11 Ekim 2010 Pazartesi

HAZRETİ İSA PEYGAMBER BABASIZ DEĞİLDİR MAKALEME ELEŞTİRİ YAPANLARA CEVAP!


RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA!

kardeşim nereden çıkarıyosunuz? bunları ya azcık bir kuran araştırmasıyla dediğiniz şeye bakın yazık açın ali imran suresini okuyun yada ben ekliyim buraya..

Hani melekler şöyle demişti: “Ey Meryem! Allah, seni kendi tarafından bir kelime... İle müjdeliyor ki, adı Meryem oğlu İsa Mesih’tir. Dünyada da, ahrette de itibarlı ve Allah’a çok yakın olanlardandır.”

“O, beşikte de, yetişkin çağında da insanlarla konuşacak, Salihlerden olacaktır.” 


Meryem: Rabbim! Dedi, bana bir erkek eli değmediği halde nasıl çocuğum olur? Allah şöyle buyurdu: İşte böyledir, Allah dilediğini yaratır. Bir işe hükmedince ona sadece «Ol!» der; o da oluverir.

ALİ İMRAN 45-46-47Devamını Gör
10 saat önce · Beğen Beğenmekten Vazgeç · Eray Eren
Kitap'ta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir mekâna çekilmişti.

Onlarla arasına bir perde çekti. Derken kendisine ruhumuzu (Cebrail'i) gönderdik de o, düzgün bir insan şeklinde ona göründü
.
Meryem, “Senden, Rahmân’...a sığınırım. Eğer Allah’tan çekinen biri isen (bana kötülük etme)” dedi.

Cebrail, “Ben ancak Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir çocuk bağışlamak için gönderildim” dedi.

Meryem, “Bana hiçbir insan dokunmadığı ve iffetsiz bir kadın olmadığım hâlde, benim nasıl çocuğum olabilir?” dedi.

Dedi: "İşte böyle! Rabbin buyurdu ki: 'O benim için çok kolaydır. Böyle olması onu, insanlara bir mucize ve bizden bir rahmet yapmamız içindir. Hükme bağlanmış bir iştir bu."

Böylece Meryem, çocuğa gebe kaldı ve onunla uzak bir yere çekildi. 
MERYEM 16-22Devamını Gör
10 saat önce · Beğen Beğenmekten Vazgeç ·
Erdoğan Doğrusöz bence de yanılıyorsunuz Çünkü ayet açık

Bana erkek eli dokunmamışken nasıl çocuğum olur diyor.
Kuran ayetlerini bilmeksizin yanlış yorumlamak büyük bir vebaldir. Unutmayın.
10 saat önce, Facebook Mobil ile · Beğen Beğenmekten Vazgeç
******************************************************
CEVAPLAR
Kuranda Hazreti İsa peygamberin doğumu hazreti Meryem kıssası hazreti İsa peygamberin ölüp ölmediği Konusu epey tartışma konusu olmaktadır. Kuran Gerçekten açık bir kitaptır ama içerisinde bulunan Müteşabih olan ayetlerin anlaşılması için çaba göstermek, o konu üzerinde yoğunlaşmak gerekiyor. Kurandaki anlatılan Müteşabih bir ayet; Bir matematik ilminin, bir fizik ilminin, bir biyoloji ilminin, daha birçok ilimlerin ilim haline gelebilmesi için insanların gösterdiği gayret ve çaba neticesinde yoğunlaşılarak anlaşılabiliyorsa. Kurandaki Müteşabih ayetlerinde doğru anlaşılması için yoğunlaşılarak ilim haline gelmesi gerekir.

Her ilmin kendisi içerisinde bir metodu yasası varsa o çelişkisiz, olan o yasalar çerçevesinde anlaşılıyorsa Kuran'ı anlamak ve Kuranı anlamak içerisinde bir takım çelişkisiz olguyu yakalamak için kuralları bilmek gerekiyor. Kuran açıp da tercümelerden meallerden anlaşılacak bir kitap değildir. Evet, tercüme olmasa da Kuran'ın konuşma dilini bilmeden de kuranın anlaşılması elbette mümkün olamaz. Kuran'ın Arapçasında geçen kelimelerden de kuran anlaşılmaz. 

Arapça bilmek ile Kuran'ı anlamak elbette yakından alakalıdır. Ama Arapça bilmek demek Kuran'ı anlamak demek olmadığının bilinmesi gerekir.

Bir mucit insanların duymadığı insanların bilmediği bir şey ortaya çıkardıkları zaman hemen alışa geldikleri anlayışa ve yaşama bilgilere uygun olmadığından kabul eden insanların sayısı çok az olmaktadır. Asırlardır alışıla gelmiş bir anlayışı yıkmak onlardaki ezberi bozmak elbette kolay olan bir iş değildir. Peygamberlerin toplumlarda taşlanması öldürülmesi dövülmesi kovulması delilikle suçlanması bunlara güzel örneklerdendir.

Peygamberler Gerek müşrik gerekse ehli kitap anlayışlarındaki anlayışları kökünden kaldırarak devrim yaparak, söylem ve eylemlerle karşılarına çıkmışlardır. Ama toplumların kavimlerin önde gelenlerine bu söylem ve eylemler kendilerine atılan bir tokat gibi gelmiştir. 

Allah katında insanlar arasında renkleriyle cinsleriyle ırklarıyla zenginlikleriyle fakirlikleriyle hiçbir fark olmadığı halde herkesin kendi bulunmuş olduğu konumda kendisine verilen görev ve sorumluklar içerisinde olayları Allah adına okuyarak her konumda onun koyduğu kurallar çerçevesinden ayrılmadan yaşamasıyla rol üstlenmişlerdir.

İşte onların üslendikleri rolü kim kendisine verilen imkânlar çerçevesinde yerine getirirse, Allah katında üstün olan odur. Biz bunları anlatırken konuyla ne alakası var diyerek kızmayın. Bu anlattıklarım kuranda geçen bir konunun kuranım tanımladığı şekilde bakabilmenin yöntemini ortaya koyar. Meryem kısasında ve ali İmran suresindeki Meryem İsa Zekeriya ruh Perde düzeltilmiş beşer ol kelimesi doğu tarafına çekilmesi elçi melek vs kavramları kuranın tanımladığı biçimde anlaşılmazsa nasıl konu anlaşılacak?

Kuranda kullanılan adem ve eşine yemesi yasaklanan haram ağaç, Yahudiler hakkında kuranın anlattığı cumartesi yasağı, hazreti lut peygamberin sapan topluma mecazi anlatımla işte kızlarım diye bahsettiği Salih peygamberin deve kıssası İsrail oğullarına bela olan buzağı heykeli hazreti İbrahim’in ölü kuşları diriltmesi mutlaka kuranda anlatılmasını istediği anlamı yakalamakla konular anlaşılabilecek.

Ayette böyle söylüyor sen ayeti nasıl söylediğinin dışına çıkarak hevana uyarak anlamaya anlatmaya çalışıyorsun? bu sapıklıkdır. Gibi suçlamaları ben asla kabul etmiyorum. İnsanlar bilmediklerinin düşmanıdırlar.

Şu soruların cevaplarını her insan kendisine sormalı ve cevabını kendisi aramalıdır.

a)Eğer Bu güne Kadar İslam toplumlarında, ehli kitap toplumlarında veya puta tapıcıların din ve yaşam anlayışlarında din anlayışları doğru olmuş olsaydı. Kendi aralarında yüzlerce binlerce anlayış şekli olur muydu?

b)Eğer İslam toplumlarında anlatılan din gerçekten Allah'ın anlattığı gibi anlaşılmış olsaydı, neden bizim âlim dediklerimiz insanlar arasında görüş ve anlayış farkı ortaya çıkıyor? Allah insanlara çelişkili bir din mi sunmuş ki, insanlar arasında birbirleriyle tutarlı olmayan din anlayışları ortada dolaşmaktadır?

c)Her peygamber kendisinden önce gelmiş olan peygamberleri doğrulaması ve kendisinden sonra gelecek olan peygamberi de müjdelemesi ne gibi bir mesaj vermektedir? Daha sorular sayılamayacak kadar devam eder gider.

Evet, Allah'ın insanlara verdiği akılla Allah'ın göndermiş olduğu vahiy yaratılan evren arsındaki mutabakatı düşünen insanlar Allah'ın kuranda anlatılan konuları anlayabilir.

Şimdi İsa peygamberin babasız olmadığı konusundaki görüşlerimi tekrar sorulan sorular ve yapılan itirazlar çerçevesinde anlatmaya çalışayım.

19/16- Kitap'ta Meryem'i de zikret. Hani o, ailesinden kopup doğu tarafında bir yere çekilmişti.

19/17- Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti. Böylece ona ruhumuz (Cibril'i) göndermiştik, o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü.

Bu iki ayette Kuran'
da geçen Meryem hakkında bazı şeylerin bilinmesi gerekiyor. Kuranda kullanılan doğu tarafına çekilme ve ailesiyle kendisi arasında perde çekilmesi neyi ifade ediyor. Önce şunun iyi bilinmesi gerekir ki kuran iki kadından övgü ile söz eder. Birisi Meryem ikincisi de firavunun karısıdır. Bir de iki kadından nefretle söz eder biri Nuh’un karısı diğeri de Lut’un karısıdır. Kuran Meryem ile ilgili konuda bilgi verirken şöyle söylemektedir.

3/35- Hani İmran'ın karısı: "Rabbim, karnımda olanı, 'her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak' Sana adadım, benden kabul et. Şüphesiz işiten bilen Sensin Sen" demişti.

3/36- Fakat onu doğurduğunda -Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilirken- dedi ki: "Rabbim, doğrusu bir kız (çocuğu) doğurdum. Erkek ise, kız gibi değildir. Ona Meryem adını koydum. Ben onu ve soyunu o taşa tutulmuş (kovulmuş) şeytandan Sana sığındırırım."

3/37- Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya'yı ondan sorumlu kıldı. Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu: "Meryem, bu sana nereden geldi?" deyince, "Bu, Allah Katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir" dedi.

Üç ayette Anlatılmak isteneni özetlemeye çalışalım. İmran’ın karısı da tevhidi bir düşünceye sahip idi. daha doğmadan önce Meryem hakkında olması gereken hali Allah'ın dışında toplumların anlattığı yaşadığı vahyin dışındaki din anlayışlarını reddederken, Allah'ın insanlara bağımlılık yapan Allah'ın haram saydığı içki kumar eroin esrar gibi yiyeceklerin yapılması bağımlılık yapan bütün davranışlardan uzaklaştırılmış bir evlat özlemi duymaktadır. 

Ve muhtemel ki İmran’ın karısı çocuğunu yetiştirirken bu isteğine uygun bir tevhit inancı yerleştirmektedir.

Dikkat edilirse Kuran'da, Zekeriya peygamberle Meryem hep beraber anılmıştır. Zekeriya bir peygamberdir. Peygamberler mal mülk peşinde değillerdir. Hiçbir peygamber kendisinden sonra miras bırakma çabasında da değildir. Ve mal olarak miras da bırakmamışlardır. 

Peygamberlerin tek endişesi kendisinden sonra gelecek kuşaklara Allah'ın dinini temsil edecek birini bırakamamaları endişesidir. Meleklerin Hazreti İbrahim peygambere gelip de bir erkek çocuğu müjdeledikleri zaman Karısının gülüp alay etmesi İbrahim peygamberinde bundan ümidi kesilmiş bir halde oluşu ihtiyarladım demesi Allah'tan getirdiği mesajı toplum içerisinde kabul görmeyişi onu ümitsizliğe düşürmüştü.

11/69- Andolsun, elçilerimiz İbrahim'e müjde ile geldikleri zaman; "Selam" dediler. O da: "Selam" dedi (ve) hemen gecikmeden kızartılmış bir buzağı getirdi.

11/70- Ellerinin ona uzanmadığını görünce (İbrahim durumdan) hoşlanmadı ve içine bir tür korku düştü. Dediler ki: "Korkma. Biz Lut kavmine gönderildik."

11/71- Karısı ayaktaydı, bunun üzerine güldü. Biz ona İshak'ı, İshak'ın arkasından da Yakup'u müjdeledik.

11/72- "Vay bana" dedi (kadın). "Ben kocamış bir kadın iken ve şu kocam da bir ihtiyar iken doğuracak mıyım? Gerçekten bu, şaşırtıcı bir şey!.."

11/73- Dediler ki: "Allah'ın emrine mi şaşıyorsun? Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir, ey ev halkı şüphesiz O, övülmeye layık olandır, Mecid'tir."

Ayetlerde bahsedilen İbrahim’in ihtiyarlamış kadın da kısır ve kocamış bir durumda iken elçilerin müjdelediği ishak ve Yakup’un geleceği dikkat ederseniz İbrahim peygamber’in hanımı tarafından alayvari gündeme geliyor. ve inanmıyor. Orada ben kısırken, kocamışken kocam da ihtiyarlamışken nasıl erkek çocuğum olur? demesi onun zamanının doğurganlık yaşının geçmesi anlamında değil, zaten buna karısı bir ihtimal vermiyor. 

'Oradaki erkek çocuk doğurması kendisinden sonra gelecek olan peygamberleri kastetmektedir. İbrahim tek başına bir ümmetti onun çektiği işkenceler ve ona yapılan bunca zulümlere rağmen sabırla kişiliğinden taviz vermeden dayanması kendisinden sonra gelecek olan bir peygamberin oluşumuna gebe kalması olacaktır.

Meryem suresinde bahsedilen Meryem'in doğu tarafında bir yere çekilmesi Kavmiyle bir anlaşmazlığının bir ifadesidir. Her peygamber ve Allah dostları halis bir dinde oldukları zaman hangi bir toplumda alkışla karşılandılar? Onların o duruşları ve yaşamları bazılarını rahatsız eder etmektedir de. İşte Meryem’in ailesinden koparak ve ailesiyle kendisi arasında perde çekilmesi iletişimin kesilmesini anlatmaktadır.

Meryem ergenlik çağına geldiği ve başından bir çok belaların geçerek, arkasından Allah ona ümitlerin kesildiği bir zamanda rahmetini gönderiyor.

19/17- Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti. Böylece ona ruhumuz (Cibril'i) göndermiştik, o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü.

Bu ayette insanların anlayamadığı bir olay var. Ruh Kavramı ve kullanılan düzgün bir beşere başka anlamlar yüklenirse ayetin kastettiği mana elbette yakalanamaz. Web sayfamda Ruh can Ruh-ul Kudüs kavramlarıyla ilgili bir makalemde detaylı bir şeklide anlatmaya çalışmıştım. şimdi ruh ile ilgili konuyu burada anlatmaya çalışırsak konu çok uzayacak. Okuyucularda bundan sıkılacaktır. Kısa olarak Burada kullanılan müfessirlerin büyük çoğunluğunun algıladığı anlattığı gibi Cebrail değil buradaki ruh bir peygamberdir.

Kuran’da ruh kelimesi değişik yerlerde değişik anlamlarda kullanılmıştır. İnsan için kulanmış. İnsanlarda iki yola da ruh tecelli ederek insanlarda hem şeytan hem de muttaki bir vasıf kazandırmıştır. Ama peygamberlerde Ruh onu diğer insanlardan ayırarak Allahın gönderdiği vahyin dışında bir söylem ve eylem oluşmadan onda yaşama kimliği onda şekillenmiştir.

4/171- Ey Kitap Ehli, dininiz konusunda taşkınlık etmeyin, Allah'a karşı gerçek olandan başkasını söylemeyin. Meryem oğlu Mesih İsa, ancak Allah'ın elçisi ve kelimesidir. Onu (OL) kelimesini) Meryem'e yöneltmiştir ve O'ndan bir ruhtur. Öyleyse Allah'a ve elçisine inanınız; "üçtür" demeyiniz. (Bundan) kaçının, sizin için hayırlıdır. Allah, ancak bir tek İlah'tır. O, çocuk sahibi olmaktan Yücedir. Göklerde ve yerde her ne varsa o’nundur. Vekil olarak Allah yeter.

“ve O'ndan bir ruhtur. İşte Meryem 17. ci ayetinde geçen ruh Cebrail değil Hazreti Meryem’e kuranın sadece peygamberler için kullandığı düzeltilmiş bir beşerdir. Kuran sadece insanların peygamber olanlarda güzel bir örek olduğunu söylemektedir. Peygamberler de elbette yanılır yanlış yaparlar. Ama onların yanlışları vahiyle düzeltilmiştir.

22/ 52- Biz senden önce hiçbir Resul ve Nebi göndermiş olmayalım ki, o bir dilekte bulunduğu zaman, şeytan, onun dilediğine (bir kuşku veya sapma unsuru) katıp bırakmış olmasın. Ama Allah, şeytanın katıp-bırakmalarını giderir, sonra Kendi ayetlerini sağlamlaştırıp-pekiştirir. Allah, gerçekten bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

“Ama Allah, şeytanın katıp-bırakmalarını giderir”. İşte peygamberleri peygamber yapan diğer insanlardan ayıran özellik budur. Düzeltilmiş beşer işte Meryem’e gelen Kuranda meleğin insan suretinde geldiği konusunda nerde bir ayet var? Bu anlayış İsrailiyattan gelmedir. Meleklerin yaratılışı ve insanların yaratılışı farklıdır. Meleklerde akıl yok irade yok onlar sadece kendilerine kotlanmış bilgi alanı içerisinde secdelerini hem Allaha hem de insanlara yaparlar.

Ayette geçen Ruh ve düzgün bir beşer kılığında görülenin melek değil Cebrail değil. Düzgün insan, düzeltilmiş bir beşerdir. Yani peygamber olan biri olduğudur.

19/ 19- Demişti ki: "Ben, yalnızca Rabbinden (gelen) bir elçiyim; sana tertemiz bir erkek çocuk armağan etmek için (buradayım)."
19/20- O: "Benim nasıl bir erkek çocuğum olabilir? Bana hiçbir beşer dokunmamışken ve ben azgın utanmaz (bir kadın) değilken" dedi.

"Ben, yalnızca Rabbinden (gelen) bir elçiyim” Bütün peygamberler elçidirler. Elçi olan peygamberlerin özelliği kendilerinden olanları doğrular ve tasdik ederler ve kendisinden sonra gelecek olan peygamberi de müjdeler peygamberler aynı zamanda erkeklerden olmaktadırlar. Eğer Burada gelen elçi melekse klasik olarak düşünenler için söylüyorum Cebrail peygamberlere mi vahiy getirir yoksa peygamber olmayana da mı vahiy getirirler. İşin püf noktası burasıdır. Meryem’e erkeç çocuk armağan etmek için geldim diyen ve Hazreti İsa daha gündemde yokken hazreti İsa hakkında Meryem bilgi veren Cebrail olması mümkün’mü? Bu anlayış vahiy orijinli dine iman edenlerde büyük bir infial olmaktadır.

Hazreti İbrahim’e gelen elçilerin bir erkek çocuk müjdelediklerinde ibrahimin karısının ihtiyarlamış kısır olduğu iddia edilerek şaşkınlık yaratıyorsa Meryem’e gelen elçi de Meryem için hem bir çocuk armağan etme hem de bir erkek çocuk müjdelemesi neticesinde meryemin “Bana hiçbir beşer dokunmamışken ve ben azgın utanmaz (bir kadın) değilken" dedi” diye söylemesinden doğal ne olabilir ki. Evet, Meryem toplumun din farklılığı anlamda azgın ve utanmaz biri olarak adlandırmaları onun ahlaki yönden fahişe anlamında değil onun kendi dinleriyle uyum sağlamadığı için böyle bir ifade kullanılmıştır. Bu ifade sadece Meryem’e değil bütün peygamberlere ve Allah dostlarına kullanılmış onları yerinden yurdundan sürüp kovmuşlardır.

Meryem ne bir evlenmişti nede iman etmeyenlerin sandığı gibi fahişe değildi. O Allahın bir bitki nasıl kendisine verilmiş görev ve sorumluluk seyri içerisinde bozulmadan duruyorsa meryemin de yaratılışta verdiği sözün arkasında duruyor anlamında bitkiye benzetilmiştir. O evlenmedi Allahtan bir elçi bir çocuk armağan etmek için Meryem’e evlilik teklif etti ve bu evlilik bir peygamber olan elçi ile gerçekleşti.

19/ 21- "İşte böyle" dedi. "Rabbin, dedi ki: -Bu Benim için kolaydır. Onu insanlara bir ayet ve Bizden bir rahmet kılmak için (bu çocuk olacaktır)." Ve iş de olup bitmişti.

Kuran Allah’a göre zaman olmadığını zaman insanlara göre olan bir kavram olduğunu vurgulamaktadır. Kâinat ol dediği zaman oluverdi başka ayetlerde altı günde yaratıldığını ifade etmesi Âdeme isimleri öğrettik ve saydılar ifadesi insanın var oluşunda yok oluşuna kadar geçen zamanı bir çırpıda özetlemesi bu ayette de ol demesiyle olur ifadesiyle oluyor olmayı ama bir zaman süreci içerinde olay seyretmektedir. Eğer ol kelimesi hemen olma anlamında ise dokuz ay karnında taşımasını nereye koymamız gerekiyor.

Mucize ve ayet kelimeleri sanki Allah Cebrail geldi babasız olarak Meryem’e bir çocuk müjdeledi ve çocuk da oluverdi ifadesiyle mucizeyi sünnetullaha ters bir anlam içerisinde düşündüklerinden dolayı sıkıntı doğuyor. 

Allah bir erkekle bir kadın birleştiği zaman bir damla sperma ile ana rahminde birleşerek çocuğun olabileceğini anlatıyor. İkinci Ayet de Peygamberlere gönderilen vahiylerdir. ve bu vahiylere uygun yaşayan insan bir ayet değil mi? İşte Kuran bütünlüğü içerisinde yerlerin ve göklerin yaratıcısı olan Allah'ın evre koyduğu yasalarla vahiylerin bütünlüğü bize doğru bir anlayışı verecektir.

Bir Başka anlaşılan konu

3/ 59- Şüphesiz, Allah Katında İsa'nın durumu, Âdem’in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona "ol" demesiyle o da hemen oluverdi.

Klasik anlayışa göre Adem anlayışı insanların ilki ve peygamber olan onun sağ kaburga kemiğinden yaratılan Bir Havva portresi insanların kafalarında fotoğraflan maktadır. Eğer Bu doğru olsa bile İsa'nın yaratılışı ademin yaratılışı gibidir. 

Ayetinden İsa'nın babasız yaratılmasına delil olmaz. O anlayışta i Âdem babasız ve anasız yaratılmıştır. İsa ise anası var babası yok nasıl yaratılış aynı olur? Böyle düşünülürse. Mantık doğru düşünmenin kurallarını prensiplerini öğreten ilimdir. Mantıklı düşünen birisi Allah mantıksız bir haşa benzetme mi yapmış?

O zaman kuranda iki tip âdemden söz edilir birisi adam olan insan olan âdem. Bunun yaratılışını Kuran bakara otuzuncu ayetten otuz yedinci ayete kadar yeryüzünde yaratılan varlıkları intak Sanatı yaparak anlayanlara çok güzel izah etmiştir.

3/ 59- Şüphesiz, Allah Katında İsa'nın durumu, Âdem’in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona "ol" demesiyle o da hemen oluverdi.

Ehli kitabın ve İslam toplumlarındaki Yanlış anlayışa kuran son noktayı koyarak, ne tartışıp duruyorsunuz İsa da siz âdem nasıl topraktan ve bir anne babadan meydana geldiyseniz İsa da öyle meydana gelmiştir. Zekeriyacı gönderdik Zekeriya ona evlenmeyi teklif etti ve İsa da bu şekilde oluştu Mucize olan budur.

Kuran Bakınız hiçbir yerde onunla ilgili bilgi vermediği halde insanların bazı şeyleri deneme yanılma evrendeki yaratılan varlıklardan bazı şeyler ile insanların öğrenebileceğini anlatmaktadır.

2/222- Sana 'kadınların aybaşı halini' sorarlar. De ki: "O, bir rahatsızlık (eza)dır. Aybaşı halinde kadınlardan ayrılın ve temizlenmelerine kadar onlara (cinsel anlamda) yaklaşmayın. Temizlendiklerinde, Allah'ın size emrettiği yerden onlara gidin. Şüphesiz Allah, tövbe edenleri sever, temizlenenleri de sever."

“Allah'ın size emrettiği yerden onlara gidin.” Bu ifade kuranın neresinde var? İşte kuranda anlatılanların hepsi evrende var. Onların detayları ile ilgili bilgileri Allah biz istediğimiz yönde yöneldiğimiz zaman bize vermektedir. Şifrelenmiş bilgileri Allah bizim aklımızı kullanarak donukluktan hantallıktan kurtulmak için bizim bulmamızı istiyor.

Zekeriya peygamberi İsa peygamberin babası olduğu ile ilgili bilgileri böyle şifreli bir şekilde anlatmıştır. Bunun bir adı da Müteşabih mecaz anlatımdır.

3/44- Bunlar, gayb haberlerindendir; bunları sana vah yediyoruz. Onlardan hangisi Meryem'i sorumluluğuna alacak diye kalemleriyle kur'a atarlarken sen yanlarında değildin; çekişirlerken de yanlarında değildin.

Bu ayette anlatılan sorumluluk için kuran bizim insanların anladığı anlamda şans oyunu olan kura değil burada anlatılmak istenen Meryem’le evlilik içi aday olma konusudur.

3/ 37- Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya'yı ondan sorumlu kıldı. Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu: "Meryem, bu sana nereden geldi?" deyince, "Bu, Allah Katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir" dedi.

3/38- Orada Zekeriya Rabbine dua etti: "Rabbim, bana Katından tertemiz bir soy armağan et. Doğrusu Sen, duaları işitensin" dedi.
İşte Zekeriya’nın duası fiiliyatla söylemin buluşması olan Meryem’le evliliği ve arkasından Allahın ona müjdelediği Yahya ve İsa bir peygamber olarak karşımıza çıkmaktadır.

19/ 7- (Allah buyurdu:) "Ey Zekeriya, şüphesiz Biz seni, adı Yahya olan bir çocukla müjdelemekteyiz; Biz bundan önce ona hiçbir adaş kılmamışız."

3/ 39- O mihrapta namaz kılarken, melekler ona seslendi: "Allah, sana Yahya'yı müjdeler. O, Allah'tan olan bir kelimeyi (İsa'yı) doğrulayan, efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamberdir."

Bazılarının söylediği gibi Yahya isa değil Yahya İsa’nın baba bir ana ayrı üvey kardeşidir. İsa’yı doğrulaması Aynen Harun ve Musa gibidir. İsa peygamber Yahya ise onu destekleyen doğrulayan elçiler-dendir.
Sonuç:

İsa babasız değil babası Zekeriya peygamberdir.

İsa nasıl âdem, insan topaktan yaratılıyorsa İsa da topraktan yaratılmış diğer âdemlerin diğer insanların yaratılışı nasıl sünnetullah olarak bir anne bir babadan meydana geliyorsa İsa da öyle meydana gelmiştir.

Meryem Allah'ın övdüğü kadındır ırzını korumuştur. Ve Zekeriya peygamberle evlenmiş İsa peygamber ayet olarak gelmiştir.

ALİ RIZA BORAZAN
MERSİN -ANAMUR

Kuranianlamametodu.blogspot.com.

Hiç yorum yok: