26 Nisan 2011 Salı

ZİNA EDENLERE YÜZ DEYNEK VURUN AYETİNİN YORUMU


AYŞE TOPRAK SORUYOR


ben bu 100 sopa kime nasıl ne zaman uygulanırı bi türlü çözemiyorum...tövbe eden affolunuyor ki 100 sopa cezasıyla karşılaşan kişi zaten korkudan tövbe ettim dicektir..ben tevbe etmiyorum diyen çıkmaz...


dört şahit nerden bulunucak iki kişi arasında geçen bi olaya nasıl şahit olunur..kimse çıkıp itiraf etmez sanırım...

evlendikten sonra aldatılan eşlerle dolu ortalık..ve kadınlar çoğunlukla aile yıkılmasın diye sessiz kalıyor....zina ile nikah düşüyordur herhalde...böyle ailelerin durumu nasıl olucak...boşanmalı mı yoksa 100 sopayı yer ve aileye kaldığı yerden devammı edilir...temizlenme durumu tövbeyle mi cezanın uygulanmasıylamı oluyor....


CEVAP;

Ayşe Kardeşim. İslamın kanunları islam toplumlarında uygulanır. nebiler Halife veya emirel mü’minin Allah'ın emirlerinin bizzat yeryüzünde uygulayıcısıdırlar.

Allah bir peygamberi mekke toplumunda bir fert halinden başlayarak medinede bir otorite oluşturulan süreç içerisinde o dönemde ve ondan sonraki dönemelere örnek olma açısından her örnekten bir örnek verildiği hiçbir eksiğin bırakılmadığı yaşam tarzını bize örnek olarak sunmuştur. Ki ahiret aleminde İnkar edenlerin inkarlarına karşı yaptıklarının yanlışlığını ortaya koyan bir belge olsun.

2/143- Böylece Biz sizi, insanlara şahid (ve örnek) olmanız için orta bir ümmet kıldık; Peygamber de üzerinizde bir şahid olsun. Senin üzerinde bulunduğun (yönü, Ka'be'yi) kıble yapmamız, elçiye uyanları, topukları üzerinde gerisin geri dönenlerden ayırt etmek içindir. Doğrusu (bu,) Allah'ın hidayete ilettiklerinin dışında kalanlar için büyük (bir yük)tür. Allah, imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz, Allah, insanlara şefkat edendir, esirgeyendir.

İşte örnek bir lider, işte örnek bir halife işte örnek bir toplum budur. Bu toplumda Allah’ın dini Allah'ın gözetiminde dört dörtlüktür. Hiç bir gevşekliğe meydan verilmeden yaşanmış ve o yaşanan hayat Ondan önce gelmiş geçmiş peygamber kıssalarından örnekler verilerek, kuran gibi bir kitapta toparlanmıştır.

Allah'ın insanlar için uygulanmasını istediği ceza İslam toplumlarında tekrarını önlemek ve fesadın önünü kesmek içindir. Kuran'da geçen bir ayetin ne anlama geldiğini kuranda onunla ilgili ayetlerin içerisinden seçerek konunun içerisinde uygun olarak yerleştirildiği zaman anlam kazanır. Bir ayeti Konun'un içerisinden alarak bu ayet şöyle diyor demek insanı doğru bir anlayışa götürmez. Şimdi konumuzun nedenini oluşturan zina ile ilgili konuyu kuranın bütünündeki ayetler içerisinden bir duvar örer gibi örmeye çalışalım.

ZİNA NEDİR?

17/32- Zinaya yaklaşmayın, gerçekten o, 'çirkin bir hayâsızlık' ve kötü bir yoldur.

Zina meşru olmayan yollardan namahrem olan bir erkekle namahrem olan bir kadının (evli veya bekâr olsun önemli değil) Gayri meşru bir şekilde cinsel ilişkiye girmesidir.

Allah temiz bir toplumun oluşabilmesi için Toplum huzurunda evlenecek olan erkek ve kadının hukukunun korunabilmesi için sözleşerek sözleşmelerinin kayıt altına alınmasını şart koşmaktadır. Ölüm, boşanma ve doğan çocukların hakkının korunması gibi sebeplerle çocuğun kime ait olduğunun bilinmesi zarureti vardır.

33/5- Onları (evlat edindiklerinizi) babalarına nispet ederek çağırın; bu, Allah Katında daha adildir. Eğer babalarını bilmiyorsanız artık onlar, dinde sizin kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Hata olarak yaptıklarınızda ise, sizin için bir sakınca (bir vebal) yoktur. Ancak kalplerinizin kasıt gözeterek (taammüden) yaptıklarınızda vardır. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

Dikkat ederseniz Allah Kâinatta var olan ne varsa bir düzen ve intizam içerisinde yaratmıştır. Ve her varlığı ait olduğu yere koymuştur. İşte kim bu kurulmuş düzeni bozarsa o gerçekten zalimdir.

4/46- Kimi Yahudiler, kelimeleri 'konuldukları yerlerden' saptırırlar ve dillerini eğip bükerek ve dine bir kin ve hınç besleyerek: "Dinledik ve karşı geldik. İşit, -işitmez olası- ve 'Raina' bizi güt, bize bak" derler. Eğer onlar: "İşittik ve itaat ettik, sen de işit ve 'Bizi gözet' deselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, onları küfürleri dolayısıyla lanetlemiştir. Böylece onlar, az bir bölümü dışında, inanmazlar.

Zina olayında Toplum tarafından onaylanmış olan ve bir aile kavramıyla sınırları çizilmiş olan haslet kayboluyor. Kimin kime ait olduğu belli olmayan toplumlar ortaya çıkıyor. Bu sebeple Allah'ın aile kavramına yüklediği toplumsal ekonomik sosyal hukuk da buharlaşıp gidiyor.

Zina büyük bir günah ki kendilerinde zerre kadar fıtrat ve ahlak anlayışı olan insanlar bile ister İslam toplumlarında isterse gayri İslam toplumlarında gizlenerek bu fiilleri gerçekleştirmektedirler.
Zina Kuran'ın saydığı büyük günahlar içerisinde zikredilmektedir.

25/68- Ve onlar, Allah ile beraber başka bir İlah'a tapmazlar. Allah'ın haram kıldığı canı haksız yere öldürmezler ve zina etmezler. Kim bunları yaparsa 'ağır bir ceza ile' karşılaşır.

Dünya hayatı insanların günah işlediği ve günahından dolayı tövbe edilerek değiştiği yerdir. Tövbe etmek dil ile söylenen değil kişinin gitmiş olduğu yanlış yolu terk ederek doğru yola girmesi ve o yolda karar kılmasıdır. Yoksa ölüm anında yapılmış olan tövbe asla kabul edilmeyecektir.

4/18- Tövbe; ne, kötülükleri yapıp-edip de onlardan birine ölüm çatınca: "Ben şimdi gerçekten tövbe ettim" diyenler, ne de kâfir olarak ölenler için değil. Böyleleri için acı bir azap hazırlamışızdır.

İster kâfir isterse şirk olarak gitsin bunları Allah bağışlamayacağı insanlar içerisinde zikretmektedir. Yoksa şirk bataklığına girip de tevhidi bir anlayışı yakalayarak kendisini Salih amellerle süsleyenler için Allah'ın kapısı her zaman açıktır. Yeter ki O değişmeye kendi kendisinde karar versin. Allahın bağışlamadığı kişilerin şirkle gidişidir. Artık onun için sınav bitmiş söz değişikliğe uğratılmadan o hak ettiği yerde kendisini bulacaktır.

4/17- Allah'ın (kabulünü) üzerine aldığı tövbe, ancak cehalet nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tövbe edenlerin(kidir). İşte Allah, böylelerinin tövbelerini kabul eder. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.

Zina suçu elbette alenen yapılan suçlardan değildir. İslam otoritesinde zina suçu oluşup oluşmadığı kesin olarak belgelendiği zaman da ceza hukuku uygulanır. Onun da karşılığı dünyada iken bir daha tekrarlanmasını önlemek için onun engellenmesi ve yüz değnektir.

4/15- Kadınlarınızdan fuhuş yapanların aleyhinde olmak üzere içinizden dört şahid tutun. Eğer şahadet ederlerse, onları, ölüm alıp götürünceye veya Allah onlara bir yol kılıncaya kadar evlerde alıkoyun.

Kadınların fuhuş yaptıkları belirli bir zaman dilimi içerisinde eğer şahitler yoksa tıp ilminin gelişmediği dönemlerde eğer evli değillerse fiziksel değişmelerden ve bir zina çocuk meydana getirmelerinden belli olmaktadır. Kameraların olmadığı belgelenerek kayıt altına alınamadığı dönemlerde Bu belgeleme olayları insanların şahitlik etmesi ile ancak sağlanabiliyordu. Bunun için ya dört kişinin şahitlik yapması ile olmaktadır.

Bu Ayet aynı zamanda ehli kitap ve İslam toplumlarının zina edenlerin rejim edilmesi hukuk anlayışını buharlaştırıp havaya uçurmaktadır. Zina edenlere yüz değnek vardır. Allah bu hükmü koymuştur. Bu ceza Musa’da da İsa’da da ondan öce gelen peygamberlerde de aynıdır. Eğer bunun dışında zina suçu işleyenlere bir ceza hukuku önerirse o kelimeyi oynatarak zulmetmiş demektir.

24/2- Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüzer değnek (celde) vurun. Eğer Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsanız, onlara Allah'ın dini(ni uygulama) konusunda sizi bir acıma tutmasın; onlara uygulanan cezaya müminlerden bir grup da şahit bulunsun.

Kuran'ın bu hukukunu uygulamak kolaydır. Eğer bir kadın ve erkek zina yapmayı yaygınlaştırmışsa onun bu fiilini engellemek için bariyerler hazırlamak lazımdır. Ki toplumda fesadı yaygınlaştırmasın anasız babasız kimin kimden olduğu belli olmayan nesil, türemesin.

KORUNAN KADINLARA İFTİRA ATMANIN CEZASI;

24/4- Korunan (iffetli) kadınlara (zina suçu) atan, sonra dört şahid getirmeyenlere de seksen değnek vurun ve onların Şahinliklerini ebedi olarak kabul etmeyin. Onlar fasık olanlardır.
Kuran hem bireyi iftiralardan korumak onu ıslah etmek için emirler yağdırmakta hem de toplumu bireylerin yapmış oldukları yanlış davranışlardan koruyarak bir takım önlemler almayı öğütlemektedir.

Bir kişi Namuslu bir kadına iftira atıp da hemen kurtuluvereceğini sanmasın. O bugünkü anlamda kameralarla yaptığı suçu belgelemesi lazım ya da bu şartlara haiz olmayan toplumlarda ise dört tane şahit tutması lazım. 

Şahit ifadesi kullanırken rabbim Allah’tır sözüne sadık olarak sözünü yerine getirenlerin şahitliğinden söz ediyoruz. Eğer bu söylenilenler anlamında kadına zina suçu atıp da ispat edemeyenlere de kuran seksen değnek vurulmasını yalan söylemesinden dolayı da onun ebedi olarak şahitliğinin kabul edilmemesi konusunda uyarmaktadır.

24/5- Ancak bundan sonra tövbe eden ve sahihçe davrananlar hariç. Çünkü gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

Müslüman olan namuslu bir kadına iftira yapamaz. Eğer iftira değilse onu ispat edene kadar böyle bir şaibeyi ortaya çıkarmaması gerekir eğer zina suçunu kadın işlememişse de iftira atmışsa bu zina yapan erkek ve kadının işlediği suça yakın bir suç işlemiş demektir.

Eğer her insan yapmış olduğu her yanlış davranışı ne olursa olsun terk eder de kendisini düzeltirse Allah onu bağışlayandır. Esirgeyendir. Yoksa aynı suçu işlemeye fırsat bulduğu zaman işlemeye devam edecekse, kalbinden bunu geçiriyorsa bile Allah onu kalbinden geçirip de yapamadıklarından dolayı da hesaba çekecektir.

Burada Kalbinden zinayı yapmak için kararlaştırıp da elverişli bir ortam bulamadığı veya zina suçunu yapmak için harekete geçip de engeller çıktığından dolayı yapamayanlar anlamında olduğunu anlatmak istiyorum. Her insana kovulmuş şeytan mutlaka vesvese verir ama insan onun verdiği vesveseyi kendisine karar alma olarak almaması gerekir.

2/284- Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. İçinizdekini açığa vursanız da, gizleseniz de, Allah sizi onunla sorguya çeker. Sonra dilediğini bağışlar, dilediğini azaplandırır. Allah, her şeye güç yetirendir.

Her insan günün yirmi dört saatinde yaptığı her davranış kalbinden iyi veya kötü geçirdiği her şey Allah'ın melekler diye bahsettiği kameralara alınmaktadır.

24/6- Kendi eşlerine (zina suçu) atan ve kendileri dışında şahitleri bulunmayanlar ise, onlardan da her birinin şahitliği, Allah adına dört (kere yemin) ile kendisinin hiç şüphesiz doğru söyleyenlerden olduğuna şahitlik etmektir.

İslam toplumunda ister kadın isterse erkek olsun eşlerden herhangi biri diğerine zina suçu atar da onu ispat edecek elinde herhangi bir belgesi ve dört tane şahidi yoksa Zina suçu atan kişinin ona dört defa zina yaptığını Allah adına söylemesi gerekir. Söylediğimde kesinlikle yalan yok demesidir.

24/7- Beşinci (yemini) ise, eğer yalan söyleyenlerdense, Allah'ın lanetinin muhakkak kendi üzerinde olması(nı kabul etmesi)dir.

Eşlerden zina suçu atan kimse eğer söylemiş olduğunda yalancılık iftira varsa Allah'ın lanetinin kendisinin üzerine olmasını kabul etmesidir.

24/8- Onun (kadının) da dört kere Allah adına (yeminle) onun (kocasının) hiç şüphesiz yalan söyleyenlerden olduğuna şahitlik etmesi kendisinden cezayı uzaklaştırır.

24/9- Beşinci (yemini) ise, eğer o (kocası) doğru söylüyor ise, Allah'ın gazabının muhakkak kendi üzerinde olması(nı kabul etmesi)dır.

Evli Eşlerin Biri birlerine karşı hiçbir başka şahidi olmadan zina suçu atanların Sadece şahidi kendileri ise onların yargıç karşısında her birisinin dörder kere bu suçu işlemediğini tekrarlaması gerekmektedir. Eğer zina suçunu kocasına ait kadın atmışsa beşinci kez kocası eğer karım benim zina yaptığıma dair sözü doğru ise “, Allah'ın gazabının muhakkak kendi üzerinde olması(nı kabul etmesi)dır.”

Yine zina suçunu karısına ait kocası atmışsa Kadın böyle bir suç işlemediğini, eğer böyle bir suçu işlediysem Allah'ın gazabının muhakkak kendisi üzerinde olması gerektiğini kabul etmesiyle islam hukukunda her ikisi de toplum huzurunda ceza almaktan kurtulmaktadırlar.

Ama Kadın ile erkek arasında ve Allah huzurunda bu daha bitmedi Onlar dünya hayatında İslam toplumunda böyle bir ceza almaktan kurtuldu ama kendileri ve Allah arasında hesaplaşma bitmedi. Allah huzurundaki hesaplaşma yaşadığı sürece zina yaptığı halde yapmadım diyerek otoriteyi yanıltabilir.

Ama, Allah'ı asla yanıltamaz. Eğer yapmaya devam eder. Ve kimseye de bu suçu işleyerek devam eder de en sonunda bu yaşam biçimi ile ölürse Allah katında asla bağışlanma yoktur. Veya zina işlevini yapma eğiliminde olup da bunu hukuktan ve toplumun baskısından dolayı bunu fili olarak gerçekleştiremiyorsa Allah onun kalbinden geçirip de ertele diklerinden ve yapamadıklarından dolayı da hesaba çekecektir.


2/284- Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. İçinizdekini açığa vursanız da, gizleseniz de, Allah sizi onunla sorguya çeker. Sonra dilediğini bağışlar, dilediğini azaplandırır. Allah, her şeye güç yetirendir.

Gelelim evli çiftlerin dünyadaki yapacaklarına. İster evli isterse bekâr olsunlar her insan dünya hayatında yolu yürümede ve sonuçlara katlanmaya kendileri sorumludurlar. Evli çiftlerden kadın bu zina fiilini işleyip erkek bunu dünya hayatında gerçekten biliyor da ispat edememişse erkek onu boşaması gerekir. eğer erkek bu zina suçunu işleyip de kadın bunu ispatlayamamış sa kadın o erkeği terk etmesi gerekmektedir. Bunların bir arada kalmalarını Allah haram kılmıştır.

24/3- Zina eden erkek, zina eden ya da müşrik olan bir kadından başkasını nikâhlayamaz; zina eden kadını da zina eden ya da müşrik olan bir erkekten başkası nikâhlayamaz. Bu, müminlere haram kılınmıştır.

Dikkat ederseniz Ayette zina suçunu Allah müşriklikle eş değerde göstermektedir. Allah'ın hiç bağışlamayacağı günahlardan olan şirkle gidiştir. .Müşrik de Allah'a şirk koşan demektir. Şirk gerek nefsini ilah edinerek Allah'ın ufak tefek günahlar dışında kendisini büyük günahlardan arındıramamış insanlar Allah’a şirk koşmuşlardır.

Allah ister ehli Kitaptan olsun isterse de puta tapıcılar olan kâfirlerden olsun, Bir Müslüman kadın ve Müslüman bir erkeğin evli kalmasını yasaklamaktadır.

60/ 10- Ey iman edenler, mümin kadınlar hicret ederek size geldikleri zaman, onları imtihan edin. Allah, onların imanlarını daha iyi bilendir. Şayet (gerçekten) mümin kadınlar olduklarını bilip-öğrenirseniz, artık sakın onları kafirlere geri çevirmeyin. (Çünkü) Ne bunlar onlara helaldir, ne onlar bunlara helaldir. Onlara (kâfir kocalarına kendileri için) harcadıklarını verin. Onlara (hicret eden mümin kadınlara) ücretlerini (mehirlerini) verdiğiniz takdirde onları nikâhlamanızda size bir güçlük yoktur. Kâfir (kadın)ların ismetlerini (nikahlarını) tutmayın ve (onlar için) harcadıklarınızı isteyin. Onlar da (mümin kadınlara) harcadıklarını istesinler. Bu, Allah'ın hükmüdür; sizin aranızda hükmeder. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

60/ 12- Ey Peygamber, mümin kadınlar, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleri ve ayakları arasında bir iftira düzüp-uydurmamak (gayri meşru olan bir çocuğu kocalarına dayandırmamak), ma'ruf (iyi, güzel ve yararlı bir iş) konusunda isyan etmemek üzere, sana biat etmek amacıyla geldikleri zaman, onların biatlarını kabul et ve onlar için Allah'tan mağfiret iste. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

Zina Allah'ın yasakladığı büyük günahlar içerisinde zikredilmektedir. Günahın büyüğünü işleyecek kadar uzaklaşanlar artık vahyin çizgisinden çıkarak şeytanın yoluna girenler demektir. Zina yapan bir kişi artık o kendisini değiştirmedikçe bu yapmış olduğu yanlışlıktan vazgeçmedikçe Allah onu bağışlamaz. Daha doğrusu bağışlanmayı nasip etmez. Helak olmanın bir adı da budur. Artık o vücutta kangren olmuş bir uzuv gibidir. İşte zina yapan erkek ve kadından herhangi birisi Müslüman olan zina yapmayan vahyin çizgisinde hareket eden biriyle asla evli kalamazlar.

65/ 1- Ey Peygamber, kadınları boşadığınız zaman, iddetleri süresinde (temizlendiklerinde) boşayın ve iddeti sayın. Rabbiniz Allah'tan korkun. Onları evlerinden çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar; ancak açık 'çirkin bir hayâsızlık' göstermeleri durumu başka. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırlarını çiğnerse, gerçekte o, kendi nefsine zulmetmiş olur. Sen bilmezsin; olabilir ki Allah, bunun arkasından bir iş (durum) oluşturur.

Talak ile ilgili makalemi web sayfamda yayınlamıştım. Normal şartlar altında boşama dokuz talak ağızdan sen benden boşsun diyerek kadını boşayamaz bu bir belirli süreç içerisinde olarak boşama gerçekleşebilir. 

Ama ayette geçen “ancak açık 'çirkin bir hayâsızlık' göstermeleri durumu başka.” Bu suç işlediği zaman ve süreç tanımadan boşama gerçekleşmesi gerekir. İşte Zina suçu kadında ve erkekte Çirkin hayasızlıklardan birinin içerisine girmektedir. Evli çiftlerden bu suçu işleyen kadınsa erkek onu boşaması erkekse kadın o erkeği terk ederek ayrılması gerekmektedir.

Yukarıda Ayşe torak kardeşimizin sormuş olduğu soruları şöyle sıralayacak olursak.

1-zina suçunun cezası olan yüz sopa nasıl uygulanacak?

2-tövbe ne demektir. Zaten suçu işleyen korkusundan dolayı tövbe ettim der.

3- dört şahit getirmek nasıl olacak.

ZİNA SUÇU İŞLEYENLERE 100 SOPA NASIL UYGULANACAK?

24/ 2- Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüzer değnek (celde) vurun. Eğer Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsanız, onlara Allah'ın dini(ni uygulama) konusunda sizi bir acıma tutmasın; onlara uygulanan cezaya müminlerden bir grup da şahit bulunsun.

İslam hukukunda ceza alacak kadar, Suç İşleyenlerin dikkat ederseniz Toplum huzurunda cezasının verilmesi gerekmektedir. Allah'ın insanların suç işleyenleri toplum huzurunda cezalandırmasının başlıca sebeplerinden birisi Topluma bu mesaj verildiğinin bilinmesi gerekir. Ey Ahali ey Müslümanlar eğer siz de bu suçu işlerseniz biliniz ki bu ceza size de toplum huzurunda verilecektir. Deist ve ateist toplumların kavrayamadığı ve kavramakta güçlük çektiği konu insanların toplum huzurunda rencide edilmesidir.

Kuran Cezayı verirken haklı nedene dayanmayan bir sebeple adam öldürene veya zina suçu işleyenlere ceza verilmesini istemektedir. Verilen cezanın hem toplumu ıslah etmek, hem de öldürülme dışındaki suçların cezası bizzat toplum içerisinde verilerek kibirlenmiş gururlanmış ve kendilerinden büyük kimse olmadığını sananların böyle aşağılık bir konuma düştüklerinin farkına varmaktadırlar. kör olan gözleri sağır olan kulakları hissetmeyen kalpleri artık duyarlı hale gelmeye başlamaktadır.

Mazlum birisini öldürenlere kısas zina suçu işleyenlere yüz değnek, zina suçu işlemediği halde seksen değnek vurulması asıl itibariyle şahısları cezalandırmaktan öte öldürmeyi yok etmek zina işlemeyi yok etmek iftira suçunu yok etmek için uygulanmaktadır. Eğer Suç işleyenlere kuranın anlattığı gibi caydırıcı olarak cezalar verilmemişse toplumlarda bu suçlar alabildiğince artmakta ve bütün insanlar kendilerini güvende hissetmeyerek mutsuz tedirgin bir hayat içerisinde kendilerini bulmaktadırlar.

Ceza işlenen suçun misliyle dir. Eğer bir kişi adam öldürmüşse haklı bir gerekçesi de yoksa hak ettiği ceza misli olan kendisinin de öldürülmesidir. Kendisinin de kesin olarak birisini öldürdüğü zaman öldürüleceğini bilen bir kişi kolay kolay bu riski göze alamaz. 

Vahyin mesajından nasibini alamayan toplumlar, deneme yanılma yoluyla toplumlarda hukuk kuralları işletmektedirler. Ve koydukları kurallar toplumları disipline etmeyince değiştirip bir başkasını getirmektedirler. Hatta namahrem kadınla namahrem olan erkeğin kendi rızası ile cinsel ilişki kurmaları bile serbest hale geldi.

Lüks hayat dünyalık zevkler, insanların birbirlerine karşı saygıyı sevgiyi ziyareti tamamen ortadan kaldırarak maddenin içerisinde her ihtiyacının olduğu halde intihar eylemlerine insanların sürüklendiğini görmekteyiz.

Kuran bir taraftan kazanacaksın kendi ayakların üzerinde kendin duracaksın mesajını insanlara verirken, bir taraftan da kazandığın mallardan arta kalanı vermekle insanların hayra ulaşacağından söz etmektedir. İnsanların küçümseyerek baktıkları namaz insanların dünya hayatında kendilerine Kötülüklere karşı koruyucu bir antibiyotik tesiri yapmaktadır. Namazın kesilen kurbanların verilen infakların Allah'a hiçbir yararı yoktur. onlara Allah'ın ihtiyacı da yoktur. İnsanların dünya hayatında Allah'ın emirlerini yerine getirmekle kendileri fahşadan kötülüklerden korunabilirler.

29/45- Sana Kitap'tan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklar (fahşa)dan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah'ı zikretmek ise muhakkak en büyüktür. Allah, yaptıklarınızı bilir.

Bir adam hem namaz kılıp hem de meyhaneye ve fuhuş haneye gidemez. Eğer gidiyorsa ya toplumu aldatıyordur ya da kendisini aldatıyordur. Küfrün yolu ile hakkın yolu asla bir insanda birleşemez. Küfür girerse hak çıkar hak girerse küfür çıkar bir vücutta iki kalp bir arada olmaz.

33/4- Allah, bir adamın kendi (göğüs) boşluğu içinde iki kalp kılmadı ve kendilerini annelerinize benzeterek yemin konusu yaptığınız (zıharda bulunduğunuz) eşlerinizi sizin anneleriniz yapmadı, evlatlıklarınızı da sizin (öz) çocuklarınız saymadı. Bu, sizin (yalnızca) ağzınızla söylemenizdir. Allah ise, hakkı söyler ve (doğru olan) yola yöneltip-iletir.

Doğrularım Allah'a yanlışlarım ise bana aittir.

ALİ RIZA BORAZAN
MERSİN -ANAMUR

2 yorum:

taşdemir dedi ki...

s.a hocam allah razı olsun güzel bir ışık tutuyorsunuz insanlara kuranı anlamada

Ali Rıza Borazan dedi ki...

Vealeyküm selam taşdemir kardeşim. gözü kör olmayanlar ancak o ışığı görebilir. Allah sizden de razı olsun. selam ve dua ile