RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA!
Kuran, nebi kelimesini vahye muhatap olan peygamberler için kullanmıştır. İnsanlık tarihinin başlangıcından bu tarafa, Allah insanlara iki kanaldan bilgi ulaştırmıştır. Birincisi, Nebiler aracılığı ile vahyi bilgiler, ikincisi de eşyanın yapısına kotlanan bilgilerdir.bu bilgiler, Vahyi bilgilerdir.
İnsanlık tarihinin başlangıcı ile birlikte insanlara dünya yaşamını her dönemde kullanma kılavuzu olarak gönderdiği vahiylerdir. Bu bilgileri getirenlere kuran nebi tabirini kullanmıştır. Nebiler kendilerine gelen vahiyleri kavimlerine iletmesiyle aynı zamanda resul olmaktadır. Resul kelimesinin kurandaki bize yansıması elçidir. Nebilik son peygamber hz. Muhammed ile son bulmuştur.
33/ 40- Muhammed, sizin erkeklerinizden
hiçbirinin babası değildir; ancak O, Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin
sonuncusudur. Allah, herşeyi bilendir.
Resul: elçi demektir. Bu anlamda her nebi Allah’tan aldığı vahiyleri
insanlara ulaştırması nedeniyle bir resuldür. Ama her resul bir nebi değildir. Resuller nebilerden aldıkları
vahiyleri doğru anlamak ve doğru aktarması sebebiyle diğer insanlara ulaştırmasından, dolayı onlar da Kuran'da resul olarak anılmışlardır. Bu
anlamda nebilik son bulmuştur ama resullük devam etmektedir. Bazıları resul ve
nebi kavramını düzgün anlayamadıklarından
kavram kargaşası yaşanmaktadır.
22/ 75- Allah, meleklerden resuller
seçer ve insanlardan da. Şüphesiz Allah, işitendir, görendir.
İnsanlardan
olan resuller Hem nebilerdir, hem de
nebilerin getirdiklerini başka insanlara doğru anlayıp doğru ulaştır-anlardır.
Meleklerin resullüğü de Allah’ın onlara kodlamış olduğu bilgileri ürünleri
insanlara ve diğer yaratıklara doğru bir şekilde iletmesi ve sunmasıdır. Örnek
verecek olursak bir elma ağacının
insanlara elma vermesi, bir arının Allah’ın onlara kodladığı bilgilerle
bal vermesi onların Allah ile insanlar arasında elçi olmasının ifadesidir.
İkinci
Olarak Allah'ın insanlara bilgi vermesi eşyanın yani Kuran'ı ifadeyle meleklere
kotlanan bilgilerin insanlara verilmesidir. Kuran’dan bir ayetle bunu
belgelemeye çalışalım.
42/ 51- Kendisiyle Allah'ın konuşması, bir beşer için
olacak (şey) değildir; ancak bir vahy ile ya da perde arkasından veya bir elçi
gönderip Kendi izniyle dilediğine vahyetmesi (durumu) başka. Gerçekten O, Yüce
olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
42/52- Böylece sana emrimizden bir ruh vahyettik. Sen,
kitap nedir, iman nedir bilmiyordun. Ancak Biz onu bir nur kıldık; onunla
kullarımızdan dilediklerimizi hidayete erdiririz. Şüphesiz sen,
dosdoğru olan bir yola yöneltip-iletiyorsun.
Bu ayetler
incelendiğinde Allah insanlardan nebi olanlara direk vah yederek insanlara doğru bilgilerin ulaşmasını,
sağlamış olur, bu bilgileri nebilerden alan insanlar da Allah ile iletişim
kurarak konuşmuş olur. Üçüncü olarak perde arkasından diye ifadelendirildiği,
Nebilerin getirdiklerine inanmadığı halde evrende eşyanın bilgisine ulaşanlar
Allah ile konuşmakta ve iletişim kurmaktadır.
17/ 45- Kur'an okuduğun zaman seninle ahirete
inanmayanlar arasında görünmez bir perde kıldık.
İşte şura elli birinci ayette perde arkasından
konuştuğu, inkar eden insanları kastetmektedir. Demek ki dünya hayatında Allah insan ayırımı yapmadan
isteyenlerle gerek vahyi bilgileri gerekse de evrensel olan eşyanın bilgilerini
sunmakta ve onları bilgilendirmektedir.
Doğrularım Allah'a yanlışlarım ise bana aittir.
ALİ RIZA BORAZAN
MERSİN-ANAMUR
Doğrularım Allah'a yanlışlarım ise bana aittir.
ALİ RIZA BORAZAN
MERSİN-ANAMUR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder