17 Ocak 2009 Cumartesi

CARİYELERİN KURAN'A GÖRE YERİ VE KONUMU!

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA!

33/50- Ey Peygamber, gerçekten Biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana ganimet olarak  verdikleri (savaş esirleri)nden sağ elinin malik olduğu (cariyeler) ile seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını ve teyzenin kızlarını helal kıldık; bir de, kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin kendisini almak istediği mü'min bir kadını da, -mü'minler için olmaksızın yalnızca sana has olmak üzere- (senin için helal kıldık). Biz, kendi eşleri ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) konusunda onlar (mü'minler) üzerine neyi farz kıldığımızı bildik (size bildirdik). Böylelikle senin için hiçbir güçlük olmasın. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

33/52- Bundan sonra (başka) kadınlar ve bunları başka eşlerle değiştirmek -güzellikleri senin hoşuna gitse bile- sana helal olmaz; ancak sağ elinin malik olduğu (cariyeler) başka. Allah her şeyi gözetleyip denetleyendir.

33/55- Onlar için babaları, oğulları, kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kadınlarSavaş neticesinde küfrün karşısında galip gelen Müslümanlar ganimet olarak, almış olduğu cariyeleri Allah’ın sınırları içerisinde Müslüman olan erkeklerin tasarrufu altındadır. Nikah olayı ile tamamen farklı olan cariye hukuku,Erkekle cariyelerin ilişkileri ayrı bir hukukla değerlendirilmektedir. Evlenme ile Kurallarda nikah olayı Müslüman bir erkekle Müslüman bir kadının erkek tarafından mihiri verilerek, toplum huzurunda ,sözleşmelerinin adı idi. Bu Sözleşme aktini taraflardan herhangi biri ihlal ederse nikah akdi fesh olunur. Ama cariye Hukuku öyle değildir. Onlar Müslüman olup çeşitli sebeblerle özgürlüğüne kavuşmaları durumu hariç, tasarrufu altında olan erkeklerle cinsel ilgiden dolayı suçlanamazlar. İsterseniz o konu ile ilgili ayetlere bakalım siz nasıl anlıyorsunuz.

33/50- Ey Peygamber, gerçekten Biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana ganimet oları ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) hakkında bir sakınca yoktur. (Ey Müslüman kadınlar) Allah'tan sakının. Şüphesiz Allah, herşeye şahid olandır.

24/32- İçinizde evli olmayanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden salih olanları evlendirin. Eğer fakir iseler Allah, Kendi fazlından onları zengin eder. Allah geniş (nimet sahibi)dir, bilendir.

33- Nikah (imkanı) bulamayanlar, Allah onları Kendi fazlından zenginleştirinceye kadar iffetli davransınlar. Sağ ellerinizin malik olduğu (köle ve cariyelerden) mükatebe isteyenlere -eğer onlarda bir hayır görüyorsanız- mükatebe yapın. Ve Allah'ın size verdiği malından onlara verin. Dünya hayatının geçici metaını elde etmek için -ırzlarını korumak istiyorlarsa- cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları (fuhşa) zorlarsa, şüphesiz, onların (fuhşa) zorlanmalarından sonra Allah (onları) bağışlayandır, esirgeyendir.

Bu Naklettiğimiz Ayetler ışığında, Allah. Cariye Hukukunun Ne Olduğunun hudutlarını çizmiştir. Kimse kalkıp da Allah’ın çizmiş olduğu bu hududu tanımaz ve kabul etmez ise, o. Tam iman etmiş değildir.

33/36- Allah ve Resûlü, bir işe hükmettiği zaman, mü'min bir erkek ve mü'min bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resûlü’ne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır.

Bazen İnsanların örf ve adetleri Bazen de nefislerinin öne sürdükleri alışkanlıklardan dolayı yapmış oldukları Allah’ın Koyduğu kanunlara uymayan, yanlış davranışlar toplum içerisinde sanki Allah’ın emriymiş gibi algılanıp sahiplenmişlerdir. Bu Yanlış olan davranışlarını bazen kan davası, katillik. Gibi sonuçları hiç hoş olmayan davranış bozukluklarına neden olmaktadır. Bir örnek verecek olursak Genelde Doğu Anadolu bölgesinde töre cinayetleri Kuranın asla hoş görmediği uygulamayla sonuç bulmaktadır. 

Örneğin diyelim ki Bir Erkek Tarafından tecavüze uğramış Kız Veya kadın, ölüm gibi Allah’ın hiç hoşlanmadığı bir uygulamayla, onlardan yakınlardan birisine öl dürtülerek, temizlendiği inancındadırlar, böylece nice ailelerin hem dünya hayatı hem de ahiret hayatı heba olup gitmektedir. 

Allah İse insanın kendi istek ve arzuları dışında zorla yaptırılan davranışlardan dolayı. Sorumlu tutmadığı halde Töre cinayetlerinde sanki Böyle Allah’ın hoşuna gitmeyen bir davranışı Allah’ın emriymiş gibi algılamaktalar. Ve bunu yapmakla. Allah’tan bir ödül alacaklarını ummaktadırlar.

4/92- Bir mü'mine, -hata sonucu olması dışında- bir başka mü'mini öldürmesi yakışmaz. Kim bir mü’mini 'hata sonucu' öldürürse, mü'min bir köleyi özgürlüğüne kavuşturması ve ailesine teslim edilecek bir diyeti vermesi gerekir. Onların (bunu) sadaka olarak bağışlamaları başka. Eğer o, mü'min olduğu halde size düşman olan bir topluluktan ise, bu durumda mü'min bir köleyi özgürlüğe kavuşturması gerekir. Şayet kendileriyle aranızda andlaşma olan bir topluluktan ise, bu durumda ailesine bir diyet ödemek ve bir mü'min köleyi özgürlüğe kavuşturmak gerekir. (Diyet ve köle özgürlüğü için gereken imkanı) Bulamayan ise, kesintisiz olarak iki ay oruç tutmalıdır. Bu, Allah'tan bir tevbedir. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Mümin bir Kişi Hata sonucunda ifadesini kullanıyor nedir bir hata sonucu. Öldürmeler, Bazı sizlerinde bildiği ve onayladığı gibi, Adam Arabayla gidiyor, arabanın fireni patladı,araba uçurumdan yuvarlandı, diyelim ki dört kişiden birisi öldü, bu bir hatadır, veya, adam domuz avına gitti. Gece domuz atacağım derken, karşısına bilmeden adam çıktı adam öldü, bu bir hatadır. Yani kalplerin kasıt göstermediği bütün yanlışlıkla ölümler yani öldürmeler hata sonucu kapsamına girmektedir. Bunun da bedeli ayette ifade edildiği gibi bedelinin ne olduğunu yazmaktadır.

Kuran Bir taraftan, köle ve cariyelerin, Müslüman olanlardan hata yapmaları sonucunda onları, yavaş yavaş özgürlüğe. Kavuşturma yoluna giderken, bir taraftan da ekonomik durumu zayıf olanların özgür kadınlarla evlenme imkanı bulamayanların iman eden cariyelerle evlenmelerini önermektedir. Hatta onları iman etmeyen ve güzellikleri hoşa giden kadınlardan bile önde olduklarını açıklamaktadır.

2/221- Müşrik kadınları, iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir cariye, -hoşunuza gitse de- müşrik bir kadından daha hayırlıdır. Müşrik erkekleri de iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir köle, -hoşunuza gitse de- müşrik bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar, ateşe çağırırlar, Allah ise Kendi izniyle cennete ve mağfirete çağırır. O, insanlara ayetlerini açıklar. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler.

Burada bir saptama yapmak istiyorum. Dünya hayatı tiyatrodaki bir oyun salonu gibidir. Allah her insana değişik roller vermiştir. İşte kim bu dünya hayatında kendi üzerine düşen rolü Allah’ın tarif ettiği şekilde oynarsa, onun oynama anındaki takva derecesine ve göstermiş olduğu performansına göre değerlendirecektir. 

Kişi yol seçmede kendi kendine yetkili ve sorumludur.şu dünya hayatı akıllıca davranan bir insan için, her türlü nefsin isteklerinden kendisini uzaklaştırarak, kendisine verilen rolü en güzel şekilde yapmaya çalışarak ebedi bir hayatı tercih etmesi onu ön planda tutması gerekmektedir. Müslüman bir erkek veya Müslüman bir kadın, fıkıh kitaplarında yazıldığı gibi asla müşrik olan veya ehli kitap olan erkek ve kadınlarla evlenmek doğru değildir. kurana göre haramdır. Çünkü ayette de belirtildiği gibi bunlar ayrı ayrı yolların adamlarıdır. Birisi cehenneme birisi de cennette çağırmaktadır.

Görüldüğü gibi Müslüman olan bir özgür erkek, kendisine karşı savaş açarak esir düşmüş bir cariye ile evlenebilmesi , gündeme gelebiliyorsa, bütün dünyaya haykırmak gerekiyor. Dünyanın en öde gelen ve şu anda dünyaya demokrasi çığlıkları atan Amerika bile. Beyaz siyah ayırımı yaparak, beyazların yemek yediği lokantada siyahlar yemek yiyemiyordu. 

Ama Kuran zamanımızdan Kuran yaklaşık bin beş yüz sene önce o aşağıladıkları insanları evlenme ile ödüllendirmektedir. Ve iman eden ve Salih olanları da. Diğer dünyanın en zengin en önde gelen ırklarından olsa bile, daha değerli bulmaktadır. Görüldüğü gibi, Allah kuranda insanları , değere tabi tutarken, rengine cinsine kafa tasına bakmadan onlardaki ahlaki değerleri önde tutup tutmamakla değerlendirmektedir. Yoksa köle olmuş, fakir olmuş, veya kadın olmuş demeden, onların takva yolundaki say ve gayretleri ile değerlendirmektedir. 

Burada olan farklı roller ahiret aleminde. Yeni bir yaratılış neticesinde. Ya iman eder Salih amel işlerse kadın ve erkek ayırımı yapılmaksızın iman eden ve Salih amel işleyenler listesinde sadece tek bir cins olarak onlara orada her istedikleri verilmek üre cennette olacaklar. Diğerleri yani iman etmeyen ve zulmedenler de tek bir cins olmak üzere cehennemde olacaklardır. İşte kuran dünyadaki insanların yerini ve konumlarını belirtirken son noktayı koymaktadır.

49/13- Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır.

İşte Kuran'daki köle ve cariye hukukunu bilmiş ve özünü kavramış olsalardı haksız eleştiri yapmaktan kaçınırlar ve secdeye kapanırlardı.
Doğrularım Allah'a Yanlışlarım ise bana aittir.

ALİ RIZA BORAZAN
MERSİN ANAMUR

Kuranianlamametodu.blogspot.com”

Hiç yorum yok: