27 Temmuz 2008 Pazar

METNİ ARAPÇA OLAN KUR’AN’IN KORUNMASI

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA!

Kur’an bildiğimiz gibi miladi takvimle 610 senesinde son peygamber Muhammed'e gelmeye başladı.Hesapladığımız zaman aradan 1398 miladi yıl geçmiş bulunmaktadır. Dünya üzerindeki okunan Kuran Mushaflarını incelediğimiz zaman hiç birinin orijinal olarak günümüze kadar değişikliğe uğramadığını görüyoruz. Ama Kuran'ın dışındaki İncil,Tevrat,Zebur ve Suhuf kitaplardan hiçbirinin Kur’an gibi korunamadığını görmekteyiz.


Bunun iki ana sebebi vardır:

1-Yazı kültürü ve sanatının gelişmesiyle Allah’tan gelen vahiylerin zapt-ı rabıt altına alınması yani deriler ve kemikler üzerine yazılmasıdır.

2- Yine Allah’tan gelen vahiylerin inanlar tarafından ezberlenip bir hafız ordusunun nesilden nesillere ezberlenerek aktarmasıdır.


Şimdi onunla ilgili birkaç ayeti nakletmeye çalışalım;

25/4-‘’İnkar edenler dediler ki bu Kur’an olsa olsa ancak onun uydurduğu bir yalandır.Kendisi düzüp uydurmuş ve ona bir başka toplulukta yardımda bulunmuştur.Böylelikle onlar hiç şüphesiz haksızlık ve iftira ile geldiler.’’


25/5-“Ve dediler ki bu geçmişlerin uydurduğu bir masaldır.bir başkasına yazdırılmış olup kendisine sabah akşam okunmaktadır.


25/6-“Deki onu göklerde ve yerde gizli olan bilen indirmiştir.Doğrusu o çok bağışlayandır çok yücedir.”

İnsanoğlu öyle mükemmel varlık olarak yaratılmış ki;

59/21-“Şayet biz bu Kuran’ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık andolsun onu Allah korkusundan saygı ile baş eğmiş parça parça olmuş görürdün.İşte biz belki düşünürler diye böyle örnekler veriyoruz.”


Kolay mı ki ? insanlar içerisinden bir tane kişi çıkacak.Ben Allah’tan gönderilmiş elçiyim diyecek.Onun alnında bir mühür yok.Onun olağanüstü vahyin dışında bir mucizesi de yok.İnsanlar onun peygamber olduğunu nereden bilsin?

Zaten, ortada büyük bir bilmece var.O bilmeceyi çözebildiğin zaman gerçek gün yüzüne çıkıyor. Ama çözmek için harekete geçmediğin, aklını kullanmadığın sürece doğru bir dini bulamayınca ya inkar ediyor, ya da başkalarını taklit ediyorlar.


Kur’an bunun ikisine de iyi gözle bakmıyor. Bunun birine müşrik diğerine de ehli kitap diyor. Bunların ikisi de Allah katında yaşadıkları hayat ve din hüsnü kabul görmeyecektir.

Ama Allah katında iyi olan yerlerin ve göklerin yaratılışını ince ince düşünerek onlardaki çelişki sizliği keşfederek gerçek yaratıcıyı bulup, ona teslim  olmak ve kul olmak gerekir.


3/191: “onlar ayaktayken, otururlarken yan yatarken Allah'ı zikrederler. Göklerin ve yerlerin yaratılışı konusunda düşünürler(ve derler ki) Rabbimiz sen bunları boşuna yaratmadın sen pek yücesin bizi ateşin azabından koru”


Elbette doğru yolu bulmak kolay değildir. Ama Allah insanları yaratırken doğru bir yolda yürüyebilecek ve doğru yolu bulabilecek kapasitede  ve donanımda yaratmıştır.

Soruyorum size; eğer peygamberlik hayatı devam etmiş olsaydı, onun söylediklerini, onun gittiği yolu yüzlerce binlerce yollardan ayırıp, onu takip etmek kolay mı olurdu? Elbete zor olurdu ama illaki o doğru yolu bulacaksın ve o yolda yürüyeceksin.

Bütün peygamberler bütün Allah'ın dostları olan o sevgili kullar o doğru yolu bulabilmek için ne çilelere katlanmışlardır. Şu anda peygamberlik olayı devam etmiş olsaydı ve yeni bir peygamber gelseydi çok az kişi inanırdı. Çünkü insanlar düşünmüyor ve aklını kullanmıyorlar. Peygamberlerdeki farklılıkları konu ile ilgili olduğu için bir kaçını zikretmeye çalışalım.


1- o Allah’tan gelen vahiyleri söyler ve yaşar.

2- O Allah'ın geçmişte, anda ve gelecekte bildirdiği gayb haberlerini doğru bir şekilde bildirir.

3- Onun söylediklerinde ve yaşadıklarında bir çelişki yoktur.

4- O da insandır, hata yapar, onun yapmış olduğu yanlışlıklar Allah tarafından vahiyle  düzeltilir.

Şimdi yine Kuran'ın günümüze kadar korunması ile ilgili bölüme dönelim.

15/9: “Hiç şüphesiz zikri biz indirdik onun koruyucuları da gerçekten biziz.”


Bu ayete göre sanki diğer peygamberlere gelen kitabı Allah göndermemiş mi? ki, sadece Kuran'ı koruyup, diğer kitapları korumamış.

Elbette bütün peygamberlere gelen kitaplar Allah tarafından gönderilmiştir. Daha önce de bahsettiğim gibi korumayı Allah insanların elleri ile yapmıştır.

6/91: “onlar Allah beşere hiç bir şey indirmemiş demekle Allah'ı kadirinin hakkını vererek taktir edemediler de ki Musa'nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği sizinde(parça parça) kağıtlar üzerinde yazılı kılıp(bir kısmını) açıkladığınız ve çoğunu göz ardı ettiğiniz kitabı kim indirdi? Sizin ve atalarının bilmediği şeyler size öğretilmiştir. De ki; Allah sonra onları bırak içine daldıkları saçma uğraşılarda oyalanıp dursunlar.”


Diyorlar ki yazı olayı milattan önce 3500 yıl öncelerine dayanır. Neden o dönemlerde gelen peygamberler Allah’tan gelen vahiyleri yazmamışlar? Her şeyin bir olgunlaşma zamanı vardır. daha önce de bahsettiğimiz gibi, birincisi buna duyarlı olan insanlar olacak, ikincisi de duyarlı olan insanların ellerinde gelen vahiyleri belgeleyecek kitap haline getirecek malzemeler oluşacak. İşte bunların ikisi de oluşunca hem peygamberlik hayatı sona ermiş hem de Allah’tan gelen bilgilerin her örneği insanlara verilerek Allah yeni bir dönem başlatmıştır. O da orijinali bozulmamış ve kıyamete kadar bozulmayacak olan Kuran ile Yaşanacak olan hayattır.


2/106- Biz, daha hayırlısını veya bir benzerini getirinceye (kadar) hiçbir ayeti nesh etmez (hükmünü yürürlükten kaldırmaz) veya unutturmayız. Bilmez misin ki Allah, gerçekten her şeye güç yitirendir.

İnsan oğlunun var oluşu ile sıfır olan ilim ve teknoloji her toplum ve kuşağın kendilerinden sonra gelecek olan toplum ve kuşaklara devrederek günümüze kadar aşamalardan geçerek bu günkü bilgisayar ve uzay çağına gelinmiştir. bazılarının söylediği gibi. daha önceki çağlardaki ilim ve teknoloji daha sonraki ilim ve teknolojilerden ileriydi sözleri kesinlikle eşyanın yapısı ile uyum sağlamaz. 

Allah Adildir. Eğer peygamberlerde. harikulade mucize gösterme olayı olmuş olsaydı. o dönemlerde herkes inanır ve avantajlı bir konumda olurdu. peygamberlik olayı bitince de insanlar doğru olan bir yolu bulamazlardı. bu İmtihan olunan dünyada adaletsiz bir ortam oluştururdu ki insanlar peygamber olmayan dönemlerde neden bana peygamber göndermedin diye ahiret hayatına geldikleri zaman itiraz etme hakkına sahip olurlardı. 


Eğer Allah'tan gelen vahiyler olgunlaşıp,kitap haline gelmemiş olsaydı peygamberlik hayatı daha devam edecekti. Ama her örnekten bir örnek vererek ve insanların istedikleri konularla ilgili hiç bir eksik bırakılmadığı bir döneme gelince peygamberlik dönemi sona ermiştir.


33/40- Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; ancak O, Allah'ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi bilendir.

Artık kuran Son peygaamber dönemine gelinceye kadar, toplumlarda ses getiren ve bir kıssa oluşturabilecek olan peygamberlerin hayat hikayelerini de özetleyerek İnsanlar için korunmuş ve kıyamete kadar da bozulmayacak ve insanlar var oldukça, insanlar eliyle korunacak bir kitapla tarihe yeni peygambersiz bir sayfa açılmış ve yeni bir dönem başlamıştır.


Asıl burada sorun.peygambersiz. bu kuran toplumlar içerisinde vahiylerin doğru bir şekilde anlaşılarak doğru bir şekilde nasıl yaşanacağı sorunudur. Bunu da Allah elçilerle devam ettirmiştir. Bu Ayrı Bir konu ama. Resuller Allah'tan gönderilmiş olan peygamberlere tabi olan onların getirdikleri vahiyler doğrultusunda yaşayan ve anlayan demektir. peygamberler hem resul hem de elçilerdir. her  vahye muhatap olan  hem nebidir. hem de resuldür. ama her resul bir nebi değildir. nebiler,yanıldıkları zaman onların düzelticisi Allahtır. nebi olanların dışında olanların düzelticisi de vahiydir.   isterseniz kurandan peygamberler yanıldığı zaman düzeltilen bir ayet örneği verelim.


66/1- Ey Peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek, Allah'ın sana helal kıldıklarını niçin haram kılıyorsun? Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.


ve Bunun arkasından gelen ayetlerde. Allah'ın helal kılıp da kendisine haram kıldığı nedir? onları izah etmektedir. 

peygamberlerin dışındaki insanlarda böyle bir düzeltilme ve masumiyet yoktur.Ancak kuran ile insanların nerede hangi yanlışlığı yaptığı söylenir. ve onları o konuda uzman olanlar düzeltirler. işte insanlara destek ve yanında olmayı ancak onların söyledikleri ve yaşadıklarının kurana uygun olma şartına bağlamaktadır.


4/59- Ey iman edenler, Allah'a itaat edin; elçiye itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de. Eğer bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz, artık onu Allah'a ve elçisine döndürün. Şayet Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsanız. Bu, hayırlı ve sonuç bakımından daha güzeldir.

Sonuç Olarak bu söylediklerimizi ilerde konular geçtikçe detaylı bir şekilde anlatılacaktır.İnsanlar için her örnekten bir örnek verildiği ve hiç bir eksiğin bırakılmadığı bir kitap olan kuran muttaki olanların yol göstericisidir.


2/2- Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici olan bir Kitaptır
.
kim bu kitaba bağlı kalarak onu okuyup anlar ve yaşarsa kurtuluşta olan ve doğru yolda olan onlardır.

Doğrularım Allah'a yanlışlarım ise Bana aittir. Allah noksanlık ve eksikliklerden münezzehtir.

ALİ RIZA BORAZAN

MERSİN -ANAMUR

Hiç yorum yok: