25 Ağustos 2008 Pazartesi

HAZRETİ. İSA’NIN BABASI ZEKERİYA PEYGAMBERDİR




RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA!

3/44” Bunlar, gayb haberlerindendir; bunları sana vahyediyoruz. Onlardan hangisi Meryem'i sorumluluğuna alacak diye kalemleriyle kur'a atarlarken sen yanlarında değildin; çekişirlerken de yanlarında değildin.

3/37- Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya'yı ondan sorumlu kıldı. Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu: "Meryem, bu sana nereden geldi?" deyince, "Bu, Allah Katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir" dedi.

Yukarıda Geçen iki farklı ayette Meryem'in sorumluluğunun kim verileceğinden söz etmektedir. "Zekeriyayı ondan sorumlu kıldı"
Ayetinde neyi anlatmak istiyor? şimdi onu kuranın bütünlüğü içerisinde aramaya çalışalım.


Acaba kur’an sorumluluktan bahsederken neyi ifade etmek istemiştir.?Önce bunu çözmek gerekiyor, Ben diyorum ki akıl baliğ çağına ermiş Erkek olsun kadın olsun. Aklı yerinde olan herkes,din seçme, yol seçme konusunda kendi özgür iradesiyle yetkili ve sorumludur. Her aklı başında olan insan yanlışa da doğruya da gitse hesabını yalnız başına Allah’a verecektir.

Evlilik konusunda  Kuran'a  göre diğer insanlardan farklı bir konuma girmektedir. Bir İnsan ne anasından ne babasından ne erginlik yaşına girmiş olan çocukları üzerinde sorumluluk sahibi değildir. Ancak evli erkek ve kadına geldi mi  iş değişmektedir. Şimdi onu anlatmaya çalışalım. 

Kuran bütünlüğüne baktığımız zaman, Müslüman  olan bir erkekle Müslüman olmayan bir kadının evlenemeyeceği gibi aynı zamanda  Müslüman olan bir  kadın ile Müslüman olmayan bir erkeğin de evlenmesini Allah yasaklamıştır.

2/221- Müşrik kadınları, iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir cariye, -hoşunuza gitse de- müşrik bir kadından daha hayırlıdır. Müşrik erkekleri de iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir köle, -hoşunuza gitse de- müşrik bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar, ateşe çağırırlar, Allah ise Kendi izniyle cennete ve mağfirete çağırır. O, insanlara ayetlerini açıklar. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler.

60/10- Ey iman edenler, mü'min kadınlar hicret ederek size geldikleri zaman, onları imtihan edin. Allah, onların imanlarını daha iyi bilendir. Şayet (gerçekten) mü'min kadınlar olduklarını bilip-öğrenirseniz, artık sakın onları kafirlere geri çevirmeyin. (Çünkü) Ne bunlar onlara helaldir, ne onlar bunlara helaldir. Onlara (kafir kocalarına kendileri için) harcadıklarını verin. Onlara (hicret eden mü'min kadınlara) ücretlerini (mehirlerini) verdiğiniz takdirde onları nikahlamanızda size bir güçlük yoktur. Kafir (kadın)ların ismetlerini (nikahlarını) tutmayın ve (onlar için) harcadıklarınızı isteyin. Onlar da (mü'min kadınlara) harcadıklarını istesinler. Bu, Allah'ın hükmüdür; sizin aranızda hükmeder. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Yeri gelmişken  fıkıh kitaplarında yazdıkları gibi Müslüman erkeğin Yahudi ve Hristiyan kadınlarla evlenebilir ancak Müslüman kadılar Yahudi ve Hristiyan erkeklerle evlenemez anlayışı asla doğru değildir. Müslüman erkekler Müslüman kadınlarla Müslüman kadınlar ancak Müslüman erkeklerle evlenebilirler. Bu Allah'ın değişmez yasasıdır.

Evlilik olayında takva iktidarını kurmuş olan bir erkek ile takva iktidarını kurmuş olan bir kadının topluluk önünde sözleşmelerinin kayıt altına alınması ile nikah gerçekleşebilir. Allah katında kabul görülen nikah ve evlilik ancak  bu şekilde olmalıdır. Allah Evlilikte erkeği  lider, reis başkan, n derseniz deyin ailede  seçmiştir.

Erkek Eşinin yanlış yaptığı davranışlardan dolayı sorumludur. Eğer takva yolunda yürüyen bir erkek eşini Allah’ın haram kıldığı şeylerden bütün cehdini gösterdiği halde engel olamamışsa Ki gerçekten buna gücü yetmeyebilir. Yol ve dinleri farklı bir evliliği Allah yasaklıyor.   Yukarıda vermiş olduğum ayetler onu anlatmaktadır.

Sorumluluk almak demek onun yapmış olduğu bütün davranışlara kefil olmak demektir. Eğer kadın veya erkeklerden herhangi birisi Allah’ın yasakladığı büyük günahlardan,Herhangi birini yaparsa evlilik sözleşmesi bozulduğu gibi , velayet hakkı da ortadan  kalkar.


4/34” Allah'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde 'sorumlu gözeticidir.' Saliha kadınlar, gönülden (Allah’a), itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allah Yücedir, büyüktür.

Ayette geçen vurun kelimesi dövün anlamında değil, Boşama anlamında kullanılmıştır. Onu yeri gelmişken belirtmek istedim.


Allah erkeğe güç kuvvet vermişse o oranda da Sorumluluk Yüklemiştir. Şimdi böyle bir tablodan bahsederken, Allah ın ortaya koyduğu Ve dininin adını İslam diye isimlendirdiği Bir Projeden bahsediyoruz. Müslümanım diyen her insanın, Her meselesini bu proje içinde değerlendirmesi ve çözmesi gerekmektedir.

Şu iyi bilinmelidir ki, Erkek ve kadının yaratılışı biri birinden farklıdır. Bazı bu konuda çalışan uzmanlara göre kadın ile erkek arasında kırk beş farklılığın olduğu bildirilmiştir.


Evlilik Hayatı Toplum içerisinde ayrı ayrı yaratılış ve kültür farklılığı olan iki kişinin bir hayatı paylaşmasının adıdır. İnanıp iman eden ve Salih amel işleyenler için hayat bir imtihan ve  Dünya bir deneme salonudur.

Evli olan erkek ve kadın hayatı beraber omuzlamak için kendilerine birer rol verilmiştir Kim kedilerine verilen bu rolü Allah'ın tarif ettiği şekilde oynarsa Kadın olmuş erkek olmuş hiç fark etmez, o Allah katında sevabını almıştır.

4/32- Allah'ın kendisiyle kiminizi kiminize göre üstün kıldığı şeyi (malı) temenni etmeyin. Erkeklere kazandıklarından pay (olduğu gibi), kadınlara da kazandıklarından pay vardır. Allah'tan onun fazlını (ihsanını) isteyin. Gerçekten, Allah herşeyi bilendir.

Allah hiç kimseye götüremeyeceği yükü yüklememiştir. ime ne kadar  Güç vermişse ona verilen sorumluluk da o kadardır. Erkeğe ve kadına Allah farklı roller vermiştir onun Allah katında erkek olmuş kadın olmuş hiç anlam ve önemi yoktur. Kim  kendisine yüklenen görevi ve rolü Allah'ın istediği şekilde yapar ve oynarsa Allah katında üstün olan odur.

Eğer kadın ve erkekten herhangi birisi görevini suistimal ederse O aile hayatı fesada uğrar. Hedefe ulaştırılmak için yüklenilen yük hedefe varamaz. Evlilik hayatı çatırdamaya başlar. Onun için Allah Erkeği Ailede reis yaparak sorumlu ve gözetici kılmıştır. Zikir ehli olanlar iyi bilirler ki başsız ve reissiz toplumlar ayakta kalamazlar. Mutlaka bir yönetici bir direktör olması gerekmektedir. Eğer Allah Reislik Konumunu Aile hayatında erkeğe vermişse Bunu Eleştirenler Allah'a karşı haksızlık ediyor demektir.

Zaten Kadın ile erkek yaratılış farkı bakımından incelendiğinde Allah’ın erkeği reis yapması ne kadar doğru ve mantıklı olduğu anlaşılacaktır. Evliliğin düzgün bir şekilde yürüyebilmesi için kovulmuş şeytanın tuzağına düşmemek için Allah kadını ve erkeği birbirlerine veli kılarak yanlış şeylerde birbirlerini engellemek doğru ve hayır olan şeylerde birbirlerini destekleyerek Kuran'ın yol göstericiliğinde belirlenmiş olan ecele kadar düzgün bir şekilde yürümeleri hedeflenmiştir.


9/72: “Allah, mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara içinde ebedi kalmak üzere, altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vadetmiştir. Allah'tan olan hoşnutluk ise en büyüktür. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.”

Artık bu kadar bilgiden sonra Hz Meryem’le ilgili konumuza devam edelim.

3/37: “Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya'yı ondan sorumlu kıldı. Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu: "Meryem, bu sana nereden geldi?" deyince, "Bu, Allah Katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir" dedi.”


Daha önce de bahsettiğimiz gibi hiç bir insan  kendisi istemedikçe Hiç bir insanı ne doğru ne de yanlış yola götürebilir.  Hiç bir insan hiç bir insan hiç bir insanın sorumluluğu altında da değildir.  kişiler ne anasından ne babasından ne de ergilik yaşına gelmiş çocuklarından sorumludurlar. Ancak evlilik konusuna gelince iş değişmektedir.

Daha önceki bahsettiğimiz ayetlerden de anlaşıldığı gibi kadınlar eğer vahiy rotasından saparlarsa nasihat ve uygulamalar fayda vermemişse erkeğe  kadını boşama hakkı doğmaktadır. (Bu konu ilgili mevzuyu talak bahsinde geniş geniş anlatmıştım.) Böylece   Boşama gerçekleşince üzerindeki hem sorumluluk kalkar hem de velilik kefillik hakkı kalkar. 

Ayette bahsedildiği gibi Zekeriya peygamberin Meryem'in üzerinde sorumlu olduğu bahsedilmektedir. O zaman diyebiliriz ki, yukarıdaki ayetler ve izahlardan sonra sünnetullaha uygun olarak Meryem Zekeriya'nın nikahlı karısıdır. Ayette ifade edildiğine göre “demişti ki ben yalnızca rabbimden gelen bir elçiyim, sana tertemiz bir erkek çocuk müjdelemek için (buradayım).” 

İşte her peygamberin kendilerinden önceki peygamberleri doğrulayıp tasdik etmesi, ve kendinden sonra gelecek olan peygamberi müjdelemesi nedeniyle o elçinin bir peygamber olduğu kesindir. Öyleyse Hz.  İsa'nın babası Zekeriya peygamber demek doğru olur kanaatindeyim. Doğru olanı Allah bilir ama Bu anlayış Kuran'a, ilme, akıla, pratik hayata daha uygun bir anlayıştır diyorum.

Şu sorulara akli ve kuran'i olarak doğru cevaplar verilmesi gerekir.

1-Meryem'e gelen elçi kimdir?

Önce Burada Nebi ve resul kelimelerine kısacık Kuran'ın yüklediği anlamı aktarmaya çalışalım.


Kuran'ın orijinal metninde  peygamber kelimesi geçmez dikkat ederseniz meallerde tercüme edilirken  peygamber kelimesinin karşılığı nebi, resul kelimesinin karşılığı da elçidir.  

Nebi Vahye muhatap olan Ve  ve bu olgu sadece nebilere has olan Allah'ın bildirmesiyle dünya yaşamında hakla batılı doğru ile yanlışı ayıran kendilerine kitap ve hikmet verilen  gayba ait Allah'ın bildirdiklerini bilen Resullerin adıdır.

Resul: Bizim dilimizde karşılığı elçi aracı demektir. Yani Allah'tan Aldığı bilgileri Allah'tan aldığı gibi orijinal-ine dokunmadan diğer insanlara aktaran demektir.

Nebi kelimesine yüklenen anlam ile resul kelimesine yüklenen anlam aynı değildir. Mütercimler bu iki kelimenin farklılığını net bir şekilde kavrayamadıklarından  Ayetin orijinalinde geçenden farklı olarak tercüme etmişlerdir Burada o detaya girmeyeceğim, Yalnız  Resul kelimesinin farklılığını biz Kuran'da geçen diğer ayetlerden anlıyoruz. bu konunun doğru anlaşılması açısından şunun bilinmesi yeterlidir. Nebi sadece insanlardan olur. resul ise hem insanlardan hem de meleklerden olmaktadır.


19/19- Demişti ki: "Ben, yalnızca Rabbinden (gelen) bir elçiyim; sana tertemiz bir erkek çocuk armağan etmek için (buradayım)."

19//19قَالَ إِنَّمَا أَنَا رَسُولُ رَبِّكِ لِأَهَبَ لَكِ غُلَامًا زَكِيًّا

Kâle innemâ ene resûlu rabbiki li ehebe leki gulâmen zekiyyâ(zekiyyen).

Sizce, bu resul  Melek olabilir mi? Dikkat ederseniz konunun akışı içerisinde geçen ruh ve  resul kelimeleri sanki bütün mütercimler sözleşmişler gibi kelimeye Cebrail anlamını yüklemişlerdir. Şimdi onunla ilgili ayetin Arapça, Türkçe, okunuşunu ve tercümesini aktaralım.


19/17- Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti. Böylece ona ruhumuz (Cibril'i) göndermiştik, o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü.

19/17اتَّخَذَتْ مِن دُونِهِمْ حِجَابًا فَأَرْسَلْنَا إِلَيْهَا رُوحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَرًا سَوِيًّا
Fettehazet min dûnihim hicâben fe erselnâ ileyhâ rûhanâ fe temessele lehâ beşeren seviyyâ(seviyyen).

Dikkat ederseniz Meryem'e gelen elçinin düzgün seviyeli bir beşer olduğu söyleniyor. Yine bu mütercim insaflı davranmış. bir çok meallerde Ruh kelimesine direk Cebrail anlamını yükleyerek tercüme  edenler vardır.

Ruh kelimesi  Kuran'da değişik sure  konu ve ayetlerde farklı yerlerde kullanarak konulduğu yerde farklı anlamlara gelmiştir. Ruh kelimesini , (Ruh can ve ruhulkudüs ) adlı makalemde geniş geniş izah etmeye çalıştım. dileyenler o makalemden öğrenebilirler.

Ruh Bu ayette Cebrail değil, Cibril değil, nebi ve resul anlamında kullanılmıştır. Kuran'da yirmi iki yerden farklı ayetlerde kullanılmıştır. ancak ben burada konu uzamasın diye  nebi ve resul anlamında kullanılan bir ayeti aktarmakla yetineceğim. 

4/171- Ey Kitap Ehli, dininiz konusunda taşkınlık etmeyin, Allah'a karşı gerçek olandan başkasını söylemeyin. Meryem oğlu Mesih İsa, ancak Allah'ın elçisi ve kelimesidir. Onu (‘OL’ kelimesini) Meryem'e yöneltmiştir ve O'ndan bir ruhtur. Öyleyse Allah'a ve elçisine inanınız; "üçtür" demeyiniz. (Bundan) kaçının, sizin için hayırlıdır. Allah, ancak bir tek İlah'tır. O, çocuk sahibi olmaktan Yücedir. Göklerde ve yerde her ne varsa O'nundur. Vekil olarak Allah yeter.

Müfessirler  Her peygamberin yerini ve konumunu farklı anlasalar da,  Kuran'da bütün nebi ve resul olan peygamberler arasında hiç bir farklılık yoktur. İsa  Allah'tan bir ruh ise Musa da Muhammet de  Zekeriya da Allah'tan birer ruh'turlar. Ruhun nebi ve resul anlamında kullanıldığında Nebilerin kumandası Allah'tır.Yani nasıl bir insan kumanda ile yönetilen bir televizyon kanallarını kullanan kişi hangi kanalı ararsa o kanal açıldığı gibi, Nebiler  de Allah ne Murad etmişse onun muradını gerçekleştirmek zorundadırlar.

Ayetlerden gördük ve anladık. Öyle ise Meryem'e Gelen elçi Bir melek değil Cebrail değil sadece nebi ve resul olan bir elçidir.

2-Eğer Meryem'e gelen elçi Cebrail olmuş olsaydı şu sorulara cevap bulunamazdık.

Meryem bir nebi ve resul mü idi? Kuran'da Kadınların nebi ve resul olduğu ile ilgili hiç bir ayet yoktur. Nebiler Erkeklerden olduğu  anlatılmaktadır.

16/43- Biz senden evvel kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başka (peygamberler) göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline sorun.

Nebiler  Genelde klasik tefsir alimlerine göre Cebrail peygamberlere vahiy getirip götüren melektir. Eğer Cebrail peygambere vahiy getiriyorsa Meryem bir kadın olduğuna göre 
Kadından da peygamber olmayacağına göre Meryem'e gelen ruh'un  Cebrail olması düşünülemez.

Kuran'da üç ayette topu topuna  Cibril kelimesi geçer. Cibril benim anladığıma göre Allah'ın nebilerle konuşma ve vahyetme olgusunun adıdır.

3- Meryem'e gelen  resulün mutlaka bir nebi olması lazım ki İsa gibi bir erkek çocuğun daha ana rahmine yerleştirilmeden bilebilsin? on dokuzuncu ayeti örek olarak yukarıda Arapçası Türkçe okunuşu ve tercümesi ile verdim. ama onunla beraber diğer üç ayeti de beraber işlediğimizde konu herhalde biraz daha anlaşılır hale gelecek sanırım.


19/19- Demişti ki: "Ben, yalnızca Rabbinden (gelen) bir elçiyim; sana tertemiz bir erkek çocuk armağan etmek için (buradayım)."


19/20- O: "Benim nasıl bir erkek çocuğum olabilir? Bana hiçbir beşer dokunmamışken ve ben azgın utanmaz (bir kadın) değilken" dedi.


19/21- "İşte böyle" dedi. "Rabbin, dedi ki: -Bu Benim için kolaydır. Onu insanlara bir ayet ve Bizden bir rahmet kılmak için (bu çocuk olacaktır)." Ve iş de olup bitmişti.


19/22- Böylelikle ona gebe kaldı, sonra onunla ıssız bir yere çekildi.

Takılıp kaldıkları nokta şudur."Benim nasıl bir erkek çocuğum olabilir? Bana hiçbir beşer dokunmamışken ve ben azgın utanmaz (bir kadın) değilken"

Evet Meryem'e Allah'tan nebi bir resul Gelinceye ve onunla nikahlı olarak evleninceye kadar Meryem iffetini koruyan ve Kuran'da iki övülmüş kadından biri olarak zikredilir.

Meryem, bu Konuşmalardan sonra sanki gelen elçi, okus pokus yaprak gebe kalıyor. Sizce akıllı ve mantıklı düşünen biri olarak Her şeyin oluşunu  bir  sebep ve sonuç ilişkisi içerisinde düzenleyen Allah, Bu olayda sünnetini değiştirmiş mi?  Kuran'da İlk yaratılma  durumu hariç  Bütün insanlar doğal seyri içerisinde bir sperma ile yumurtanın ana rahminde döllenerek meydana gelmiştir.

Kopyalama ile var oluşu örnek verenler Eşyanın yapısını bozarak ortaya çıkan sonuçlardır. İlim bir taraftan gelişip insanlara ışık tutarken bir taraftan da  ilim olmayan ilim zannedilenler hormonlu besinler üreterek eşyanın yapısını bozmuşlar ve insanların hayatlarını karartmışlar dır. O konuya girmeyelim. İsa'nın döneminde bu tür gelişmeler yoktu.

Sonuç Olarak, Kuran içerisinde ne zaman Meryem geçti konu içerisinde Zekeriya ile beraber zikredilmiştir. Ama Meryem Zekeriya'dan gebe kalınca  Zekeriya'nın adı bir daha anılmaz oldu. bu sizin dikkatinizi hiç çekti mi? Anlaşılıyor ki Zekeriya öldü. ve Meryem karnındaki çocuğu babasız olarak güçlükler içerisinde  hamileliğini  sürdürdü. 

Görüldüğü gibi Hiç kimsenin bilmediği Allah'ın bildirmesiyle bildiği Zekeriya'nın müjdeledi'ği İsa dünyaya geldi ve insanlara bir ayet ve ışık yol gösterici oldu.

Dilimin döndüğü  kadar  olayı anlatmaya çalıştım. Doğru bildiklerim Allah'a ait yanlış bildiklerim ve anladıklarım ise bana aittir. en doğru bilen Allah'tır zaten ihtilafa düştüğümüz konulardaki Hükmü Allah ahiret aleminde bize bildirecektir.

ALİ RIZA BORAZAN

MERSİN-ANAMUR 






12 yorum:

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Ali Rıza Borazan dedi ki...

Kardeş Keşke adını verseydin de tanışmış olsaydık. Sen kaynak yokluğundan ve ahlaki olmadığından söz ediyorsun Allah Razı olsun okumanız ve yorum yapmanız eğer yanlış isem beni düzeltmeniz için kendinizi yormanız bile beni çok sevindirmiştir. Yıllardır ben bu kuranı anlamak için çalıştım. ama yanlış anlamış olabilirim. bana belge göstermen gerekir. Kuran kuranın dışında bir belge kabul etmiyor. ben orada ayetlerden başka ne kaynak göstermemi isterdin ki uydurma kuran'la uyuşmayan sözleri mi. kaynak göstereyim. Kuarandaki bir ayetin kastettiği mana bütün kuranın içerisinde gizli ve kuranda aramak gerekir.. onu bulmak o konu ile çalışmaya ve kendi cehtini göstermeye bağlıdır.

Adsız dedi ki...

Hz. İsa (a.s) babasız dünyaya gelmiştir. Bundan hareketle materyalistler önyargıları gereği; kendi kendine üreme olmaz itirazında bulunurlar.. Anne ve baba çocuk için vasıtadır sadece. Nasılki arada iletken madde olmadan televizyon, radyo, veya telefondan yararlanabiliyorsak, pekala Rabbül Alemin arada baba olmaksızın üreme hücrelerinin şifrelerini çözerek yada açarak insan yaratabilir. Herşey O’nun iradesi dahilindedir, O herşeye kadirdir çünkü.. Vücut hücrelerinde bir insanın genetik kodları gizlidir ama yalnız bu şifreleri açacak inisiyatifi cinsiyet hücrelerine verilmiş. Yaratan tahminlerimizin ötesinde bu kilidi açarak Meryem anamızı manyetik ışınlamaya tabi tutmuş olabilir. Yüce Rabbimiz; ‘’ Allah yanında İsa’nın durumu Adem’in durumu gibidir.Onu topraktan yarattı, sonra ona ‘ol ‘ dedi o artık olur’’ (Ali-imran suresi ayet59) buyurarak Cebrail aracılığı ile Meryem anamızı ışınlayarak ( nefh), karşı cinsten gelecek şifrelerle birleşerek İsa (a.s) ‘ babasız dünyaya getirmiş olabilir. Ki günümüz genetik çalışmalarda gerek klonlama ve gerekse yumurta hücrelerini çözerek laboratuarda ışınlama yönteminin kullanıldığı bir vaka. Madem Allahü Teala ‘’ona ruhumdan nefh ettim’’ beyan buyuruyor, o halde ‘hiçbir canlı kendi kendine üreyemez ‘deyipte laboratuarda ışınlama yöntemlerini uygulayarak yeni bir canlı yaratma çabası içerisine giriyorsunuz?

Zachariah dedi ki...

Simdi sIz burda "BabaSI" diyince herkez bunu biolojik babaSI diyee anLIyabilir: buda çok yanLIs taraflara çeker konuyu, günaha gireriz, yalan haber olur ve SAPITIrIZ.

SIZ daha çok hz.Zekeriya hz.Meryemin manevi babasidir demek istediniz galiba. Onu büyütüp yetistiren.

Evet Hz.Zekeriya bir peygamberdir diyebilirsiniz. Bir yanlis görmüyorum.

Bir Mücize ile ilerlemis yasina ve karisinin artik kisirlasmis olmasina ragmen Allah duasini kabul eder ve Hz.Zekeriya ya bir erkek çocuk verir: Hz Yahya

İhsan Gümüşdere dedi ki...

Sayın Borazan.

Evvela şu ayetlere mukni bir açıklama getirmeniz gerekmektedir.

"Rabbim bana bir beşer dokunmamışken nasıl bir çocuğum olabilir?" dedi. (Fakat) "Allah neyi dilerse yaratır. Bir işin olmasına karar verirse yalnızca ona "Ol" der o da hemen oluverir." (Al-i İmran Suresi, 47)

Meryem, kendisine bir beşer dokunmadığı halde çocuk sahibi olacağı için şaşkınlık yaşıyor. Muhatabı da bu olayın Allah için çok kolay olduğunu vurguluyor. "O bir şeye ol der o da hemen oluverir".

İkincisi; "İşte böyle" dedi. "Rabbin dedi ki: -Bu Benim için kolaydır. Onu insanlara bir ayet ve Biz'den bir rahmet kılmak için (bu çocuk olacaktır)." Ve iş de olup bitmişti. Böylelikle ona gebe kaldı sonra onunla ıssız bir yere çekildi. (Meryem Suresi, 21-22)

Ayette beyan edildiği gibi, insanlara kılınan bir ayet.

Üçüncüsü; Böylece onu taşıyarak kavmine geldi. Dediler ki: "Ey Meryem, sen gerçekten şaşırtıcı bir şey yaptın. Ey Harun'un kız kardeşi, senin baban kötü bir kişi değildi ve annen de azgın, utanmaz (bir kadın) değildi." (Meryem Suresi, 27-28)

Kavminin karalamalarına, iffetsiz ithamlarına karşı şunu diyebilirdi. "Şaşılacak birşey yok Çocuğun babası Zekeriya'dır." Ama böyle olmuyor. Ben rahmana oruç adadım ve kimseyle konuşmayacağım diyor. Ve günler sonra beşikteki İsa konuşarak durumun gerçekliğini izah ediyor. Bkz: (Meryem Suresi, 29-34)

Meryem aleyhinde, çocuğunu herhangi bir beşerle olan ilişkisinden dünyaya getirdiğini iddia edenlere ise : "(Bir de) İnkâra sapmaları ve Meryem'in aleyhinde büyük bühtanlar söylemeleri... nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik)... (Nisa Suresi, 156-157) Meryem aleyhinde sizin gibi bühtanlarda bulunanları Allah cezalandırdığını ifade ediyor.

Son söz yine Kur'an'dan olsun. "Şüphesiz, Allah katında İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir.

Sırf hristiyanların baba oğul ve kutsal ruh sentezini çürütmek için, Meryeme koca, isa'ya baba arayanları Kur'an'a davet ediyorum. Ve bühtanlarından bir an önce vazgeçmelerini temenni ediyorum. Bu kendi hayırlarına olacaktır.

Selamlar

Ali Rıza Borazan dedi ki...

Önce Adsız Kardeşe cevap veriyorum.
1- Allah her şeyi istediği gibi yaratır. Allaha iman edenler için onda bir problem yok. Sünnetullah nedir? onu bir incelemeni tavsiye ediyorum.
2- İsanın Yaratılışı ademin yaratılışı gibi derken adem kelimesi nedir? Babasız anasız olan adem mi hayır adem kelimesi insanın bakara otuzdan otuz yediye kadar süreç içinde yratılan ademdir. Yoksa
Kıyaslama yaparken Ademin yaratılışı gibi olsaydı. isa babasız adem ise hem anasız hem babasız nasıl ademin yaratılışı gibi oluyor? sizi tekrar düşünmeye davet ediyorum.

Ali Rıza Borazan dedi ki...

Zachariah dedi ki... Kardeşim bu ehli kitap ve islam toplumunda ezber bozan bir söz biliyorum. Evet Zekeriya peygamber Hazreti Meryemin Kocası ve İsa peygamberin babasıdır. Eğer Başka türlü olursa Hem kurani anlayışta hem de evrenin yasalarıyla ilgile çöker gider. selam ve sevgilerimi sunuyorum

Adsız dedi ki...

selamlar 3:38 - Orada Zekeriyya, Rabbine dua etti: "Rabbim! Bana katından hayırlı bir nesil ver. Şüphesiz sen, duayı hakkıyle işitensin" dedi.
3:39 - Zekeriyya mabedde namaz kılarken melekler ona: "Allah sana, Allah'dan bir kelimeyi doğrulayıcı, efendi, nefsine hakim ve iyilerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeler." diye ünlediler.
3:40 - Zekeriyya: "Ey Rabbim, benim nasıl oğlum olabilir? Bana ihtiyarlık gelip çattı, karım ise kısırdır." dedi. Allah: "Öyledir, fakat Allah dilediğini yapar." buyurdu.
3:41 - Zekeriyya: "Rabbim! (oğlum olacağına dair) bana bir alâmet ver" dedi. Allah da buyurdu ki: "Senin için alâmet, insanlara üç gün, işaretten başka söz söyleyememendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et".
6:85 - Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas'a da (hidayet ettik). Hepsi de salih kullarımızdandı.Aynı zekariyadan mı bahsediliyor acaba?

metafizik19 dedi ki...

Sünnetullaha uymadğını zannediyorsunuz ama yanılıyorsunuz. Şu an bile bilimsel çalışmalarla bir KADIN erkek yada MENİ olmadan kendi Hücrelerinden HAMİLE kalacak TEKNOLOJİYE çoktan ulaştı bile ve ben inanıyorumki çok yakında İsa gibi babasız sadece anadan olan ERKEKLER doğacak ve Meryem gibi bakire kızlar bile erkeksiz çocuk doğruracaklardır Bu ayetler aslında İLERİKİ YÜZYILDA OLACAK olayların o yüzyılda bir BENZERİNİN yaşatılmasından başka bir şey değildir. Ortada Sünnetullaha bozan bir şey var diye İSA ya BABA bulmak müslümana yakışmaz. SİZ yaşarken sünnetullaha uygun olduğu anlaşılırsa nasıl hesap verecekisiniz Allaha. ahirette
?

Adsız dedi ki...

selamün aleyküm.ismim melih. bu konu ile alakalı fikrim şudur. eğer dediğiniz gibi sünnetullah tek bir şekilde oluyor ise herzaman her insan ilk insanlar gibi yaratılmalıdır.ilk insan bir ana babadan oluşmamışsa sünnetullahta tek bir şekilde ise neden bizler ana babanın ilişkisi ile dünyaya geldik. bu konu sonrasında isanın yaratılışı ademin yaratılışı gibidir ayeti ile alakalıfikrimi söylemek istiyorum.ilk insanın farklı bir yaratılışa geçmedenki durumu nasıl bir babadan alınan spermle olmadı ise meryemin karnındada böyle bir durum olmuş olabilr.yani toprakta yada suda yada balçıkta gerekli oluşumlar tıpkı anne karnında olduğu gibi babadan bir sperm olmadan yalnızca Allah ın ol demesi ile olabilir ve yine Allah ın ol demesi ile farklı bir yaratılışa geçebilir. bu benim düşüncem. Allah a şükür kuran ı anlamak için özgürce fikirlerimizi sunabiliyoruz doğruyu bulabilmek için. Allah muvaffak etsin.

Unknown dedi ki...

Selamün Aleyküm dostlar.
Bu önerme/tez yazısını ve yorumları okudum. A. Rıza Borazan kardeşimiz Kur'an-ı Anlamak için uzun yıllardır çalışıp çabaladığını söylüyor. Gayretleri takdire şayan olmalı. Lakin makule yatkın cevaplar bulma gayretiyle yaptığı yorumlamaları doğrularken geçmiş alimlerin değerlendirme yöntemlerini bütünüyle yanlışlama gayreti bile kendiyle çelişiyor ve yorumlarının en büyük zaafını oluşturuyor. Kendi aklını bu kadar öne çıkarırken geçmiş ulemayı ötelemesi- Kur'an dan başkaca delillerdende faydalanarak tefsirde bulunmalarını garipsiyor ve reddediyor- irdelemesi gereken bir durum kanaatimce. İhsan Gümüşdere'nin ve Adsız mahlaslı Melih kardeşimizin yorumlarını gözönüne alarak konuyu yeniden incelemesi gerekir diye düşünüyorum.

Ali Rıza Borazan dedi ki...

ORHAN KARDEŞ ELEŞTİRİLERİNİZE TEŞEKKÜRLER. YALNIZ BİR ŞEYİ İDDİA EDERKEN DE ELEŞTİRİ YAPARKEN DE MUTLAKA BİR BELGEYE DAYANMASI GEREKİR. İSLAM ALİMLERİNİN HANGİSİ KURANI KURANLA ANLAMA GAYRETİ İÇERİSİNE GİRMİŞ VE BU OLAYI BELGELEMİŞTİR. BANA İSA'NIN BABASIZ OLDUĞU İLE İLGİLİ BİR TEK AYET VEYA ONU İMA EDEN BİR KELİME BELGE OLARAK KURANDAN GÖSTEREBİLİR MİSİN? VEYA TIP İLMİNE MÜRC
AT ET BAKALIM SİPERMA OLMADAN ÇOCUK OLABİLİR Mİ?