7/163 Bir
de onlara deniz kıyısındaki şehri(n uğradığı sonucu) sor. Hani onlar cumartesi
(yasağını çiğneyerek) haddi aşmışlardı. 'Cumartesi günü iş yapma yasağına
uyduklarında', balıkları onlara açıktan akın akın geliyor, 'cumartesi günü iş
yapma yasağına uymadıklarında' ise, gelmiyorlardı. İşte biz, fıska sapmaları
dolayısıyla onları böyle imtihan ediyorduk.
Ayette
cumartesi yasağına uyup uymama konusunda iki şık ortaya konulmaktadır.
1-Cumartesi
yasağına uyduklarında balıkların kıyıya gelmeleri. Şimdi bu ifade ile ne
anlatılmak istenmektedir. Balık kelimesi Kur'an'da verilen nimetlerin bütünü
kastedilmektedir. bir ayet örneği ile bunu açıklamaya çalışalım.
37/139. Şüphesiz Yunus da gönderilmiş (elçi)lerdendi.
37/140.
Hani o, dolu bir gemiye kaçmıştı.
37/141. Böylece kur'aya katılmıştı da, kaybedenlerden olmuştu.
37/142. Derken onu balık yutmuştu, oysa o kınanmıştı.
37/143. Eğer (Allah'ı çokça) tesbih edenlerden olmasaydı,
37/144. Onun karnında (insanların) dirilip-kaldırılacakları güne kadar kalakalmıştı.
Tefsirlerde
yanıldıkları nokta Burada geçen balık kelimesine gerçek anlamında anlaşılan
balık kelimesi yüklemeleri idi. Oysa gerçek anlamında balık yutmuş olsaydı onu
balık yuttuktan sonra evren yasası veya kuralı gereği ölmemiş olması mümkün
değildi.
Ayetlerde
geçen balık kelimesi zenginliğin şatafatlı yaşanan bir hayatta Allah'ı unutması
dünyaya dalması anlamında kullanılmıştır.
Dikkat edilirse Allah’tan gönderilmiş olan resullere genelde hep önde gelen nimetlerle şımarmış insanlar karşı çıkıp güçleri yeterse onları yerlerinden yurtlarından sürüp öldürmüşlerdir.
Öyleyse
Cumartesi yasağına uyduklarında balıkların kıyıyagelmesi, Allah’ın koyduğu
vahiy ve evren yasalarına uyduklarında nimetler onlara bol bol gelmekte
anlamını taşımaktadır,
2-
Cumartesi yasağına uymadıklarında balıklar gelmiyordu.
Kur'an’a göre Balıklar birer melektir onlarla nasıl iletişim kurarsan sana secdesini öyle yerine getirirler. Onlar senin ibadet yasağına uyup uymadığını bilmezler ve onu dinlemezler onlarda akıl ve irade yoktur. Eğer burada balık kelimesi gerçek anlamında anlatılan balık olmuş olsaydı Balık senin ibadet yasağına uyup uymadığını nereden bilecekti? Bir ayet örneği ile bunu izah etmeye çalışayım.
25/24-Yoksa
sen, onların çoğunu (söz) işitir ya da aklını kullanır mı sayıyorsun? Onlar,
ancak hayvanlar gibidirler; hayır yol bakımından daha şaşkın (ve aşağı) dırlar.
Sonuç olarak, diyebiliriz ki, Kur'an cumartesi yasağı kelimesini Dünya hayatında ister evren yasalarına veya kurallarına uyduğun zaman nimetler dünya bol bol gelmekte vahiy yasalarına uyduğun zaman da ahiret hayatında nimetler bol bol gelmektedir. Bir ayet örneği daha verelim.
2/249. Talut, orduyla birlikte ayrıldığında dedi ki: 'Doğrusu Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim ondan içerse, artık o benden değildir ve kim de -eliyle bir avuç alanlar hariçonu tadmazsa bendendir. Küçük bir bölümü hariç (hepsi sudan) içti. O, kendisiyle beraber iman edenlerle (ırmağı) geçince onlar (geride kalanlar): 'Bugün bizim Calut'a ve ordusuna karşı (koyacak) gücümüz yok' dediler. (O zaman) Muhakkak Allah'a kavuşacaklarını umanlar (şöyle) dediler: 'Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah'ın izniyle galib gelmiştir; Allah sabredenlerle beraberdir.'
Burada
ırmak gerçek anlamında değil mecaz olarak kullanılmıştır. Anlatılmak istenen
dünya hayatında nimetler helal ve haram olanlar diye ayrılmaktadır. Şiddetli
bir açlık kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya geldiğinizde saldırmamak haddi
aşmamak koşullu ile haram olanlardan yiyebilirsiniz mesajı verilmektedir.
Mesajı verilmektedir.
5/3. Ölü eti, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç,dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar) ve faloklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır.) Bugün inkâra sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir; artık onlardan korkmayın benden korkun. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip-beğendim. Kim 'şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa' -günaha eğilim göstermeksizin(bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
"Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip-beğendim. Kim 'şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa' -günaha eğilim göstermeksizin(bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir."
Selam ve
dua ile!
ALİ RIZA
BORAZAN
ANAMUR
MERSİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder