RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA!
22/15-Kim, Allah’ın ona, dünyada ve ahirette
kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa, göğe bir araç uzatsın sonra
kesiversin de bir bakıversin, kurduğu düzen, onun öfkesini giderebilecek mi?
مَن
كَانَ يَظُنُّ أَن لَّن يَنصُرَهُ اللَّهُ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ
فَلْيَمْدُدْ بِسَبَبٍ إِلَى السَّمَاء ثُمَّ لِيَقْطَعْ فَلْيَنظُرْ هَلْ
يُذْهِبَنَّ كَيْدُهُ مَا يَغِيظُ
22/15-Men kâne yezunnu en len yensurehullâhu fîd dunyâ vel
âhıreti felyemdud bi sebebin iles semâi summel yakta’ felyenzur hel
yuzhibennekeyduhu mâ yagîz(yagîzu).
Yukarıda Hac suresinin on beşinci ayetinin,
hem Arapça metnini, hem Türkçe okunuşunu, hem de mealini vermeye çalıştık.
Öncelikle Kur’an içerisinde geçen bir
kelimenin ne anlama geldiğini anlayabilmek için, Kur’an’ın o kelimeye Arapça
sözlüklerden değil, Kur’an’ın o kelimeye kendi bütünlüğü içerisinde ne anlam
yüklediğini yakalamak gerekir.
Kur’an’da geçen bir ayetin ne anlama geldiğini,
hem konu içerisinde, hem Kur’an bütünlüğü içerisinde o ayetin ne anlatmak
istediğini Kur’an’a ilme akla ve pratik hayata ters düşmeden ait olduğu yere
koymak gerekir.
Ayeti Doğru anlamak Kur’an’ın o ayete yüklemiş
olduğu anlamı yakalayabilmek için, Kur’an’ın konuşma dilinin çözülmesi ve
anlaşılması gerekir. Bilindiği gibi edebi sanatlarda nasıl mecazi anlatım ve
gerçek anlatım varsa, Kur’an’da da bunun karşılığı olarak, muhkem anlatım ve
müteşabih anlatım şekli vardır.
Mecaz; Bir kelimenin veya bir deyimin kendi
anlamı dışında farklı anlamlara gelebilen anlatım şeklidir. Müteşabih de
benzeşen karmaşık ve kendi anlamı dışında farklı anlamlara gelebilen kelimelere
ve ayetlere Kur’an müteşabih ismini kullanmıştır.
Hac suresinin on beşinci ayetinde, Müşrik olan
veya puta tapanların profilini ortaya koymaktadır. Bilindiği gibi Kur’an Puta
tapıcı olanları temel olarak iki farklı boyutta ele almaktadır.
1-ALLAH’I İNKÂR EDENLER! (ATEİSTLER)
2/28- Nasıl
oluyor da Allah’ı inkar ediyorsunuz? Oysa ölü iken sizi O diriltti; sonra sizi yine
öldürecek, yine diriltecektir ve sonra O’na döndürüleceksiniz.
2-ALLAH’I KABUL EDİP DE
RABLİĞİNİ İNKAR EDEENLER!(DEİSTLER)
43/9- Andolsun, onlara:
“Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye soracak olsan, tartışmasız: “Onları üstün
ve güçlü (Aziz) olan, bilen (Allah) yarattı” diyecekler.
43/87- Andolsun, onlara:
“Kendilerini kim yarattı?” diye soracak olsan, elbette: “Allah” diyecekler.
Öyleyse nasıl olur da çevriliyorlar?
Ateistlerle deistlerin
arasındaki tek fark, ateistlerin Allah’ı inkâr ederek Allah’ın göndermiş olduğu
peygamberleri kitapları melekleri, ahiret âlemini kabul etmemektedirler. Deist
olanlar sadece Allah’ın varlığını kabul ettikleri halde Cibril’i peygamberliği
kitapları ve ahiret âlemini onlar da, inkâr etmektedirler.
Kur’an’da Bu tip insanların
profili şöyle ortaya konulmaktadır.
23/34- “Eğer sizin
benzeriniz olan bir beşere boyun eğecek olursanız, andolsun, siz gerçekten
hüsrana uğrayanlar olursunuz.”
23/35- “O, öldüğünüz, toprak ve kemik haline
geldiğiniz zaman, sizin mutlaka (yeniden diriltilip) çıkarılacağınızı mı
va’dediyor?”
23/36- “Heyhat, size va’dedilen şeye heyhat…”
23/37- “O (bütün gerçek), yalnızca bizim
(yaşamakta olduğumuz bu) dünya hayatımızdan ibarettir; ölürüz ve yaşarız, biz
diriltilecekler değiliz.”
3/38- “O ise, yalnızca bir adam (insan)dır,
Allah’a karşı yalan uydurmaktadır, bizler de ona inanacak değiliz.”
23/39- (Peygamber) Dedi ki: “Rabbim, beni
yalanlamalarına karşı bana yardım et.”
23/40- (Allah) Dedi ki: “Az bir süre (bekle),
onlar gerçekten pişman olacaklar.”
23/41- Derken, hak (ettikleri cezaya karşılık)
olmak üzere, o korkunç çığlık onları yakalayıverdi. Böylece onları bir süprüntü
kılıverdik. Zulmeden kavim için yıkım olsun.
İşte Kur’an deist ve ateist olanların
fotoğrafını böyle ortaya koymaktadır. İnkâr edenlerin Allah’a Allah’ın da
onlara düşmanlığını Allah şöyle anlatır.
2/97- De ki: “Cibril’e kim düşman ise, (bilsin
ki) gerçekten onu (Kitabı), Allah’ın izniyle kendinden öncekileri doğrulayıcı
ve mü’minler için hidayet ve müjde verici olarak senin kalbine indiren O’dur.
2/98- Her kim Allah’a, meleklerine,
elçilerine, Cibril’e ve Mikail’e düşman ise, artık şüphesiz Allah da kafirlerin
düşmanıdır.”
Allah’a olan dostluğun temeli, Allah’ın
peygamberler aracılığı ile göndermiş olduğu, peygamberleri kendi bilgileri ile
destekleme ve ona yol gösterme olayını kabul etmek ve iman etmekle, başlamaktadır. Ona iman edenler dünya
hayatında bir ışıkla, bir meşale ile yollarında düzgün bir şekilde
yürüyebilmektedirler. İşte İnkâr edenler Allah’ın peygamberlerine destek vermesini
bilgi vermesini kabul etmediklerinden dolayı bu ışıktan, meşaleden, nasibini
alamamaktadırlar.
24/35- Allah,
göklerin ve yerin nurudur. O’nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir
kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir
yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından
yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir.
(Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu Kendi nuruna yöneltip-iletir.
Allah insanlar için örnekler verir. Allah, herşeyi bilendir.
33/56- Şüphesiz, Allah ve
melekleri Peygambere salat ederler. Ey iman edenler, siz de O’na salat edin ve
tam bir teslimiyetle O’na selam verin.
Allah, Peygamberlerine Hem
destek verir, hem de yardım eder. Sakın ola ki Bu destek ve yardım anlayışını
özel bir yardım özel bir destek anlamında anlamayın. Allah peygamberlerine
Vahyi bilgileri sunmakla ve insanlardan İman edenlere ve Salih ameller
işleyenlere Destek vermelerini emretmekle iman eden insanlarla Peygamberlerini
desteklemekte ve onlara yardım etmektedir.
Yoksa, Eğer Allah’ın ehli
kitap toplumlarının anladığı ve algıladığı gibi, Dünya hayatında, ne inkar
edenlere özel bir azabı ne de iman eden veya peygamberlere özel bir desteği ve
yardımı vardır. İman eden ve Salih amel işleyenlere Allah’ın asıl desteği
ahiret âleminde olacaktır.
Şimdi, Kur’an içerinde geçen
ayetlerden örnekler vererek bizim asıl konumuz olan hac suresinin ne anlatmak
istediğini tekrar ele alarak anlamaya çalışalım.
22/15- Kim, Allah’ın ona,
dünyada ve ahirette kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa, göğe bir araç
uzatsın sonra kesiversin de bir bakıversin, kurduğu düzen, onun öfkesini
giderebilecek mi?
Konu içerisinde Diğer Kur’an’da
geçen inkar edenlerin konumlarından örnekler vererek buna benzeyen ve bununla
ilgili ayetlerden örnekler vererek belgelemeye çalıştık. Şimdi de bu ayetten
öce gelen ve sonra gelen ayetleri beraberce düşünerek ele almaya çalışalım.
22/11- İnsanlardan kimi, Allah’a bir ucundan
ibadet eder, eğer kendisine bir hayır dokunursa, bununla tatmin bulur ve eğer
kendisine bir fitne isabet edecek olursa yüzü üstü dönüverir. O, dünyayı
kaybetmiştir, ahireti de. İşte bu, apaçık bir kayıptır.
Bu Ayet Münafık olan veya kalbi imanla tatmin
bulamamış insanların konumunu ele almaktadır.
22/12- Allah’tan başka, kendisine ne zararı
dokunan, ne yararı olan şeylere yakarır. İşte bu, en uzak bir sapıklıktır.
Bu ayette de Müşrik olanların konumunu ele
almaktadır. Yani Allah’ın rabliği yerine, Dünya hayatında dünya yaşamını
düzenleyen kanun koyan kural koyanları kendilerine ilah olarak kabul edenleri
Allah uyarmaktadır.
22/13- (Ya da) Zararı, yararından daha yakın
olana tapar; ne kötü yardımcı ve ne kötü yoldaştır.
Bu ayet de, Zararlı tarafı yararlı tarafından
daha çok olanlardan korktuğu için onları ilah edinir. Onların sözlerini
Allah’ın sözüne karşı tercih eder.
22/14- Şüphesiz Allah, iman edip salih
amellerde bulunanları, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Gerçekten
Allah, her istediğini yapar.
Oysa Allah, iman eden ve Salih amel
işleyenleri her türlü nimetlerin verileceği cennetine sokar onu yararlandırır.
22/15- Kim, Allah’ın ona, dünyada ve ahirette
kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa, göğe bir araç uzatsın sonra
kesiversin de bir bakıversin, kurduğu düzen, onun öfkesini giderebilecek mi?
Yukarıdan beri anlatmış olduğum inkâr eden ve
Allah’ın gönderdiği peygamberlere kitaplara dolayısı ile Cibril’i inkâr
ettikleri için Ahiret âlemini de inkâr edenlerin, Profilini de ortaya koyarak,
Allah peygamberlerine dünyada yardım etmiştir. Ahirette de yardım edecektir
vurgusu yapılmaktadır. Necim suresinde Yine inkar edenlerin konumunu Kur’an
bize şöyle anlatır.
53/10- Böylece O’nun kuluna vahyettiğini
vahyetti.
53/11- Onun gördüğünü gönül yalanlamadı.
53/12- Yine de siz gördüğü (şey) üzerinde
onunla tartışacak mısınız?
53/13- Andolsun, onu bir de diğer inişte
görmüştü.
53/14- Sidretü’l-Münteha’nın yanında.
53/15- Ki Cennetü’l-Me’va onun yanındadır.
53/16- Sidreyi örten örtmekte iken,
53/17- Göz kayıp-şaşmadı ve (sınırı) aşmadı.
53/18- Andolsun, o, Rabbinin en büyük
ayetlerinden olanı gördü.
53/19- Gördünüz mü-haber verin; Lat ve
Uzza’yı.
53/20- Ve üçüncü (put) olan Menat’ı(n herhangi
bir güçleri var mı)?
53/21- Erkek (evlat) sizin, dişi O’nun mu?
53/22- Eğer böyleyse, bu, çarpık bir paylaşma.
53/23- Bu (putlar ise,) sizin ve atalarınızın
(kendi istek ve öngörünüze göre) isimlendirdiğiniz (keyfi) isimlerden başkası
değildir. Allah, onlarla ilgili ‘hiçbir delil’ indirmemiştir. Onlar, yalnızca
zanna ve nefislerinin (alçak) heva (istek ve tutku) olarak arzu ettiklerine
uyuyorlar. Oysa andolsun, onlara Rablerinden yol gösterici gelmiştir.
Vahiyden nasibini almamış insanların
söyledikleri, zan ve tahminden ibarettir. Şimdi Konumuzla ilgili ayeti
parçalara ayırarak daha güzel bir anlatımını sağlamaya çalışalım.
“Kim, Allah’ın ona, dünyada ve ahirette kesin
olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa,”
On beşinci ayetin bu bölümünde Cibril olayını inkâr
edenlere atıfta bulunmaktadır. Kâfirlerin inkâr ettikleri temel olay neydi?
Allah’ın gönderdiği peygamberleri inkâr ediyorlardı. Dolayısı ile Hem peygamberlere
gelen vahyi bilgileri inkâr ediyorlar, hem, kitapları inkâr ediyorlar, hem de
vahyi bilgiler dışında insanların hiç bir yerden öğrenemeyecekleri Ahiret âlemi
ile ilgili bilgileri inkâr ediyorlar.
“göğe bir araç uzatsın sonra kesiversin de bir
bakıversin”
Ayetin bu bölümünü anlayabilmek için, Şu
ayetleri bilmek gerekir.
72/ 8- “Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu
güçlü koruyucular ve şihablarla kaplı (doldurulmuş) bulduk.”
72/9- “Oysa gerçekte biz, dinlemek için onun
oturma yerlerinde otururduk. Ama şimdi kim dinleyecek olsa, (hemen) kendisini
izleyen bir şihab bulur.”
72/ 12- “Biz şüphesiz, Allah’ı yeryüzünde asla
aciz bırakamıyacağımızı, kaçmak suretiyle de O’nu hiçbir şekilde aciz
bırakamıyacağımızı anladık.”
72/13- “Elbette biz, o yol gösterici
(Kur’an’ı) işitince, ona iman ettik. Artık kim Rabbine iman ederse, o ne
(ecrinin) eksileceğinden korkar ve ne de haksızlığa uğrayacağından.”
Vermiş olduğum tüm ayetler içerisinde “Göğe merdiven dayanması”, “göğün yoklanması
ve şihaplarla kaplı bulunması” “Allah’tan kaçmak suretiyle Allah’ı aciz
bırakamayacaklarını anlamaları” Gösteriyor ki Allah’tan başka ne bir yardımcı
ne bir şefaatçi ne de bir yol gösterici olmadığını Allah bize anlatmaktadır.
Yine ayetlerin anlatmak istediği mesajı
çarpıcı bir ayetle süslemeye çalışalım.
67/ 30- De ki:
“Haber verin; eğer suyunuz yerin dibine göçüverecek olsa, bu durumda kim size
bir akar su kaynağı getirebilir?
“kurduğu düzen, onun
öfkesini giderebilecek mi?”
İnkâr edenleri Öfkelendiren olay nedir? Cibril
olayıdır. Dolayısı ile Kur’an ve vahyi belgelerle gelmiş olan semavi
kitaplardır.
40/ 35- “Ki
onlar, Allah’ın ayetleri konusunda kendilerine gelmiş bir delil bulunmaksızın
mücadele edip dururlar. (Bu,) Allah Katında da, iman edenler katında da büyük
bir öfke (sebebi)dir. İşte Allah, her mütekebbir zorbanın kalbini böyle
mühürler.”
3/ 118- Ey iman edenler,
sizden olmayanları sırdaş edinmeyin. Onlar size kötülük ve zarar vermeye
çalışıyor, size zorlu bir sıkıntı verecek şeyden hoşlanırlar. Buğuz (ve
düşmanlıkları) ağızlarından dışa vurmuştur, sinelerinin gizli tuttukları ise,
daha büyüktür. Size ayetlerimizi açıkladık; belki akıl erdirirsiniz.
3/119- Sizler, işte böylesiniz; onları
seversiniz, oysa onlar sizi sevmezler. Siz kitabın tümüne inanırsınız, onlar
sizinle karşılaştıklarında “inandık” derler, kendi başlarına kaldıklarında ise,
size olan kin ve öfkelerinden dolayı parmak uçlarını ısırırlar. De ki: “Kin ve
öfkenizle ölün.” Şüphesiz Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
3/120- Size bir iyilik dokununca tasalanırlar,
size bir kötülük isabet ettiğindeyse buna sevinirler. Eğer siz sabreder ve
sakınırsanız, onların ‘hileli düzenleri’ size hiçbir zarar veremez. Şüphesiz,
Allah, yapmakta olduklarını kuşatandır.
Bu ayetler Gösteriyor ki, Öfkelenen Ve tuzak
kurup Allah’ın gönderildiği peygamberleri ve Allah Yolunda olan müminlere karşı
öfkelenip onları yerlerinden yurtlarından sürgün edip öldürenler Ahiret
âleminde onlara bir yarar sağlamayacaktır. Sağlamayacağını şöyle anlatmaktadır.
22/16- İşte Biz onu (Kur’an’ı) apaçık ayetler
olarak indirdik; şüphesiz Allah, dilediğini hidayete yöneltir.
22/17- Gerçekten iman edenler, Yahudiler,
yıldıza tapanlar (Sabii) Hıristiyanlar, ateşe tapanlar (Mecusi) ve şirk
koşanlar; şüphesiz Allah, kıyamet günü aralarını ayıracaktır. Doğrusu Allah,
her şeyin üzerinde şahid olandır.
6/34- Andolsun senden önce de elçiler
yalanlandı; onlara, yardımımız gelinceye kadar yalanlandıkları ve eziyete
uğratıldıkları şeye sabrettiler. Allah’ın sözlerini (va’dlerini)
değiştirebilecek yoktur. Andolsun, gönderilenlerin haberlerinden bir bölümü
sana da geldi.
6/35- Eğer onların yüz çevirmeleri sana ağır
geldiyse, onlara bir ayet getirmek için yerde bir tünel açmaya veya göğe bir
merdiven dayamaya gücün yetiyorsa (yap). Eğer Allah dileseydi, onların tümünü
hidayet üzere toplardı. Öyleyse sakın cahillerden olma.
6/36- Ancak dinleyenler icabet eder. Ölüleri
(ise,) onları da Allah diriltir. Sonra O’na döndürülürler.
Sonuç olarak hac suresi, on beşinci ayette
verilmek istenen temel mesaj ”Kim, Allah’ın ona, dünyada ve ahirette kesin
olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa, göğe bir araç uzatsın sonra kesiversin de
bir bakıversin, kurduğu düzen, onun öfkesini giderebilecek mi?”
Elinden geleni arkasına koymadan yapa bileceği
bütün kötülükleri v zulmü yapsın bakalım, onun kibrini inkârını zulmünü
giderebilecek mi? Onlar istese de istemese de Allah Resullerini dünyada
insanlar eliyle ahirette ise kendi eliyle yardım edip destekleyecektir.
Doğrularım Allah’a yanlışlarım ise bana
aittir.
ALİ RIZA BORAZAN
MERSİN -ANAMUR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder