11 Mayıs 2012 Cuma

ADETLİ KADINLARIN NAMAZ KILMASINI KURAN ENGELLEMİYOR!.

 



RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA!

2/222- Sana 'kadınların aybaşı halini' sorarlar. De ki: "O, bir rahatsızlık (eza)dır. Aybaşı halinde kadınlardan ayrılın ve temizlenmelerine kadar onlara (cinsel anlamda) yaklaşmayın. Temizlendiklerinde, Allah'ın size emrettiği yerden onlara gidin. Şüphesiz Allah, tevbe edenleri sever, temizlenenleri de sever."

Biz işin tıbbi boyutundan ziyade, Kuran'ın adetli kadınların namaz kılıp kılmaması konusunda verdiği hükmü anlamaya  çalışacağız.

Allah Kuran’da bir hükmü belirtirken  mutlaka ayet içerisinde sebebini de ortaya koymaktadır. Buradaki hitap evli kadınlar ile ilgilidir. “Sana 'kadınların aybaşı halini' sorarlar. De ki: "O, bir rahatsızlık (eza)dır. Aybaşı halinde kadınlardan ayrılın ve temizlenmelerine kadar onlara (cinsel anlamda) yaklaşmayın.”

Dikkat edilirse ifade fiziksel bir rahatsızlıktan söz etmektedir. Eğer kadınlarla adet halinde cinsel bir ilgi kurulursa sonucunda bir takım sıkıntılara yol açacağı anlatılmaktadır. 

Hangi  bu konuda uzman olan doktor, bu hükmün doğru olmadığını söyleyebilir?  Bu Kuran’ın bütün dünyaya verdiği evrensel bir mesajdır. Modern tıbbın bu konuda görüşüne müracaat edelim daha sonra adet halinin namaz ile ilgili değil, cinsellikle ilgili olduğunu anlatmaya çalışalım.

ALINTI
MODERN TIP VE ÂDET

Âdet konusunu islâmî esaslara göre inceleyip, helâl ve haram olan davranışları öğrendikten sonra, konuya modern tıbbın bakış açısını da vermek uygun olacaktır. Bu sayede islâmî prensipler ve insan fıtratına uygunlukları daha net anlaşılacaktır. Konunun bu açıdan anlatımına geçmeden önce bu konuda da islâmî bir kuraldan söz etmek istiyorum: 

Âyet, hadis ve "icma", yani ilk Müslüman bilginlerin söz birliği ile hükmü belirlenmemiş konularda islâm, tıbbı bir hakem olarak kabul eder ve meseleyi bilen "adil" bir doktorun zararlı dediğini mekruh, ya da haram, zararsız dediğini de mubah ya da helâl sayar. Meselâ, âdet ve lohusalık devreleri dışında kadından kan gelmesi sırasında cinsel ilişkiyi islâm haram kılmış değildir. 

Ama adil bir doktor, böyle bir kadını muayenesi sonucu cinsel ilişkide bulunmasının zararlı olacağını söylerse, onun için cinsel ilişki en azından "mekruh" olur.Ama İslam'ın sözü edilen üç yolla hüküm bildirdiği konularda tıbbın dediğine itibar edilmez. 

Çünkü tıp sürekli ilerlemekte ve bugün zararsız dediğine yarın zararlı diyebilmektedir. Tıp uzmanları bu tür konularda da zaten söz birliği edememektedirler. Meselâ çoğunlukla doktorlar âdet halinde cinsel ilişkinin zararlı olduğunu söylerken, arada bir, bunun zararsız olduğunu söyleyenler de çıkmaktadır.

a) Tıp Açısından Âdet:

Kadının hayatında ilk âdet kanaması (menarche) ile başlayıp, âdetten kesilene kadar (menopouse) her ay belirli zaman devam eden kanamadır. Bu; menses, âdet kanaması, regli, aybaşı, kirlenme gibi kelimelerle de ifade edilir.

İlk âdet görme zamanı memleketimizde 13-14 yaşlarıdır. Daha erken de görülebilir. En erken görülme yaşı olarak kabul edilmiştir. Âdetten kesilme yaşı ise 45- 50'dir. En son 60 yaşına kadar devam edebilir.

Âdetin başlamasına, bitişine ve düzenine etki eden çeşitli faktörler vardır:

l. Şiddetli geçen rahatsızlıklar,

2. Kronik (müzmin) hastalıklar,

3. İklim değişiklikleri (Meselâ sıcak ülkelerde daha erken yaşlarda görülür),

4. Çevre değişiklikleri (Yatılı okul ve seyahat gibi),

5. Korku, heyecan (Harpler ve büyük üzüntüler gibi).

6. Aşırı bedensel faaliyet,

7. Dengesiz zayıflama rejimleri,

8. Aşırı gebe kalma isteği veya gebe kalma korkusu.

Âdet kanaması; rahmin (uterus) en iç tabakası olan endometriumun 27-28 gün süresince, hormonların etkisiyle gelişip, dördüncü hafta sonunda hormonların kandan çekilmesiyle, bu gelişen tabakanın bozulup dökülmesi olayıdır.

"Âdet kanı genellikle, kadın tohumu olan yumurtanın aşılanmadığını, gebeliğin olmadığını gösterir." Buradan anlaşılacağı gibi âdet kanı vücudumuzdaki dolaşan kandan farklı yapıdadır. İçinde bol miktarda doku artığı vardır. Akyuvarlar bakımından oldukça zengindir. Âdet kanında pıhtılaşma olmaz. İçinde birtakım enzim ve kimyasal maddelerin miktarı artmıştır. Meselâ arsen normal kanda Y.103 mikrogram olduğu halde, âdet kanında Y.320 mikrogramdir.

"Genellikle 3-5 gün devam eder. İlk iki gün dahâ bol akar. Akan kan yaklaşık 100 gram kadardır. Pıhtılaşma yan ve suluca olan âdet kanına üreme yollarındaki akıntılar, bu yolun iç zarlarının döküntüleri ve bu yollarda her zaman pek bol bulunan yabancı bir çok mikroplar karışır. 

Bütün bunlar âdet kanına ağır koku verir... Koku diğer değişmelerle de tiksindirici bir hal alır. Temizliğe dikat etmeyenlerde âdet zamanında ayrıca ağır bir ter kokusu da olur. Kandaki zehir oranı artar. Hattâ bu bazan o derece şiddetli olabilir ki, mayaların üremesini durdurabilir, çiçekleri soldurabilir, sirke ve konserveleri bozabilir..."

b) Âdetlinın Dikkat Etmesi Gereken Konular:

Tarih boyunca âdet kanaması çok ters yorumlanmış, çeşitli kültürlerin etkisiyle âdet gören hanım toplumdan uzak tutulmuş, dışlanmıştır. Zamanımızda ise genç kızlar bu olayı çeşitli kaynaklardan öğrendikleri için hatalı davranışlar içine girebilmektedirler. 

Ya da utanma duygusu altında hijyenik şartlardan uzak bir yaşantı içerisinde çeşitli hastalıklara kapı açılmaktadır. İlk âdet kanaması genç kızlarda şok etkisi yapmakta, bazen hayat boyu sürecek gerginlik, sinirlilik, korku, huzursuzluk hatta dismonere dediğimiz sancılı âdetlere sebep olmaktadır.

Bu yüzden gelişmekte olan genç kıza aybaşı olayının fizyolojik olduğunu annelik ve kadınlık sorumluluğunun başlangıcı olduğunu. hayatın en anlamlı ve olgun dönemine geçişi simgelediğini anlatmalıdır."

Böyle bir dönemde bilgili ve anlayışlı bir anneye düşen en önemli görev; kızını, aybaşı konusunda aydınlatmaktır. Bunun için de kızı ile bir arkadaş gibi konuşup ona, günün birinde idrar yolundan biraz kan geldiğini göreceğini, bunun gayet normal bir olay olduğunu, bundan korkmaması gerektiğini, çünkü anne olacak her genç kızda belli yaştan başlamak üzere bunun görüldüğünü ve gerekli diğer yönlerini öğretmesi gerekir."

Özellikle âdet günlerinde temizliğe çok dikkat etmeli, fena kokuları önlemesi bakımından, üşütmemek kaydıyla, sık sık banyo yapmalıdır."Çünkü bu zaman kanın zehiri arttığı gibi, vücudun salgılarının (ter, yağ ve benzerlerinin) de zehiri çoğalır..." "Bu temizliğin en iyisi, vücudu sıcak sabunlu su ile yıkamaktır. Ilık duşlar bir dereceye kadar yapılabilirse de hamama gitmek doğru değildir. 

Hamam sıcak olur, âdet kanının artmasına yol açar..." "Ilık ve sıcak banyolar ancak ay hali gelmeden birkaç gün önce âdetleri aksayan ve az gelenlere yararlıdır. Ay halinde iken soğuk su banyoları ve denize girmekten de sakınmalıdır. Bu durum, üreme organlarını fazla kan kaplamasına, dolayısıyla bel ve kasık ağrılarına, üreme yollarının nezle ve iltihaplarına ve pek çok rahatsızlıklara sebep olabilir..." 

"Her kız ve kadın özellikle de evli olanlar ve doğuranlar, âdetlerine yakın günlerde, âdet günlerinde ve bunu izleyen günlerde cinsel organlarının temizliğine çok dikkat etmelidirler." "Çünkü bir kadının sağlıklı, huzurlu ve neşeli olması, maddî bakımdan ayhali günlerinde gözeteceği temizlik derecesine bağlıdır."

"Aybaşı hali bir bakıma da bir tür hastalık ve yorgunluk demektir. Bizde, başta kısırlık olmak üzere, kadın hastalıklarının çoğu, kadınlarımızın özellikle ay hallerin de dinlenmemelerinden, bu arada kendilerini fazla yormalarından ileri gelir."

"Sancılı âdet görenler, ay hallerini yatakta geçirmelidir. Ayakları sıcak tutmak, karına sıcak pansuman yapmak, ağrıların şiddetlerini az çok hafifletir."

Âdet öncesi sendromu, genellikle otuz yaşından sonra sıkça rastlanır. Vücuttaki hormon dengesi bozukluğuna bağlı olarak karında gerginlik, el ve ayaklarda ödem, memelerde hassasiyet, kilo alma, çabuk susama, kolay yorulma, baş ağrıları, kabızlık,baş dönmesi; korku, huzursuzluk, mizaç değişiklikleri... görülebilir. Âdet gördükten sonra bu şikâyetler derece derece azalır. Kişinin, bunların olabileceğini (bunun normal sayılabileceğini) düşünüp boşu boşuna sinirlerini bozmaması, bu devrede ağır işlere kalkışmaması uygun olur.

Âdet halinde kadın, temiz ve kan emici özetlikte ped kullanmalıdır. Direkt pamuk yerine, gazlı beze sarılı pamuk kullanmalı veya özel hazırlanmış yumuşak kumaştan ped temin edilmelidir. Avrupa'da vajina (hazhe) içerisine konan tamponlar vardır. Bunlar uzun süre içerde kalır veya unutulursa çok pis kokulara; akıntılara, tahrişlere yol açar. Onun için bunları kullanmamak daha uygundur.

"Bunun için en iyisi, manifaturacılarda pek ucuza satılan tülbentten birkaç metre alıp, mutlaka ütüleyerek el altında hazır bulundurmaktır."

Petler sık sık değiştirilmeli, ıslak çamaşırla gezmemelidir. Kanama sırasında dış genital bölge sık sık temizlenmelidir. Kokuya karşı kullanılan (intim, spray) gibi kokulu pudralar tende tahrişlere sebep olabilir veya bölgenin asiditesini bozacağından kullanılmaması daha uygun olur.

"Geceleri yatarken dişlerini temizlemeli ve ayaklarını; özellikle de ayak parmaklarının arasını, sabunla yıkamalıdır."

"Ayrıca, soğuk duşlardan, kendisini ve özellikle de ayaklarını üşütmekten, uzun yol yürümekten, ata ve bisiklete binmekten, ayaklı dikiş makinesi kullanmaktan, ağır yük kaldırmaktan, uykusuzluktan sakınmalıdır. Fena koku yayan yiyeceklerden çekinmelidir."

"Evli kadınlar kocalarına, dolayısı ile erkekler de eşlerine böyle günlerde daha fazla bir sevgi ve anlayış göstermelidirler. Çünkü bir çok aile buhranları, kadınların ay başılı günlerinde, eşlerin karşılıklı anlayışsızlıkları ve yersiz davranışları yüzünden olmaktadır."

Bu arada şunu vurgulamak gerekir: Âdet dışındaki akıntılar nedeniyle bazı hanımlar ped, pamuk, gazlı bez kullanmaktadır. Bunlar özellikle abdestin bozulmaması için vajinaya doğru (içeri) konulmaktadır. 

Bu uygulama, kullanılan malzemenin daha yukarı kaçmasına sebep olabileceğinden veya akıntının önünü kapatacağından ve uzun süre bırakılırsa, mikropların üremesine yol açacağından sakıncalıdır. Dışarıdan uygulamanın, sık sık değiştirilmesi şartıyla zararı yoktur. Yalnız emici özellikte bez kullanmak uygundur. En iyisi gazlı beze sarılmış pamuktur. (adı ve emici olmayan pamuk kullanmak zararlıdır).

Vücudun genel temizliğinin yapılması ve dinçlik kazanmak açısından âdetin bitiminde de yıkanmak uygundur.

Ayrıca yıkanma amacıyla veya temizlik düşüncesiyle bazı hanımlar vajinaya ellerini sokarak yıkamaya kalkışırlar. Eller her zaman mikrop taşıyan organlardır. Sonra tırnaklar vajinayı ve rahim ağzını (kollumu) tahriş edebilir. Bu sebeple eller gelişi güzel içeriye sokulmamalıdır.

Zaten rahim ağzından salgılanan sıvı hazneyi temizler.Nasıl baş aşağı tutulan bir bardak içerisinde bir şey kalmıyorsa, vajinada da fazla bir şey kalmaz, akar.

Âdetli ile Cinsel ilişki:
Âdet halindeki kadının:
1. Vücut direnci azalmıştır,
2. Rahim, iç dokularının dökülmesiyle açık bir yara haline gelmiştir. Dışarıdan gelecek bir mikrop kolay yerleşir ve faaliyet gösterir,

3. Kadın bu halde iken yapılacak cinsel ilişki tiksindirici olabilir. Onun için cinsel ilişkide bulunulmamalıdır.

"Kadın ay hallerinde erkekle bir araya gelmemelidir. Kan kaybeden, büyük bir sarsıntı geçirmekte olan kadın, bu zaman az-çok rahatsız bilinmeli ve her türlü, özellikle de cinsel heyecanlanmalardan uzak bırakılmalıdır. Ay halinde kadının üreme yolları kanla dolgun rahmin damarlarının ağzı açık, az çok bereli bir haldedir. 

En titiz ve temiz olanlarda bile bu yollarda uyuşuk ve sinsice bekleyen sayısı, milyonlarca mikrop vardır. Ay hallerinde bunlar hemen çabucak ürer çoğalır, güçlenir, fırsat kollar ve en ufak bir sebeple hemen bereli bulunan üreme organlarına, rahime ve yumurtalıklara salar, bu sıra olacak cinsel ilişki, mikropların her yana yayılmasına sebep olur, bu hal kadını örseler, hasta eder. Devamlı olursa fazla kan boşalmasına, bel ve kasık ağrılarına, ciddi birçok kadın hastalıklarının uyanmasına sebep olur."

"Sonra âdet kanının kendine has ağır bir kokusu vardır. Bu koku pek temiz kadınların bile ter ve tenini kaplar. Bu kokudan kadın kendisi bile tiksinir. Bu sırada olacak cinsel yaklaşmada bu ağır koku erkeği de tiksindirir."

"Zaten kadınlar çoğunlukla bu zamanlarda isteksiz olurlar. Gerçi bu sırada pek isteklenenler de görülür. Fakat her ne olursa olsun, kadın bu devrede dinlenmeye muhtaç olduğundan rahat bırakılmalıdır."

Diğer Konular

Âdet günlerini değiştiren; meselâ âdeti öne alan ya da geciktiren ilaçların kullanılması halinde, geciken ya da öne alınan kan bütün özellikleri ile âdet kanı mıdır?

Âdet günlerinin öne alınması veya geciktirilmesinde gelen kan yine endometriumun dökülmesi ile oluşan aynı özellikte kandır. Bu tür ilaçların çok nadiren tatbik edilmesinde bir sakınca yoktur. Yalnız gelişi güzel, her akla geldiği zaman çeşitli bahanelerle âdet gününü değiştirmek vücudun çalışma mekanizmasını bozacağından yapılmaması uygundur. Zira ileride düzeltilmeyen veya doktoru çok uğraştıran âdet bozukluklar meydana gelebilir.
*****

Tıp ilminin ortaya koyduğu verilerle Kuran’ın verdiği hüküm  adet halinde olan kadınların cinsel konuda ilişki kurulmaması konusunda birleşmektedir. Şimdi Kuran’ın temizlenmeden neyi murat etmek istediğini, namazla ilgili olup olmadığını Kuran’dan bulmaya çalışalım.

KADINLARIN ADET GÖRMESİ NAMAZA DEĞİL CİNSEL YAKLAŞIMA ENGELDİR.

Din adamlarının ittifakla söz ettikleri yanlışlardan birisi de  Kadınların adet halinde iken namaz kılmalarını, oruç tutmalarını Kuran okumalarını engellemeleridir. Oysa Kuran adet halini sadece evli olan kadınların kocalarıyla cinsel ilgi kurmalarını yasaklamaktadır. Temizlik kelimesini cinselliğe uygun olmayan halin cinselliğe hazır hale gelmesi olarak burada açıklamaktadır. Kuranda temiz kelimesi hangi anlamlarda kullanılmış, Kuran bütünlüğü içerisinde  onlara bir göz  atalım.

79/ 17- "Firavun'a git; çünkü o, azdı."

79/18- Ona de ki: “Temizlenmek ister misin?"

79/19- "Seni Rabbine yönelteyim, böylece (O'ndan) korkmuş olursun."

Bakınız  kuran temizlenmek ifadesini konu içerisinde  nasıl kullanmış. Eğer burada temizlenmek  kelimesi maddi kirlilikten söz etmiş olsaydı, inkar ve azgınlığı gündeme getirmeye gerek yoktu. Aklı olan ve aklını kullanan herkes bilir ki Kuran’ın burada temizlenmek kelimesini küfürden inkardan arınmak olduğunu  ve onun için kullanıldığını bilir.

Temiz kelimesi kuranda seksen sekiz yerde kullanılmıştır. Ve kullanıldığı yerde neyin temizlenmesi hakkında kullanıldığı anlatılmaktadır. Şimdi temiz kelimesinin kullanıldığı bazı ayetlerden örnekler vererek konuşlandığı yerdeki anlamını görmeye çalışalım.

8/ 11- Hani Kendisi'nden bir güvenlik olarak sizi bir uyuklama bürüyordu. Sizi kendisiyle tertemiz kılmak, sizden şeytanın pisliklerini gidermek, kalplerinizin üstünde (güven ve kararlılık duygusunu) pekiştirmek ve bununla ayaklarınızı (arz üzerinde) sağlamlaştırmak için size gökten su indiriyordu.

Buradaki temizlik vahyin emirleri ve yaşamının dışındaki bütün düşünce ve eylemlerden arınmak ve uzaklaşmak olarak kullanılmıştır.

8/ 26- Hatırlayın; hani sizler sayıca azdınız ve yeryüzünde zayıf bırakılmıştınız, insanların sizi kapıp-yakalamasından korkuyordunuz. İşte O, sizi (yerleşik kılıp) barındırandı, sizi yardımıyla destekledi ve size temiz şeylerden rızıklar verdi. Ki şükredesiniz.

Buradaki temiz kelimesi helal olan Allah’ın insanların yararına ve lehinde olan bütün güzellikler olarak kullanılan  temizliktir.

8/ 37- Bu, Allah'ın murdar olanı temizden ayırt etmesi; murdarı, bir kısmını bir kısmı üzerinde kılıp tümünü biriktirerek cehenneme atması içindir. İşte bunlar hüsrana uğrayanlardır.

Bu ayetteki temizlik rabbani yol ile gayrı rabbani yolun saflaşmasını netleşmesini ifade eden temizliktir.

11/ 78- Kavmi ona doğru koşarak geldi; onlar daha önceden kötülükler işlemekteydiler. "Ey kavmim" dedi. "İşte benim kızlarım, bunlar sizler için daha temizdir. Artık Allah'tan korkun ve beni misafirim önünde küçük düşürmeyin. İçinizde hiç aklı başında olan (reşid) bir adam yok mu?"

Kızlar kelimesi bu ayette nesep ve soy ifade eden bir kız değil, lutiliğin zıddı olan bir ilişkinin meşruluğunu erkeklerin birbirleriyle değil erkeklerin kadınlarla  olması gereken ilişkiden söz etmektedir. Helal ve temiz olan ilişki şekli helal ve temiz olan kadınlardan evlenilerek Allah’ın emrettiği yerden gidilmesi gereken bir ilişkidir.  Bu ayetteki temizlik onu anlatmaktadır.

Temiz ve temizlenme konusunda daha da detaya inmek isteyenler. Kuran arama motorundan bulup diğer ayetlerde temiz ve temizlenme konusunda bilgi edinebilirler.

KURANDA NAMAZA MANİ OLAN ENGELLER!

5/ 6- Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da (yıkayın.) Eğer cünüpseniz temizlenin (gusül edin); eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün. Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.

4/ 43- Ey iman edenler, sarhoş iken, ne dediğinizi bilinceye ve cünüp iken de -yolculukta olmanız hariç- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişseniz yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin, (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

Kuran’da  namaz kılmak için,engel olan durumları bu iki ayette özetlemiştir. Bunları Ayetler içerisinden çıkarmaya çalışalım.

NAMAZA ENGEL OLAN HALLER.

1-Abdestsiz olmak, 2-cünüp olmak, 3-ayak yolundan gelmek, bunları hem küçük abdest hem büyük abdest hem de yelleme olarak anlayabiliriz. 4-Kadınlarla cinsel ilgi kurmak, ve arkasından gusletmeme hali. 5-Sarhoş olmak veya akli melekelerin  kaybedilmesidir. 6- Uykudur.

Şimdi kadınların aybaşı halinin namaza engel olup olmadığını doğru anlamak için ayeti tekrar naklederek düşüncelerimizi saflaştırmaya çalışalım.

2/222- Sana 'kadınların aybaşı halini' sorarlar. De ki: "O, bir rahatsızlık (eza)dır. Aybaşı halinde kadınlardan ayrılın ve temizlenmelerine kadar onlara (cinsel anlamda) yaklaşmayın. Temizlendiklerinde, Allah'ın size emrettiği yerden onlara gidin. Şüphesiz Allah, tevbe edenleri sever, temizlenenleri de sever."

Namaz  kılmak insanın kendi elinde olmayan akıntı kanamalar kan irin, önden ve arkadan süreklilik arz eden haller varsa abdest alınır ve namaz kılınır. .Çünkü namaz müminler üzerine  kadın ve erkek ayırt edilmeden  farzdır.

4/103- Namazı bitirdiğinizde, Allah'ı ayaktayken, otururken ve yan yatarken zikredin. Artık 'güvenliğe kavuşursanız' namazı dosdoğru kılın. Çünkü namaz, mü'minler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır.

İkinci önemli bir husus evli olmayan kadın ve kızların ne yapacakları konusunda Allah haşa unutmuş mu ki, ayetteki adet halinin namaz kılmaya engel olarak algılanmıştır. Eğer ayette ifade edilen adet halinde sadece cinsel ilgiden uzaklaşması gerektiğini söylemesi ne anlama geldiği rahatlıkla anlaşılmıştır.

Sonuç olarak adetli kadın, adetli halinde gerekli temizliğini yaptıktan sonra  abdestini alacak, Kuran’ını okuyacak. mescide gitmesi gerekiyorsa mescidine gidecek. namaz vakitleri geldiğinde namazını kılacak, eğer adet hali onun oruç tutmasını zorlaştırıyorsa, ramazan ayında tutamadığı orucunu, başka bir zamana erteleyebilir. Yoksa oruç tutmaya da hac yapmaya da adet halinin hiçbir engeli yoktur. Kuran’da namazın kazaya bırakılması ve ertelenmesi diye hiçbir ayet ve ifade geçmez.

Doğrularım Allah'a yanlışlarım ise bana aittir.

ALİ RIZA BORAZAN
MERSİN ANAMUR

Hiç yorum yok: