9 Mayıs 2012 Çarşamba

SÜNNETİN KURAN’DAKİ TANIMI:

 


RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA!

SÜNNET: Gerek  Evrende Allah’ın  koyduğu değişmez kuralları ile, gerekse  insanların ve toplumların yaptıkları davranışlar sonucunda  tekrarlana gelen Allah’ın değişmez kurallarıdır.

Bu tanıma göre sünnet iki kısma ayrılmaktadır.

1- EVRENDEKİ ALLAHIN DEĞİŞMEZ SÜNNETİ,

2- SOSYAL TOPLUMLARDA  OLUŞAN DEĞİŞMEZ SÜNNTİ
=========================================================

1-EVRENDEKİ ALLAH’IN DEĞİŞMEZ SÜNNETİ:

7/185- Onlar, göklerin ve yerin 'bağımlı olduğu egemenliğe ve sünnete’ (melekût) Allah'ın yarattığı şeylere ve ihtimal (verip) ecellerinin pek yaklaştığına bakmıyorlar mı? Bundan sonra onlar artık hangi söze inanacaklar?

Allah  Kainatta yaratmış olduğu her şeyi mutlaka bir sebep ve sonuç ilişkilerine göre yaratmıştır. Yağmur yağacağı zaman mutlaka bulutların oluşması, ve bunların olgunlaşması sonucunda yağması, güneşin doğudan doğup batıdan batması, gecenin arkasından gündüzün meydana gelmesi, Ateşin yakma görevinin hiç değişmemesi denizde yüzme bilmeyenin boğulması daha bir çok  genellemesini bile saymakta güçlük çektiğimiz Allahın evrensel yasalardaki değişmez sünneti tekrarlanarak değişmeden olarak gelen sünnetleridir.

67/3- O, biri diğeriyle 'tam bir uyum’ (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir 'çelişki ve uygunsuzluk’ (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun?

67/4- Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir.

İşte Allahın evrende yarattığı bütün şeylerde çarpıklık uygunsuzluk ve hiçbir çelişki yoktur.

2- SOSYAL TOPLUMLARDA OLUŞAN DEĞİŞMEZ SÜNNETİ.

35/43- (Hem de) Yeryüzünde büyüklük taslayarak ve kötülüğü tasarlayıp düzenleyerek. Oysa hileli düzen, kendi sahibinden başkasını sarıp-kuşatmaz. Artık onlar öncekilerin sünnetinden başkasını mı gözlemektedirler? Sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın ve sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir dönüşüm de bulamazsın.

Kuran’da sünnet kelimesi on iki yerde geçmektedir. Ama bir ayet dışında, on bir ayette, insanların davranışları sonucunda oluşan değişmeyen sünnetlerinden  bahsetmiştir. Bu ayetleri incelediğimiz zaman gerek peygamberlerin gerekse toplumların başlarına gelen değişmez sünnetlerden söz etmektedir.

Peygamberler toplumlara geldikleri zaman ilk önce karşı çıkanlar onları yalanlayanlar toplumun önde gelenlerinden olmuştur. Veya toplumlar  içerisinde  toplumlarda münafıklık yapanların başlarına gelen değişmeyen sünnetlerden bahsederken şöyle buyrulmaktadır.

33/60- Andolsun, eğer münafıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar ve şehirde kışkırtıcılık yapan (yalan haber yayan)lar (bu tutumlarına) bir son vermeyecek olurlarsa, gerçekten seni onlara saldırtırız, sonra orada seninle pek az (bir süre) komşu kalabilirler.

33/61- Lanete uğratılmışlar olarak; nerede ele geçirilseler yakalanırlar ve öldürüldükçe (sürekli) öldürülürler.

33/62- (Bu,) Daha önceden gelip-geçenler hakkında (uygulanan) Allah'ın sünnetidir. Allah'ın sünnetinde kesin olarak bir değişiklik bulamazsın.

Fetih suresinde Allah’ın kafirlerin değişmeyen sünnetlerinden bahsederken şöyle anlatılmaktadır.

48/22- Kafir olanlar, sizinle savaşmış olsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı; sonra, ne bir veli (koruyucu dost), ne bir yardımcı bulamazlardı.

48/23- (Bu,) Allah'ın öteden beri sürüp giden sünnetidir. Sen Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın.

48/24- Onlara karşı size zafer verdikten sonra, Mekke'nin göbeğinde ellerini sizden ve sizin de ellerinizi onlardan çeken O'dur. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.

Toplumsal sünnetlerden biraz bahsedecek olursak,  İnsanlar kendi ellerinin yaptıkları sonucunda suç işledikleri zaman, işlemeye devam ettikçe suç işleme mekanizmasının daha da işlerlik hale gelmesiyle geriye dönüşü mümkün olmayan bir yola girmesi ve arkasından onlara cehennemin hak olması Allah’ın değişmez sünnetlerinden olduğundandır. 

Kuran’da kıssaları anlatılan Nuh ad, semud Musa, daha bir çok helak edilen kavimler bu kategoriye girmektedir. Onların helakleri  dünya hayatında tabi afetlerle yeryüzünden silinmeleri değil, Onların gözleri kör kulakları sağır, ve kalpleri mühürlenmiş olarak inkarla hayatlarını tamamlamaları ve cehennemde girecek yerlerini kendileri hazırlamalarıdır.  

Yani Allah yol seçme özgürlüğü verdiği insanları dünya hayatında kendi istediği istikamette Allah’ın tanımladığı yolun dışında yol seçerek o yolda yürümesini yolu açılması ve kendi kendisini cehenneme atması onun helaki olarak tanımlanmıştır.

Sonuç olarak, Sünnet kelimesinin  Kuran'daki bulduğu değere baktığımız zaman, tefsirlerde ve klasik din anlayışlarında anlatılan ve aktarılan peygamberlerin söyledikleri ve yaptıkları değil, genel bir tanım içerisinde Allah’ın evrende değişmez yasaları ile toplumlarda insanların hür iradeleri ile kendi yaptıkları sonucunda başlarına gelen değişmez yasalardır.

Doğrularım Allah'a yanlışlarım ise bana aittir.

ALİ RIZA BORAZAN
MERSİN ANAMUR






Hiç yorum yok: