27 Temmuz 2008 Pazar

ÖNSÖZ

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA

İnsanoğlunun yaratılışıyla beraber meydana gelen yol farklılıkları ,insanların kendi benliğindeki yaratılış biçiminden kaynaklanmaktadır.Bilindiği gibi insanın yaratılışında Kuran'ın ifadesiyle birisi takva diğeri ise fısk ve fücur olan iki ana yolu belirleyen olgu vardır.İşte bu insanda var olan iki ayettir.Psikoloji ilminde insanın yapısında değişik ifade ile bazıları alt ben, üst ben sözcükleriyle açıklamış. bazıları da içimizdeki baba ve çocuk kavramlarıyla açıklamışlardır. Gerçek olan odur ki, insan hayatta yaşarken başına gelen olaylarda birbirine zıt iki ses gelmektedir.


İşte bu iki sesten,insan hangisine kulak verip onunla bütünleşirse, insanın adı o oluyor. Takvadan gelen sese kulak verip, onun sözünü dinlerse Muttaki, Müslüman, mümin isimlerini alırken ,fısk ve fücurdan gelen sesle bütünleşirse de cin şeytan, kafir, azgın isimlerini alıyor. İşte insan yapısındaki farklı kişiliklere doğru götüren özellik toplumlarda da farklı din ve davranış biçimlerine yol açmıştır.


İki ana yola ayrılan insanların iki ana yol göstericisi vardır. Birinin yol göstericisi Allah, bu yolun tarifini peygamberler, kitaplar, ve zikir ehli olan ilim sahipleri ile gerçekleştirmektedir.. Diğerinin yol göstericisi ise şeytandır zan ve tahminlerdir elde belge olmayan evhamlar dır. Bunu birkaç ayet örneği ile belgelemeye çalışalım.


2/2:”Bu kendisinde şüphe olmayan muttakiler için yol gösterici olan bir kitaptır.”Bu ayet Müslümanların yol göstericisi Kur’an’ı kerim olduğunu gösteriyor.


43/36:”Kim Rahman(olan Allah)’ın zikrini görmezlikten gelirse, biz bir şeytana onun ‘üzerini kabukla bağlattırırız’; artık bu onun bir yakın dostudur.”


43/37: “gerçekten bunlar(bu şeytanlar) onları yoldan alıkoyarlar onlar ise kendilerinin gerçekten hidayette olduklarını sanırlar.”


İşte bu ayetler, Kuran’ın dışında yol alanların, şeytanın yoluna girerek yanlış bir yolda ,sonucu gittikçe uçuruma giden bir yere doğru gitmektedir.


Toplumların ana çatılarını oluşturan din ve yaşam biçimi.,insanın içindeki farklı seslerin bir uzantısı bir yansıması olmaktan başkası değilir. Allah da insana aklını, takvasını ve fıskını vererek önüne doğruya ve yanlışa gidebilecek bütün malzemeleri koyuyor, kitaplar peygamberler göndererek de sonucuna katlanmak koşuluyla (yani cennet ve cehennemin varlığını fısıldayarak) kişinin kendi yolunu dünya hayatında seçmesini özgür iradesiyle Baş başa bırakıyor.. Böylece insanın özgür iradesiyle yol seçerken doğruya da yanlışa da gitse, özel bir müdahalede bulunmuyor.


67/2: “ O amel bakımından hanginizin daha iyi olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır.”


Önce şunu iyi bilelim ki ;İslam dini Allah'ın yer yüzündeki en mükemmel dinidir. Onlar yer yüzünde iktidar sahibi olurlarsa; Allah'ın Tarif ettiği yaşam biçimlerini yönlendiriyor.


3/110: “siz insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz. Maruf olanı emreder. münkir olanı sakındırır ve Allah'a iman edersiniz. Kitap -ehli de inanmış olsaydı elbette kendileri için hayırlı olurdu içlerinden iman edenler vardır fakat çoğunluk putlara tapmaktadırlar.



Biz bu mükemmel dini orijinal bozulmamış ve kıyamete kadar da bozulmayacak olan Kuran'dan anlamaya çalışacağız. Belki bugünün toplumunun anladığı ve algıladığı İslam anlayışına ters düşecek ama düşünenler ve akıl edenler araştırdıkları zaman göreceklerdir ki çelişkisiz bir dini ancak çelişkisiz olan Kur’an ortaya koyabilir.


Doğru bir dini ve yaşam biçimini yakalayabilmek için şu dört şeyin birbirleriyle çelişmemesi gerekir. (Kur’an, ilim, akıl ve pratik hayat). Bir nehrin binlerce km akarak, doğduğu yerdeki saflığı ile, döküldüğü yerdeki saflığı, nasıl bir değilse, ,Kuran 'daki  anlatılan, din ile Kur’anın dışındaki anlatılan dinin saflığı da aynı değildir.



Yıllarca insanlar kandırılarak, veya, uyutularak İslam diye bahsedilen Kuran'ın Dışındaki dini bozmuşlar ve yozlaştırmışlardır. Yıllarca bir medeniyetin yasasını oluşturan o Kur'an , Maalesef Duvarlarda süs olmaktan veya içeriği bilinmeden sevap olsun diye okunup durmaktan öteye gidememiştir. İşte kaybedilmiş ve terk edilmiş olan o orijinal bozulmamış,Kuran’ı yeniden keşfederek, İslam dünyasına yeni bir sayfa eklemek istiyorum inşallah.


Son peygamberden önce gelmiş geçmiş toplumların dinleri peygamberler öldüğü zaman yeni bir peygamber gelinceye kadar, Bozulmuşsa son peygamberden sonra Kuran’ın dışındaki İslam da Allah'ın koruması altında olmadığı için bozulmuştur.


Eski toplumlarda dinler bozulduğu zaman, Allah onlara geçmiş peygamberlerin dinlerini tasdik eden ve doğrulayan ve kendinden sonraki peygamberi de müjdeleyen elçiler gönderiyordu.


Ama peygamberlik hayatı sona erdirilip, her örnekten bir örnek verildiği ve hiç bir eksiğin bırakılmadığı Kuran''la yeni bir döneme girilmiştir. İşte O Kuran'ın Orijinallliği Bu güne kadar bozulmamış ve kıyametin sonuna kadar da bozulmayacaktır. .


33/40: “Muhammet sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir ancak o Allah’ın resul’ü peygamberlerin de sonuncusudur. Allah her şeyi bilendir”.


Kainat devamlı değişim geçirdiği gibi, sosyal bir varlık olan insanlarda devamlı değişim geçirmektedirler. Değişim derken fıtratın, ananın, özün değişmesi değil, ilim ve teknoloji geliştikçe daha öncekilerin tedavülden kalkması anlamındaki, bir değişimdir. Elektrik bulununca gaz lambasının kullanılmadığı, pulluk icat edilince kara sabanın bir tarafa atıldığı veya motorlu gemiler çıkınca yelkenlilerin kullanılmaması gibi!


2/106: “ Biz daha hayırlısını veya bir benzerini getirinceye (kadar) hiçbir ayeti nesh etmez veya unutturmayız. Bilmez misin ki Allah gerçekten her şeye güç yetirendir.”


İşte Kur’an gelince peygamberlik olayı sona ermiş her örnekten bir örnek verildiği ve hiçbir eksiğin bırakılmadığı çelişki olmayan, bozulmayan, bozulmayacak olan ve insanları ondan sorumlu tuttuğu bir kitapla peygamber gelen anlamda vahiy diyaloğu kesilmiştir. Kuran’ın iman edenlere hitap ettiği gibi bizde “inandım iman ettim” diyenleri bu kitaba yönlendirmek istiyoruz. Konusunda hiç kimse “eksiksiz anladım” deme hakkına sahip değildir. Çünkü insan eksiktir Allah ise tamdır. Peygamberlerin dışında Allah hiç kimseyi örnek edinin dememiştir. Doğrularım Allah'a yanlışlarım ise bana aittir. Ben insanları kendi anlayışıma değil Kuran'ın anlatışına, anlayışına davet ediyorum. Eleştirilerinizi beklerken selam ve sevgiler sunarım…


ALİ ROZA BORAZAN


MERSİN- ANAMUR

3 yorum:

CELAL dedi ki...

bu kadaar alim yanlış biliyor da bir tek sen mi doğruyu biliyorsun. demezlermi adama..

Adsız dedi ki...

Ahmet Mehmet ne der siye olaya bakmamak gerekiyor önemli olan Kuran Ne diyor Rabbim ne diyor.

Ali Rıza Borazan dedi ki...

Galila dünya yuvarlak ve dönüyor demişti Ama hıristiyan dünyası dünyanın düz ve tepsi şeklinde olduğunu sanıyordu o kadar papazlar din adamları yanlış bliyordu bir tek galilamı doğru biliyordu? ve adamın dediği doğru çıktı. şimdi dünya yuvarka değil mi ? Dönmüyor mu? Bu Akıl ile Allahın yarattıkları hakkında doğru ilişkiler kuranlar doğru bir bakış açısını sergileyebilirler.