratışı için hiçbir değiştirme yoktur. İşte dimdik
ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler.
1-Kainattaki yaratılmış olan varlıklar, adem ve melekler
76/1- Gerçek şu ki, insanın üzerinden, daha
kendisi anılmaya değer bir şey değilken, uzun zamanlardan (dehr) bir süre (hin)
gelip-geçti.
2-
Şüphesiz Biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz.
Bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık.
3- Biz
ona yolu gösterdik; (artık o,) ya şükredici olur ya da nankör.
4-
Doğrusu Biz kafirlere zincirler, demir halkalar (tomruklar) ve çılgınca yanan
bir ateş hazırladık.
2/30- Hani
Rabbin meleklere: “Muhakkak Ben, yeryüzünde bir halife var edeceğim” demişti.
Onlar da: “Biz Seni şükrünle yüceltir ve (sürekli) takdis ederken, orada
bozgunculuk çıkaracak ve kanlar akıtacak birini mi var edeceksin?” dediler.
(Allah:) “Şüphesiz sizin bilmediğinizi Ben bilirim” dedi.
33/72- Gerçek şu ki, Biz emanetleri göklere, yere ve dağlara sunduk da
onlar bunu yüklenmekten kaçındılar ve ondan korkuya kapıldılar; onu insan
yüklendi. Çünkü o, çok zalim, çok cahildir.
ADEM;
Adem kelimesi Kur’anda yirmi dokuz yerde geçmektedir.
İki Farklı anlamı vardır.1- İnsan soyunu yemsil eden adem;
7/189- O, sizi tek bir nefisten yarattı ve
kendisiyle durulup-yatışması için ondan eşini var etti. Onu (eşini)
örtüp-bürüyünce, o da bir yük yüklendi de bununla (bir süre) gezindi. Nitekim
ağırlaşınca, ikisi Rableri olan Allah’a dua ettiler: “Eğer bize salih (bir
çocuk) verirsen, andolsun şükredenlerden olacağız.”
190-
Ama O, onlara (Adem’in çocukları erkek ve kadınlara) salih (bir çocuk) verince,
kendilerine verdiği şey konusunda O�na ortaklar kılmaya başladılar. Allah,
onların şirk koştuklarından Yücedir.
2-peygmber
olan adem;
3/33- Gerçek şu ki, Allah, Adem’i,
Nuh’u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini alemler üzerine seçti;
MELEKER;
Kur’an içerisinde yaklaşık olarak doksan üç yerde melek kelimes geçer.
16/49- Göklerde ve yerde olan ne varsa, canlılar ve melekler Allah’a
secde ederler ve onlar büyüklük taslamazlar.
11/13- Gök gürültüsü O’nu hamd ile, melekler de O’na olan korkularından
tesbih ederler.. O, yıldırımları gönderip bununla dilediğine çarpar; onlar ise
Allah hakkında çekişip-tartışırlar. O, gücü (ve cezası) pek çetin olandır.
MELEKLER İKİ FARKLI GÖREV YAPARLAR.
1-RABBİM ALLAHTIR DİYEN İNSNLARA SECDE EDEN MELEKLER;
16/2- Kullarından dilediklerine, melekleri emrinden olan ruh ile
indirir: Benden başka İlah yoktur, şu halde Benden korkup-sakının, diye
uyarın.”
16/32- Ki melekler, güzellikle canlarını aldıklarında: “Selam size”
derler. “Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere cennete girin.”
2-ALLAHIN DIŞINDAKİ YOLDA GİDEN İNSANLARA SECDE EDEN MELEKLER.
16/28- Ki melekler, kendi nefislerinin zalimleri olarak onların
canlarını aldıklarında, “Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk” diye teslim olurlar.
Hayır, şüphesiz Allah, sizin neler yaptığınızı bilendir.
İNSAN İKİ ANA ÇATIDA DEĞERLENDİRİLİYOR;
1-BEDEN, CN, RUH
2-TAKVA, İBLİS, AKIL;
BEDEN; TOPRAKTAN YARATILMIŞTIR.
35/1-Allah sizi topraktan yarattı, sonra bir damla sudan. Sonra sizi çift
çift kıldı. O'nun bilgisi olmaksızın, hiç bir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz da.
Ömür sürene, ömür verilmesi ve onun ömründen kısaltılması da mutlaka bir
kitapta (yazılı)dır. Gerçekten bu, Allah'a göre kolaydır.
CAN; DUMNSIZ ATEŞTEN YARATILMIŞTIR.
15/27- Ve Cann’ı da daha önce ‘nüfuz eden kavurucu’ ateşten yaratmıştık.
RUH;İnsanın bütün organ ve hücrelerinin takva ve iblis olgusu da dahil
kendi görev alanlarında akitif hale getiren şeydir.
Kur’anda yaklaşık olarak yirmi iki ayette geçer.
İNSANIN İKİNCİ BOYUTU;
İBLİS; Ateşten yaratılmıştır. Kur’anda yaklaşık olarak on iki yerde
iblis geçer.
7/12- (Allah) Dedi: “Sana emrettiğimde, seni secde etmekten alıkoyan
neydi?” (İblis) Dedi ki: “Ben ondan hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan
yarattın.”
TAKVA;İnsanlara her iblisten rab yolundan saptırıı bir teklif geldiğinde
insanları yaratılışta vermiş olduğu sözü uyaran bir ses gelir.
Kur’an’da yaklaşık olarak kırk iki yerde geçer.
AKIL;İnsan gerek takvadan gerekse iblisten gelen tekliflerden hangisi
yönünde karar verip yürümek isterse akıl o insana secde eden bir melektir.
25/44-Yoksa sen, onların çoğunu (söz) işitir ya da aklını kullanır mı sayıyorsun? Onlar, ancak hayvanlar
gibidirler; hayır yol bakımından daha şaşkın (ve aşağı) dırlar.
91/7- Nefse ve ona ‘bir düzen içinde biçim
verene’,
8-
Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham
edene (andolsun).
9- Onu
arındırıp-temizleyen gerçekten felah bulmuştur.
10- Ve
onu (isyanla, günahla, bozulmalarla) örtüp-saran da elbette yıkıma uğramıştır.
HELAK;
7/164-Onlardan bir topluluk: 'Allah'ın helak etmek veya
şiddetli bir azaba uğratmak istediği bir kavme ne diye öğüt veriyorsunuz?'
dediğinde 'Rabbinize karşı bir özür için ve bir ihtimal sakınabilirler, diye'
dediler.
35/45- Eğer Allah, kazandıkları dolayısıyla insanları (azap ile)
yakalayıverecek olsaydı, (yerin) sırtı üzerinde hiçbir canlıyı bırakmazdı,
ancak onları, adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Sonunda ecelleri
geldiği zaman, artık şüphesiz Allah Kendi kullarını görendir.
42/14-
Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki ‘tecavüz ve
haksızlık’ dolayısıyla ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden, adı konulmuş bir
ecele kadar geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, muhakkak aralarında hüküm
verilmiş (iş bitirilmiş)ti. Şüphesiz onların ardından kitaba mirasçı olanlar
ise, herhalde ona karşı kuşku verici bir tereddüt içindedirler.
9/52- De ki: “Siz bizim için iki güzellikten (şehidlik veya zaferden)
birinin dışında başkasını mı bekliyorsunuz? Oysa biz de, Allah’ın ya Kendi
Katından veya bizim elimizle size bir azap dokunduracağını bekliyoruz. Öyleyse
siz bekleyedurun, kuşkusuz biz de sizlerle birlikte bekleyenleriz.
22/40- Onlar, yalnızca; “Rabbimiz
Allah’tır” demelerinden dolayı, haksız yere yurtlarından sürgün edilip
çıkarıldılar. Eğer Allah’ın, insanların kimini kimiyle defetmesi (yenilgiye
uğratması) olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah’ın isminin
çokça anıldığı mescidler, muhakkak yıkılır giderdi. Allah Kendi (dini)ne yardım
edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlü olandır, Aziz olandır.