KUR’AN’IN KORUYUCU MELEKLER DİYE BAHSETTİĞİ AK YUVARLARDIR.
RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA!
BİR ALINTIDIR.
BİR ALINTIDIR.
Akyuvarlar Nedir? Görevleri Nelerdir?
Vücut
fizyolojisi öyle bir yapıdan meydana gelmektedir ki, vücuttaki her yapının
belli bir yapısı ve görevi bulunmaktadır. Bu yapıları, hücreler meydana
getirir. Bu hücre yapılarından birisi de, akyuvar hücreleridir.
Bu
hücreler kanda yer alır. Temel görevi ise, vücuda girmiş olan ve hastalık
riski taşıyan bakterilerle savaşmak ve bu bakterileri yok etmektir. Bu hücreye,
görevi itibariyle bizi hastalıklardan koruyan yapı gözüyle de bakılabilir.
Akyuvar hücreleri, vücuda çeşitli yollardan girmiş olan zararlı bakterileri
tanır ve onları yok etmek için onlara doğru hareket etmeye başlar. Akyuvar
zararlı bakteriye ulaştığı zaman, onu sarar ve bir nevi sindirir. Böylece
zararlı bakteri, akyuvar tarafından yok edilmiş olur. Vücut fizyolojisi öyle
sistematik bir yapıdadır ki, çok büyük sayıda zararlı bakteri vücuda girerse
vücut otomatik olarak kandaki akyuvar sayısını anında artırır. Akyuvarların
üretim noktası ise, kemik iliğidir.
Kanda,
akyuvarlar alyuvarlarla birlikte bulunurlar. Fakat akyuvarların sayısı,
alyuvarlara oranla oldukça az sayıdadır. Öyle ki, yaklaşık olarak her 800
alyuvara 1 adet akyuvar düşmektedir. Akyuvar hücrelerinin büyük bir kısmı
alyuvar hücrelerinden büyüktür ve bu hücrelerinin belirli ya da tanımlı bir
şekli bulunmamaktadır. Bu hücreler, şekil değiştirerek hareket etme yeteneğine
sahiptirler.
Akyuvar
Çeşitleri
Görevi temel olarak vücuttaki
enfeksiyon ve hastalıklarla savaşmak olan akyuvarların, görevlerine ve
yapılarına göre bazı çeşitleri bulunmaktadır.
Granülositler: Bu
yapıdaki akyuvar hücrelerinin çekirdekleri tanecikli yapıdadır. Granülositlerin
asıl görevleri, mikropları yutmaktır.
Monositler: Bu
tür hücrelerinde görevi mikroplarla savaşmaktır. Monositlerin çekirdekleri,
fasülye tanesi ya da böbrek biçimindedir.
Plazma
Hücreleri ve Lenfositler: Bu tür
akyuvarların görevleri ise, vücudu dolaylı yoldan hastalıklardan korumaktır. Bu
hücreler bu görev için, antikor üretimi yaparlar.
Savaşçı hücreler
olarak da nitelendirilen akyuvarlar, vücutta herhangi bir yer zedelendiği zaman
hemen o noktaya giderler. Buraya gittiklerinde ise, zedelenen yerden içeri
giren mikroplara saldırırlar. Bu saldırı sırasında, akyuvar hücrelerinin ölme
riski de bulunmaktadır. Bazı akyuvarlar bakteriler tarafından öldürülebilir.
Eğer bir antikor öldürülürse, bu antikorun yerini hemen yeni antikorlar
almaktadır. Zedelenmiş nokta yani yaranın çevresinde buluşan antikor hücreleri,
beraberlerine ölü hücreler ve bakterileri alarak yaradan dışarı akarlar. Bu
işleme ise, cerehat ismi verilmektedir.
Vücuda zararlı
bakterilerle savaşan antikorlar, normal şartlarda 1 mm3 kanda 4 ila 10 bin
arasında bulunmaktadır. Vücuda zararlı ve bulaşıcı bir mikrop girdiğinde ise,
bu sayı fırlar. Böyle özel durumlarda, 1 mm3 kanda 30 ila 50 bin arasında
antikor bulunur. Bu akyuvar sayısındaki artış, mikrop türüne göre de değişiklik
göstermektedir. Tıp biliminde gonokok, stafilokok ve streptokok adı verilen
mikrop gruplarında, akyuvar sayısındaki artış çok fazla olmaktadır. Lösemi
hastalığında, kandaki akyuvar sayısı normale oranla çok daha artmaktadır. Öyle
ki, bu durumda bütün kemiği akyuvarlar tarafından istila edilebilmektedir. Ana
üretim yerlerine istila yapan bu akyuvar hücreleri, görev yapamaz durumda ve
kanser hücresi özelliğini almış hücrelerdir. Yani bu durumda akyuvar hücreleri,
görev değiştirerek vücuda saldırmaktadır.
Bazı durumlarda
ise, kanda akyuvar sayıları azalış göstermektedir. Kandaki akyuvar azalması
durumuna, Leukopeni ismi verilmektedir. Bazı hastalıklarda bu durum
gerçekleşir. Habis hastalıklarında, löseminin bazı çeşitlerinde,
anemilerde ve bazı antibiyotiklerin etkisiyle oluşan durumlarda, akyuvar
sayısı kanda azalma göstermektedir.
ALİ RIZA BORAZAN
MERSİN ANAMUR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder