12 Aralık 2009 Cumartesi

VAHYİGAYRİ METLUV NEDİR?



RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA!


Kuran'ın dışında elbette Allah kainattaki bütün varlıklara vahyediyor. sizin de bildiğiniz gibi dağa arıya, meryeme Musan'ın annesine , vahiyler geliyor. Ama Kuran'ın dışında gelen vahiyler, kesinlik arzetmezler. Peygaamberlere gelen vahiylerle peygamberlerin dışındaki insanlara veya yaratıklara gelen vahiyler tamamen farklı olarak değerlendirilmelidir. Kuran'ın dışında gelen vahiylerden Allah diğer insanları sorumlu tutmaz. Kuran katışıklardan arındırır arınmış olarak bize halis olan bir dinin kaynağı olarak sunar. 

22/52- Biz senden önce hiçbir Resul ve Nebi göndermiş olmayalım ki, o bir dilekte bulunduğu zaman, şeytan, onun dilediğine (bir kuşku veya sapma unsuru) katıp bırakmış olmasın. Ama Allah, şeytanın katıp-bırakmalarını giderir, sonra Kendi ayetlerini sağlamlaştırıp-pekiştirir. Allah, gerçekten bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. 

İşte Bu ayet peygamberlerin de yanlışlık yapabileceğini, ama yaptıkları yanlışlıkları Allah düzelettiğini bizzat gönderilen vahiylerde görmekteyiz. isterseniz Kuran'dan bir kaç tane örnek vereyim.

66/1- Ey Peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek, Allah'ın sana helal kıldıklarını niçin haram kılıyorsun? Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

33/37- Hani sen, Allah'ın kendisine nimet verdiği ve senin de kendisine nimet verdiğin kişiye: "Eşini yanında tut ve Allah'tan sakın" diyordun; insanlardan çekinerek Allah'ın açığa vuracağı şeyi kendi nefsinde saklı tutuyordun; oysa Allah, Kendisi'nden çekinmene çok daha layıktı. Artık Zeyd, ondan ilişkisini kesince, Biz onu seninle evlendirdik; ki böylelikle evlatlıklarının kendilerinden ilişkilerini kestikleri (kadınları boşadıkları) zaman, onlarla evlenme konusunda mü'minler üzerine bir güçlük olmasın. Allah'ın emri yerine getirilmiştir.

80/1- Surat astı ve yüz çevirdi;

80/2- Kendisine o kör geldi diye.

80/3- Nerden biliyorsun; belki o, temizlenip-arınacak?

80/4- Veya öğüt alacak; böylelikle bu öğüt kendisine yarar sağlayacak.
80/5- Fakat kendini müstağni gören (hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını sanan) ise,
80/6- İşte sen, onda 'yankı uyandırmaya� çalışıyorsun. Daha kurandan ayet örneklerini çoğaltabiliriz, hazreti Musa Peygamberin kardeşi Harun'un yakasından tutup, halkımı neden saptırdın deyip kızması, hep peygamber olanlarda görülen hatalardandır. Ama Allah onları vahiylerle düzeltmiş yapmış oldukları gönderilmiş olduğu kitaplarda bizzat yanlış olarak görüntülenmiştir. İşte Biz Kurandan sorguya çekileceğiz. ve ona göre yargılanacağız.

43/44- Ve şüphesiz o (Kur'an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (ondan) sorulacaksınız. 

o zaman bize dışarıdan hadis ve ya vahyi gayri metluvlardan sorgulan mıyacağımıza göre, bizim ilgi alanımızı oluşturmaz. şimdide peygamberlere vahiyler nasıl gelir onu açıklamaya çalışayım.in

PEYGAMBERLERE VAHİY NASIL GELİR.

Vahiy Kainattaki bütün varlıklara gelir, Dağa arıya kafire iman edenlere,peygamberlere hep vahiy gelir. Yalnız İnsanlara gelen vahiylerle insanların dışındaki varlıklara gelen vahiyler farklı farklıdır. Yine insanlar içerisinden inananlarla inanmayanlara vahiy farklı geldiği gibi peygamberlere gelen vahiyler de farklıdır.
İnsanlara gelen vahiyler, Üç Guruba ayrılır.

1- Peygamberlere gelen vahiyler,

2- Peygamberlere iman edenlere, gelen vahiyler

3- İnkar edenlere gelen vahiyler

42/51- Kendisiyle Allah'ın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir; ancak bir vahiy ile ya da perde arkasından veya bir elçi gönderip Kendi izniyle dilediğine vahiy etmesi (durumu) başka. Gerçekten O, Yüce olandır, hüküm ve hikmet sahibidir

Peygamberlere gelen vahiyler: Allah. Direk vahiyle aracısız konuşurlar.Burada insanların çoğunluğunun anlayamayacağı bir Mucize gerçekleşir. O Peygamberlere gelen vahiylerde bir yanlışlık olmaz. Peygamberler yanlış bir davranışta bulundukları zaman düzeltilirler. Peygamberlere gönderilmiş olan, o kitaplarda bir yanlışlık olmaz, Kovulmuş şeytan, kitaplara asla yanlış bir şey katamamış

112- Böylece her peygambere, insan ve cin şeytanlarından bir düşman kıldık. Onlardan bazısı bazısını aldatmak için yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapmazlardı. Öyleyse onları yalan olarak düzmekte olduklarıyla baş başa bırak.

Ama Allah’ın Göndermiş olduğu O Kur’an a Asla o kovulmuş Şeytan Musallat Olamamıştır.Peygamberler Yanıldıkları zaman düzeltilmişlerdir,Hz. Musa Peygamberin kızıp levhaları atması Yunus Peygamberin yapmış olduğu yanlışlardan dolayı kınanması Son Peygamberin Hanımlarının hatırı için helal olanı haramlaştırması, Ümmü Mektum kıssası, VS. Hep Bunlar peygamberlerin yanılıp da Allah'ın düzelttiği olaylardır. Bu Olaylar Allah’ın Gönderdiği , İnsanların yol gösterici olarak kabullendikleri kitaplarda düzeltilmiş olarak Görülmektedir.


53/2- Sahibiniz (arkadaşınız olan peygamber) sapmadı ve azmadı.

53/3- O, hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz.

53/4- O (söyledikleri), yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir.

İkinci olarak Allah’ın Konuştuğu insan tipleri : Allah'tan gelen peygamberleri kabul edip, onun getirdiklerini okuyanlar ve yaşayanlardır. Bu da Son Peygamberle beraber gelen Kur’an’ı Okuyanlar ve kabullenenler Hep Allah ile konuşuyor ve onlara vahiy geliyor demekti.

Üçüncü Tip Allah'ın vahiyle Konuştukları. Allah'tan bir peygamber ve bir kitap geldiğini kabul etmeyen İnsan tipleridir ki, Bunlarla perde arkasından konuşur. Mesela Kur’an da hiçbir ayette Allah Ey Kafirler diye hitap etmemiştir: Aracı olarak Peygamberleri koyarak, De Ki: ey Kafirler diye hitap etmiştir.

Diğer Taraftan Allah, Onlar eşyanın esrarını çözmek için uğraştıkları zaman, onların yapmış oldukları İcatlar bilinmeyenleri insanların önlerine bilinir olarak çıkarmaları onların perde arkasından Allah ile konuşmaları oluyor.

Görüldüğü Gibi Allah’ın Kainattaki Varlıkların Hepsiyle diyalog halindedir. Hepsiyle konuşma şekilleri farklı farklıdır Ama Allah Kendisiyle Perde arkasından veya elçi aracılığı ile konuştuğu Halde Peygamberlere gelen vahiyler gibi vahiyler geldiği gibi, Bende Allah ile konuşurum veya bana da vahiy Gelir diye söylerse Bu Kelimeleri yerinden oynatarak fesat çıkarıyor demektir..

6/93- Allah'a karşı yalan uydurup iftira düzenden veya kendisine hiçbir şey vahyolunmamışken “Bana da vahy geldi" diyen ve "Allah'ın indirdiğinin bir benzerini de ben indireceğim" diyenden daha zalim kimdir? Sen bu zalimleri, ölümün 'şiddetli sarsıntıları' sırasında meleklerin ellerini uzatarak onlara: "Canlarınızı (bu kıskıvrak yakalanıştan) çıkarın, bugün Allah'a karşı haksız olanı söylediğiniz ve O'nun ayetlerinden büyüklenerek (yüz çevirmeniz) dolayısıyla alçaltıcı bir azapla karşılık göreceksiniz" (dediklerinde) bir görsen.

İnsanlara Daha önce de bahsettiğim gibi Hem İblisten bir ses gelir hem de takvadan bir ses gelir Bu Gelen sesleri insan. Nereden geldiğini bir ölçü ile tartmadan Ayırt edemez Firavuna İçerisindeki bir ses sen, rabsın diyor oda ben sizin Rabbımızın diyor bu da onu helake sürüklüyor. İşte insana böyle bir ses geldiği zaman Doğru ile yanlışı ,Hak ile batılı biri birinden ayırt eden Furkan a Kur’an a sığınarak o ölçeği onda arayarak Doğruyu bulması gerekmektedir.

41/36- Şayet sana şeytandan bir kışkırtma gelecek olursa, hemen Allah'a sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir.

Yılarca Kur’an'daki ayetlerin ne anlama geldiği ,Cebirin ve geometrinin problemleri gibi uzun çalışma ve çaba sonucunda çözülmek için, gayret gösterilmedikçe, Çözülemez Her şeyin bir uzmanlık alanı olduğu gibi, Kur’an’ı Anlamak için de uzmanlık gerektiriyor. 

Kâinatta genellemesini bile sayamadığımız hayvan çeşitleri vardır. Bu Hayvanların Hepsinin bir organizmaları vardır. Bu Hayvanlar Hk. Bilgi edinebilmek için, Onlarla uzun uzun ilgilenmek gerekiyor. Ki Bir Uzmanlık alanı oluşabilsin. 

Kur’an buna zikir ehli diyor. Zikir Ehli O Konunun uzmanı bileni demektir, Zikir Ehli olanlar bu bilgileri hep miras yoluyla öğrenmiyorlar, Miras yoluyla öğrenmiş oldukları bilgilerin üzerine yeni bir şeyler ekleyip bularak yeni yeni bilgilere ulaşıyorlar. İşte Bu Zikir Ehilleri Peygamberlerin bilmediği konularda yardım alacağı kaynaklardır.

3/159- Allah'tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile ve iş konusunda onlarla müşavere et. Eğer azmedersen artık Allah'a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.”

Bütün İnsanlar Allah’ın Yarattığı Kainatın esrarını çözmekle yükümlüdür. Her insanın ilgi alanı farklıdır. Peygamberler peygamber ise Allah’ın Bildirmediği konularda Bilgi verecek değildir herhalde, Onları Kendilerine göre farklı alanlara yönelterek O sahalarda ilim yapmış kişiler, Diğer,ilgi alanları farklı olan kişilerin danışma merkezidir. Peygamberler Kendi ilgi alanının dışındaki Uzmanlık alanını oluşturan bölümlerden bilgi toplayarak, Toplumlarını o günkü şartlar içerisinde o konunun uzmanlarıyla en güzel şekilde istişare ederek yönetmişlerdir.

Fatih’in Bir Macar ustasına top döktürmesi, Süleyman peygamberin yabancı olan değişik konularda uzman olan cinleri (yabancı insanlar) ı Çalıştırarak güçlü bir ordu kurması gibi.

Eğer Bu Kainatın Yaratıcısı Allah İse Ki Allahtır, Eğer Bu Dinin Doğrusu Allah tan ise Ki Allah tandır. Eğer Allah’ın Gönderdiği dinin aslı Kur’an da ise Ki Kur’an dadır Eğer Allah’ın Tarif ettiği peygamberler. Kur’an'daki gibiyse Ki Kur’an'daki gibidir. Öyleyse Peygamber Cebrail ile beraber Gökyüzüne, Göğün çeşitli katmanlarından giderek mekandan Münezzeh olan Allah’ın Yanına varmamıştır.

İsra suresinin birinci ayetindeki olay göğe yükselme değil,Bir hicret olayıdır.

 Doğru olanlarım Allah'a yanlış olanlarım ise bana aittir.

ALİ RIZA BORAZAN
MERSİN ANAMUR.