RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA.
1-İNSANLAR BİR TEK ÂDEM’DEN
BİR TEK HAVVADAN ÇOĞLMADILAR.
71/ 17- “Allah, sizi yerden bir bitki (gibi)
bitirdi.”
2-ALLAH’IN İNSANLIK TARİHİNİN BAŞLANGICINDAN BU TARAFA
GÖNDERMİŞ OLDUĞU DİNİN ADI İSLAM TESLİM OLANLARIN ADI DA MÜSLÜMANDIR.
5/ 3- Ölü
eti, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş,
yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış yırtıcı hayvan tarafından yenmiş,
-(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç,- dikili taşlar üzerine
boğazlanan (hayvanlar) ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı.
Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır.) Bugün inkara sapanlar, sizin
dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir. Bugün size dininizi kemale
erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam’ı
seçip-beğendim. Kim ‘şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı
karşıya kalırsa’ -günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan
yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
5/ 48- Sana
da (Ey Muhammed,) önündeki kitap(lar)ı doğrulayıcı ve ona ‘bir
şahid-gözetleyici’ olarak Kitab’ı (Kur’an’ı) indirdik. Öyleyse aralarında
Allah’ın indirdiğiyle hükmet ve sana gelen haktan sapıp onların heva (istek ve
tutku)larına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol-yöntem kıldık.
Eğer Allah dileseydi, sizi bir tek ümmet kılardı; ancak (bu,) verdikleriyle
sizi denemesi içindir. Artık hayırlarda yarışınız. Tümünüzün dönüşü Allah’adır.
Hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri size haber verecektir.
3-FARKLI FAARKLI
ÜMMETLER VE ŞERİATLER MÜSLÜMAN OLMAYANLAR İÇİN KULLANILMIŞTIR.
4-PEYGAAMBERLER ASINDA
HİÇ BİR FRKLILIK YOKTUR.
2/ 136-
Deyin ki: “Biz Allah’a; bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve
torunlarına indirilene, Musa ve İsa’ya verilen ile peygamberlere Rabbinden
verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz O’na
teslim olmuşlarız.”
2/285- Elçi,
kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü’minler de. Tümü, Allah’a,
meleklerine, kitaplarına ve elçilerine inandı. “O’nun elçileri arasında
hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz
bağışlamanı (dileriz). Varış ancak Sanadır” dediler.
5- PEYGAMBERLERİN
SÖYLEDİKLERİ VAHİY VE YAŞADIKLARI VAHYİN PRATİK HAYATA UYGULAMALARIDIR.
69/ 43- Alemlerin Rabbinden bir indirilmedir.
69/44-
Eğer o, Bize karşı bazı sözleri uydurup-söylemiş olsaydı.
69/45-
Muhakkak onun sağ-elini (bütün güç ve kudretini) çekip-alıverirdik.
69/46-
Sonra onun can damarını elbette keserdik.
6-BÜTÜN PEYGAMBERLERDE HARAM VE HELAL FARKLILIĞI YOKTUR.
ALLAH BİRİNE BİR ŞEYİ HARAM KILMIŞSA DİĞERLERİNE DE ONU HARAM KILMIŞTIR. ALLAH
BİR ŞEYİ BİRİSİNE HELEL KILMIŞSA DEĞEERLERİNE DE ONU HELÂL KILMIŞTIR.
61/ 6- Hani
Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrailoğulları, gerçekten ben, sizin için Allah’tan
gönderilmiş bir elçiyim. Benden önceki Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra
ismi “Ahmed” olan bir elçinin de müjdeleyicisiyim” demişti. Fakat o, onlara
apaçık belgelerle gelince: “Bu, açıkça bir büyüdür” dediler.
16/ 118- Yahudi olanlara da, bundan önce sana aktardıklarımızı haram
kıldık. Biz onlara zulmetmedik, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.
7-İSA PEYGAMBER BABASIZ DEĞİLDİR. BABASI ZEKERİYA
PEYGAAMBERDİR.
3/ 37-
Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki
gibi yetiştirdi. Zekeriya’yı ondan sorumlu kıldı. Zekeriya her ne zaman mihraba
girdiyse, yanında bir yiyecek buldu: “Meryem, bu sana nereden geldi?” deyince,
“Bu, Allah Katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir” dedi.
19/17-
Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti. Böylece ona ruhumuz
(Cibril’i) göndermiştik, o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü.
19/18- Demişti ki:
“Gerçekten ben, senden Rahman (olan Allah)a sığınırım. Eğer takva sahibiysen
(bana yaklaşma).”
19/19- Demişti ki: “Ben,
yalnızca Rabbinden (gelen) bir elçiyim; sana tertemiz bir erkek çocuk armağan
etmek için (buradayım).”
19/20- O: “Benim nasıl
bir erkek çocuğum olabilir? Bana hiçbir beşer dokunmamışken ve ben azgın
utanmaz (bir kadın) değilken” dedi.
19/21- “İşte böyle” dedi.
“Rabbin, dedi ki: -Bu Benim için kolaydır. Onu insanlara bir ayet ve Bizden bir
rahmet kılmak için (bu çocuk olacaktır).” Ve iş de olup bitmişti.
19/22- Böylelikle ona
gebe kaldı, sonra onunla ıssız bir yere çekildi.
8-CENNET VE CEHENNEM SÜREİZDİR CEHENNEMDEN CEZASINI ÇEKİP DE
CENNETE GİTME OLYI YOKTUR.
2/ 25- (Ey
Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için
altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızık olarak bu
ürünlerden her yedirildiğinde: “Bu daha önce de rızıklandığımızdır” derler. Bu,
onlara, (dünyadakine) benzer olarak sunulmuştur. Orada, onlar için tertemiz
eşler vardır ve onlar orada süresiz kalacaklardır.
2/ 39- “İnkar edip de ayetlerimizi yalanlayanlar ise; onlar, ateşin
halkıdırlar ve orada süresiz kalacaklardır.”
9-AHİRET ALMİNDE KİŞİNİN KENDİ AMELİNDEN BAŞKA ŞEFAAT EDİCİSİ
OLMAYACAKTIR. TABİRİ CAİZSE ALLAH DA AMELİ BOZUKSA ŞEFAAT ETMEYECEKTİR.
20/ 109- O
gün, Rahman (olan Allah)’ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu
kimseden başkasının şefaati bir yarar sağlamaz.
50/ 29- “Huzurumda söz değişikliğe uğratılmaz ve Ben kullara zulmedici
değilim.”
2/ 48- Ve hiç kimsenin, hiç kimse adına bir şey ödemeyeceği, hiç
kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve
yardım görülmeyeceği bir günden sakının.
10-AHİRET ALEMİNDE EŞ OLARAK HURİLER SADECE ERKEKLERE DEĞİL
YENİ BİR YRATILIŞLA YARATILAN İMAN EDEN VE SALİH AMEL İŞLEYEN KADIN VE ERKEK
AYIRDEDİLMEDEN VERİLECEKTİR.
2/ 25- (Ey
Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için
altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızık olarak bu
ürünlerden her yedirildiğinde: “Bu daha önce de rızıklandığımızdır” derler. Bu,
onlara, (dünyadakine) benzer olarak sunulmuştur. Orada, onlar için tertemiz
eşler vardır ve onlar orada süresiz kalacaklardır.
56/35-
Gerçek şu ki, Biz onları yeni bir inşa (yaratma) ile inşa edip-yarattık.
29/20- De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın da, böylelikle yaratmaya nasıl
başladığına bir bakın, sonra Allah ahiret yaratmasını (veya son yaratmayı) da
inşa edip yaratacaktır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.
11-MUCİZELER SADECE ALLAHA’A AİTTİR. ALLAHTAN BAŞKA MUCİZE
GETİRDİĞİ SANILAN PEYGAMBERLER SADECE GETİRDİKLERİ VAHİYLER VE KİTAAPLARIDIR.
29/50- Dediler ki: “Ona Rabbinden ayetler
(birtakım mucizeler) indirilmeli değil miydi?” De ki: “Ayetler yalnızca
Allah’ın Katındadır. Ben ise, ancak apaçık bir uyarıcıyım.”
29/51-
Kendilerine okunmakta olan Kitab’ı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu?
Şüphesiz, bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt
(zikir) vardır.
12-HİÇ BİR PEYGAMBERİN AYIRIM YAPILMAKSIZIN
SÜNNETULLAH YASALARINI DELEN MUCİZELER GÖSTERMEMİŞLERDİR.
17/59- Bizi ayet (mucize)ler
göndermekten, öncekilerin onu yalanlamasından başka bir şey alıkoymadı. Semud’a
dişi deveyi görünür (bir mucize) olarak gönderdik, fakat onlar bununla (onu
boğazlamakla) zulmetmiş oldular. Oysa Biz ayetleri ancak korkutmak için
göndeririz.
17/93- “Yahut altından bir evin olmalı veya gökyüzüne
yükselmelisin. Üzerimize bizim okuyabileceğimiz bir kitap indirinceye kadar
senin yükselişine de inanmayız.” De ki: “Rabbimi yüceltirim; ben, elçi olan bir
beşerden başkası mıyım?”
13-SUÇ İŞLEYENLERİN CEZASINI ALLAH AHİRET ALEMİNDEE
VERECEKTİR. DÜNYA HAYATINDA ALLAHIN BİLGİLENDİRME DIŞINDA ÖZEL BİR MÜDAHALESİ
YOKTUR.
42/14-
Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki ‘tecavüz ve
haksızlık’ dolayısıyla ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden, adı konulmuş bir ecele
kadar geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, muhakkak aralarında hüküm verilmiş
(iş bitirilmiş)ti. Şüphesiz onların ardından kitaba mirasçı olanlar ise,
herhalde ona karşı kuşku verici bir tereddüt içindedirler.
42/21- Yoksa onların birtakım ortakları mı var ki, Allah’ın izin
vermediği şeyleri, dinden kendilerine teşri’ ettiler (bir şeriat kıldılar)?
Eğer o fasıl kelimesi olmasaydı, elbette aralarında hüküm (karar) verilirdi.
Gerçekten zalimler için acı bir azap vardır.
22/40- Onlar, yalnızca; “Rabbimiz Allah’tır” demelerinden dolayı, haksız
yere yurtlarından sürgün edilip çıkarıldılar. Eğer Allah’ın, insanların kimini
kimiyle defetmesi (yenilgiye uğratması) olmasaydı, manastırlar, kiliseler,
havralar ve içinde Allah’ın isminin çokça anıldığı mescidler, muhakkak yıkılır
giderdi. Allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder.
Şüphesiz Allah, güçlü olandır, Aziz olandır.
35/45- Eğer
Allah, kazandıkları dolayısıyla insanları (azap ile) yakalayıverecek olsaydı,
(yerin) sırtı üzerinde hiçbir canlıyı bırakmazdı, ancak onları, adı konulmuş
bir süreye kadar ertelemektedir. Sonunda ecelleri geldiği zaman, artık şüphesiz
Allah Kendi kullarını görendir.
14- NUH, LUT, SEMUT, MUSA VE SAYMADIĞIMIZ DAHA NİCE
KAVİMLERİN HELAKI VAHİYLE İRTİBATININ KESİLMESİ ANLAMINDADIR. O OLAYLAR KUR’AN’DA
HÜSNÜ TAHLİL SANATI YAPILARAK ANLTILMIŞTIR.
42/14-
Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki ‘tecavüz ve
haksızlık’ dolayısıyla ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden, adı konulmuş bir
ecele kadar geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, muhakkak aralarında hüküm
verilmiş (iş bitirilmiş)ti. Şüphesiz onların ardından kitaba mirasçı olanlar
ise, herhalde ona karşı kuşku verici bir tereddüt içindedirler.
42/21- Yoksa onların birtakım ortakları mı var ki, Allah’ın izin
vermediği şeyleri, dinden kendilerine teşri’ ettiler (bir şeriat kıldılar)?
Eğer o fasıl kelimesi olmasaydı, elbette aralarında hüküm (karar) verilirdi.
Gerçekten zalimler için acı bir azap vardır.
22/40- Onlar, yalnızca; “Rabbimiz Allah’tır” demelerinden dolayı, haksız
yere yurtlarından sürgün edilip çıkarıldılar. Eğer Allah’ın, insanların kimini
kimiyle defetmesi (yenilgiye uğratması) olmasaydı, manastırlar, kiliseler,
havralar ve içinde Allah’ın isminin çokça anıldığı mescidler, muhakkak yıkılır
giderdi. Allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder.
Şüphesiz Allah, güçlü olandır, Aziz olandır.
35/45- Eğer
Allah, kazandıkları dolayısıyla insanları (azap ile) yakalayıverecek olsaydı,
(yerin) sırtı üzerinde hiçbir canlıyı bırakmazdı, ancak onları, adı konulmuş
bir süreye kadar ertelemektedir. Sonunda ecelleri geldiği zaman, artık şüphesiz
Allah Kendi kullarını görendir.
15-DUA- SEMAYA EL AÇIP ALLAH’TAN İSTEKLER SIRALAMAK DEĞİL
İSTEK VE ARZULADIĞIN YÖNDE GÖSTERDİĞİN ÇABA VE GAYRETİNDİR.
2/186-
Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana
dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim
çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu
bulmuş) olurlar.
17/11- İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan, pek
acelecidir.
16-ALLAH KİMSEYİ SAPTIRMAZ KİMSEYİ DE BAĞIŞLAYIP HİDAYETE
ERDİRMEZ. ALLAH SAPMAYI VE BAĞIŞLAMAYI YRATIR İNSANLARIN ÖNÜNE TEKLİF OLRAK
SUNAR KİM BAĞIŞLANMAYI TERCİH EDERSE ONA BAĞIŞLADIM DER KİM DE SAPMAYI TERCİH
EDERSE ONU SAPTIRDIM DER.
2/174-
Allah’ın indirdiği Kitap’tan bir şeyi göz ardı edip saklayanlar ve onunla
değeri az (bir şeyi) satın alanlar; onların yedikleri, karınlarında ateşten
başkası değildir. Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz ve onları arındırmaz. Ve
onlar için acı bir azap vardır.
2/175- Onlar, hidayete karşılık
sapıklığı, bağışlanmaya karşılık azabı satın almışlardır. Ateşe karşı ne kadar
dayanıklıdırlar!
17-KUR’AN’IN NE SÖYLEDİĞİ DEĞİL GENEL OLARAK NE SÖYLEMEK
İSTEDİĞİNİN ANLAŞILMASI GEREKİR.
2/245-
Allah’a karşılığını çok artırma ile kat kat artıracağı güzel bir borcu verecek
olan kimdir? Allah, daraltır ve genişletir ve siz O’na döndürüleceksiniz.
6/146- Yahudi olanlara her tırnaklı (hayvanı) haram kıldık. Sığırlardan
ve koyunlardan, sırtlarına veya bağırsaklarına yapışan veya kemiğe karışanlar
dışında iç yağlarını da onlara haram kıldık. ‘Azgınlık ve hakka tecavüzde
bulunmaları’ nedeniyle onları böyle cezalandırdık. Biz şüphesiz doğru
olanlarız.
40/34- “Andolsun, daha önce Yusuf da size apaçık belgeler getirmişti. O
zaman size getirdikleri hakkında kuşkuya kapılıp durmuştunuz. Sonunda o, vefat
edince, demiştiniz ki; “Allah, ondan sonra kesin olarak bir elçi göndermez.”
İşte Allah, ölçüyü taşıran, şüpheci kimseyi böyle saptırır.”
18/25- Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar
ve dokuz (yıl) daha kattılar.
26- De
ki: “Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybı
O’nundur. O, ne güzel görmekte ve ne güzel işitmektedir. O’nun dışında onların
bir velisi yoktur. Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz.”
19/26- Artık, ye, iç, gözün aydın olsun. Eğer
herhangi bir beşer görecek olursan, de ki: “Ben Rahman (olan Allah)’ a oruç
adadım, bugün hiç kimseyle konuşmayacağım.”
27-
Böylece onu taşıyarak kavmine geldi. Dediler ki: “Ey Meryem, sen gerçekten
şaşırtıcı bir şey yaptın.”
28- “Ey
Harun’un kız kardeşi, senin baban kötü bir kişi değildi ve annen de azgın,
utanmaz (bir kadın) değildi.”
29-
Bunun üzerine ona (çocuğa) işaret etti. Dediler ki: “Henüz beşikte olan bir
çocukla biz nasıl konuşabiliriz?”
30-
(İsa) Dedi ki: “Şüphesiz ben Allah’ın kuluyum. (Allah) Bana kitabı verdi ve
beni peygamber kıldı.”
31-
“Nerede olursam (olayım,) beni kutlu kıldı ve hayat sürdüğüm müddetçe, bana
namazı ve zekatı vasiyet (emr) etti.”
32-
“Anneme itati de. Ve beni mutsuz bir zorba kılmadı.”
19/33-
“Selam üzerimedir; doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak
yeniden-kaldırılacağım gün de.”
34-
İşte Meryem oğlu İsa; hakkında kuşkuya düştükleri “Hak Söz”.
18-NE MÜSLÜMAN BİR KADIN NE DE MÜSLÜMAN BİR ERKEK EHLİ KİTAP
OLAN YAHUDİ VE HRİSTİYANLARLA EVLENEMEZ.
5/5- Bugün
size temiz olan şeyler helal kılındı. (Kendilerine) Kitap verilenlerin yemeği
size helal, sizin de yemeğiniz onlara helaldir. Mü’minlerden özgür ve iffetli
kadınlar ile sizden önce (kendilerine) kitap verilenlerden özgür ve iffetli
kadınlar da, namuslu, fuhuşta bulunmayan ve gizlice dostlar edinmemişler olarak
-onlara ücretlerini (mehirlerini) ödediğiniz takdirde- size (helal kılındı.)
Kim imanı tanımayıp küfre saparsa, elbette onun yaptığı boşa çıkmıştır. O
ahirette hüsrana uğrayanlardandır.
2/221- Müşrik kadınları, iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir
cariye, -hoşunuza gitse de- müşrik bir kadından daha hayırlıdır. Müşrik
erkekleri de iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir köle, -hoşunuza
gitse de- müşrik bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar, ateşe çağırırlar, Allah
ise Kendi izniyle cennete ve mağfirete çağırır. O, insanlara ayetlerini
açıklar. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler.
60/10- Ey iman edenler, mü’min kadınlar hicret ederek size geldikleri
zaman, onları imtihan edin. Allah, onların imanlarını daha iyi bilendir. Şayet
(gerçekten) mü’min kadınlar olduklarını bilip-öğrenirseniz, artık sakın onları
kafirlere geri çevirmeyin. (Çünkü) Ne bunlar onlara helaldir, ne onlar bunlara
helaldir. Onlara (kafir kocalarına kendileri için) harcadıklarını verin. Onlara
(hicret eden mü’min kadınlara) ücretlerini (mehirlerini) verdiğiniz takdirde
onları nikahlamanızda size bir güçlük yoktur. Kafir (kadın)ların ismetlerini
(nikahlarını) tutmayın ve (onlar için) harcadıklarınızı isteyin. Onlar da
(mü’min kadınlara) harcadıklarını istesinler. Bu, Allah’ın hükmüdür; sizin
aranızda hükmeder. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
19- ADEM VE EŞİNİN CENNETEN ÇIKARILMASI BAHÇEDEN ÇIKARILMASI
DEĞİL, DOĞUŞUNDAN ERGENLİK YAŞINA GELİNCEYE KADAR SORUMLULUK YÜKLENMEDİĞİ BİR
DÖNEMDEN EMANET YÜKLENİLEN BİR DÖNEME GEÇİŞ OLARAK ANLATILAN ANLAMINDADIR.
7/12- (Allah) Dedi: “Sana emrettiğimde, seni
secde etmekten alıkoyan neydi?” (İblis) Dedi ki: “Ben ondan hayırlıyım; beni
ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın.”
13-
(Allah:) “Öyleyse oradan in, orda büyüklenmen senin (hakkın) olmaz. Hemen çık.
Gerçekten sen, küçük düşenlerdensin.”
14- O
da: “(İnsanların) dirilecekleri güne kadar beni gözle(yip ertele.)” dedi.
15-
(Allah:) “Sen gözlenip-ertelenenlerdensin” dedi.
16-
Dedi ki: “Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak)
için mutlaka Senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım.”
17-
“Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından
sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın.”
18-
(Allah) Dedi: “Kınanıp alçaltılmış ve kovulmuş olarak oradan çık. Andolsun,
onlardan kim seni izlerse, cehennemi sizlerle dolduracağım.”
2/35- Ve dedik ki: “Ey Adem, sen ve eşin
cennette yerleş. İkiniz de ondan, neresinden dilerseniz, bol bol yiyin; ama şu
ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.”
2/36-
Fakat şeytan, oradan ikisinin ayağını kaydırdı ve böylece onları içinde
bulundukları (durum)dan çıkardı. Biz de: “Kiminiz kiminize düşman olarak inin,
sizin için yeryüzünde belli bir vakte kadar bir yerleşim ve meta vardır” dedik.
7/19- Ve ey Adem, sen ve eşin cennete yerleş.
İkiniz dilediğiniz yerden yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden
olursunuz.
7/20-
Şeytan, kendilerinden ‘örtülüp gizlenen çirkin yerlerini’ açığa çıkarmak için
onlara vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması,
yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılınmamanız
içindir.”
20-YERYÜZÜ ALLAH’IN ADALET DAAĞITTIĞI YER DEĞİL, YERYÜZÜ FARKLILIKLAR
İÇERİSİNDE GÜÇLÜ VE ZENGİN OLANLAR NE KADAR AVANTAJLI GİBİ GÖRÜNSE DE BELKİ
ADALEETİ TESİS EDEMEMESİNDEN DOLAYI DEZAVANTAJLI DURMA DÜŞMEKTEDİRLER.
4/32-
Allah’ın kendisiyle kiminizi kiminize göre üstün kıldığı şeyi (malı) temenni
etmeyin. Erkeklere kazandıklarından pay (olduğu gibi), kadınlara da
kazandıklarından pay vardır. Allah’tan onun fazlını (ihsanını) isteyin.
Gerçekten, Allah herşeyi bilendir.
49/13- Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden
yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde)
kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da
soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber
alandır.
6/86- İsmail’i, Elyasa’yı, Yunus’u ve Lut’u da (hidayete eriştirdik).
Onların hepsini alemlere üstün kıldık.
2/253- İşte bu elçiler; bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Onlardan,
Allah’ın kendileriyle konuştuğu ve derecelerle yükselttiği vardır. Meryem oğlu
İsa’ya apaçık belgeler verdik ve O’nu Ruhu’l-Kudüs’le destekledik. Şayet Allah
dileseydi, kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, onların peşinden gelen
(ümmet)ler, birbirlerini öldürmezdi. Ancak ihtilafa düştüler; onlardan kimi inandı,
kimi inkar etti. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Ama Allah
dilediğini yapandır.
28/76-
Gerçek şu ki, Karun, Musa’nın kavmindendi, ancak onlara karşı azgınlaştı. Biz,
ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarları, birlikte (taşımaya) davranan
güçlü bir topluluğa ağır geliyordu. Hani kavmi ona demişti ki: “Şımararak
sevinme, çünkü Allah, şımararak sevince kapılanları sevmez.”
28/77- “Allah’ın sana
verdiğiyle ahiret yurdunu ara, dünyadan da kendi payını (nasibini) unutma.
Allah’ın sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsanda bulun ve yeryüzünde bozgunculuk
arama. Çünkü Allah, bozgunculuk yapanları sevmez.”
21-ERGENLİK YAŞINA GELMEDEN ÖLEN ÇOCCUKLR SANILDIĞI GİBİ
CENNETE GİTMEYECEKLERDİR.
18/80- “Çocuğa gelince, onun anne ve babası
mü’min kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve inkar zorunu
kullanmasından endişe edip-korktuk.”
81-
Böylece, onlara Rablerinin ondan temiz olmak bakımından daha hayırlısı,
merhamet bakımından da daha yakın olanını vermesini diledik.”
78/38- Ruh ve meleklerin saflar halinde
duracakları gün; Rahman’ın kendilerine izin verdikleri dışında olanlar
konuşmazlar. (Konuşacak olan da,) Doğruyu söyleyecektir.
39-
İşte bu, hak gündür. Şu halde dileyen Rabbine bir dönüşyolu edinsin.
40-
Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden
takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da: “Ah, keşke ben bir toprak
oluverseydim” diyecek.
22-KAİNATTA TEMEL OLARAK YARTILMIŞ İKİ VARLIK VARDIR.
BİRİNCİSİ ADEM OĞLU ŞEMSİYESİ ALTINDA OLAN İNSANLAR, İKİNCİSİ DE MELEKLERDİR.
76/1- Gerçek
şu ki, insanın üzerinden, daha kendisi anılmaya değer bir şey değilken, uzun
zamanlardan (dehr) bir süre (hin) gelip-geçti.
2/30- Hani Rabbin meleklere: “Muhakkak Ben, yeryüzünde bir halife var
edeceğim” demişti. Onlar da: “Biz Seni şükrünle yüceltir ve (sürekli) takdis
ederken, orada bozgunculuk çıkaracak ve kanlar akıtacak birini mi var
edeceksin?” dediler. (Allah:) “Şüphesiz sizin bilmediğinizi Ben bilirim” dedi.
33/72- Gerçek şu ki, Biz emanetleri göklere,
yere ve dağlara sunduk da onlar bunu yüklenmekten kaçındılar ve ondan korkuya
kapıldılar; onu insan yüklendi. Çünkü o, çok zalim, çok cahildir.
73-
Şundan ki: Allah, münafık erkekleri ve münafık kadınları, müşrik erkekleri ve
müşrik kadınları azaplandıracak; mü’min erkeklerin ve mü’min kadınların
tevbesini kabul edecektir. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
23- CİN, YARATILIŞTA VERMİŞ OLDUĞU “RABBİM ALLAHTIR” DİYEN
BÜTÜN İNSANLARDAN İBLİSİN TEKLİFİ İLE ERGENLİK DÖNEMİNDEN SONRA, O SÖZDEN CAYAN
İNSANLARIN GENEL ADIDIR.
7/172- Hani
Rabbin, Ademoğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi
nefislerine karşı şahidler kılmıştı: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” (demişti
de) Onlar: “Evet (Rabbimiz’sin), şahid olduk” demişlerdi. (Bu,) Kıyamet günü:
“Biz bundan habersizdik” dememeniz içindir.
6/128- Onların tümünü toplayacağı gün: “Ey
cin topluluğu insanlardan çoğunu (ayartıp kendinize kullar) edindiniz”
(diyecek). İnsanlardan onların dostları derler ki: “Rabbimiz, kimimiz
kimimizden yararlandı ve bizim için tespit ettiğin süreye ulaştık.” (Allah)
Diyecek ki: “Allah’ın dilediği dışta olmak üzere, ateş sizin içinde süresiz
kalacağınız konaklama yerinizdir.” Şüphesiz Rabbin, hüküm ve hikmet sahibi
olandır, bilendir.
130- Ey
cin ve insan topluluğu, içinizden size ayetlerimi aktarıp-okuyan ve bu karşı
karşıya geldiğiniz gününüzle sizi uyarıp-korkutan elçiler gelmedi mi? Onlar:
“Nefislerimize karşı şehadet ederiz” derler. Dünya hayatı onları aldattı ve
gerçekten kafir olduklarına dair kendi nefislerine karşı şehadet ettiler.
17/92- “Veya öne sürdüğün gibi, gökyüzünü üstümüze parça
parça düşürmeli ya da Allah’ı ve melekleri karşımıza (şahid olarak)
getirmelisin.”
17/95- De
ki: “Eğer yeryüzünde (insan değil de) tatmin bulmuş yürüyen melekler olsaydı, Biz de onlara gökten elçi olarak
elbette melek gönderirdik.”
51756- Ben, cinleri ve insanları yalnızca Bana ibadet
etsinler diye yarattım.
2/96- Andolsun, onları hayata karşı (diğer) insanlardan ve
şirk koşanlardan (bile) daha ihtiraslı bulursun. (Onlardan) Her biri, bin yıl
yaşatılsın ister; oysa bunca yaşaması onu azaptan kurtarmaz. Allah, onların
yapmakta olduklarını görendir.
18/50- Hani meleklere: “Adem’e secde edin” demiştik; İblis’in
dışında (diğerleri) secde etmişlerdi. O cinlerdendi, böylelikle Rabbinin
emrinden dışarı çıkmıştı. Bu durumda Beni bırakıp onu ve onun soyunu veliler mi
edineceksiniz? Oysa onlar sizin düşmanlarınızdır. (Bu,) Zalimler için ne kadar
kötü bir (tercih) değiştirmedir.
24- KUR’AN’IN HİÇ BİR YERİNDE CİNLERİN DUMANSIZ ATEŞTEN
YARATILDIĞI İLE İLGİLİ BİR AYET YOKTUR.
25-KUR’AN İÇERİSNİDE DUMANSIZ ATEŞTEN YARATILAN SADECE CAN VE
ATEŞTEN YARATILAN SADECE İBLİS VARDIR.
15/27- Ve
Cann’ı da daha önce ‘nüfuz eden kavurucu’ ateşten yaratmıştık.
55/15- Cann’ı (cinni) da ‘yalın-dumansız bir ateşten’ yarattı.
7/12- (Allah) Dedi: “Sana emrettiğimde, seni secde etmekten alıkoyan
neydi?” (İblis) Dedi ki: “Ben ondan hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu ise
çamurdan yarattın.”
26-ŞEYTAN İNSANDAN AYRI OLAN BİR VARLIK DEĞİL, İBLİSİN
İNSANLARA VERMİŞ OLDUĞU TEKLİFLERİN İNSANDA İLKE HALİNE GELMESİ YANLIŞTA ISRAR
EDEN İNSANLARA KUR’ANIN VERDİİĞİ BİR İSİMDİR.
2/14- İman
edenlerle karşılaştıkları zaman: “İman ettik” derler. Şeytanlarıyla başbaşa
kaldıklarında ise, derler ki: “Şüphesiz, sizinle beraberiz. Biz (onlarla)
yalnızca alay ediyoruz.”
27-ŞEYTAN İLE İBLİS ANI ŞEY DEĞİL AYRI AYRI ŞEYLERDİR. İBLİS
İNSANA KÖTÜLÜĞÜ TEKLİF SUNMAKLA KURGULAANMIŞ BİR MELEKTİR, AMA ŞEYTAN İNSANIN
BİR SIFATIDIR.
28-HİÇ BİR İNSAN KENDİSİ İSTEMEDİKÇE HİÇ BİR İNSANI BÜTÜN
DÜNYADAKİ İNSANLAR TOPLANIP BİR ARAYA GELSELER ONU NE DOĞRU NE DE YANLIŞ YOLA GÖTÜRMEYE
GÜÇLERİ YETMEZ.
67/ 2- O,
amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını
denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok
bağışlayandır.
29-PEYGAMBERLERE SANILDIĞI GİBİ VAHİY GETİREN GÖTÜREN CEBRAİL
DİYE BİR MELEK YOK, CİBRİL VARDIR. CİBRİL ALLAHIN PEYGMBERLERE VAHYETME
OLAYININ ADIDIR.
2/ 97- De
ki: “Cibril’e kim düşman ise, (bilsin ki) gerçekten onu (Kitabı), Allah’ın
izniyle kendinden öncekileri doğrulayıcı ve mü’minler için hidayet ve müjde
verici olarak senin kalbine indiren O’dur.
98- Her kim Allah’a,
meleklerine, elçilerine, Cibril’e ve Mikail’e düşman ise, artık şüphesiz Allah
da kafirlerin düşmanıdır.”
42/ 51-
Kendisiyle Allah’ın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir; ancak bir
vahy ile ya da perde arkasından veya bir elçi gönderip Kendi izniyle dilediğine
vahyetmesi (durumu) başka. Gerçekten O, Yüce olandır, hüküm ve hikmet
sahibidir.
81/ 19-
Şüphesiz o (Kur’an), üstün onur sahibi bir elçinin gerçekten (Allah’tan
getirdiği) sözüdür;
20- (Bu elçi,) Bir güç
sahibidir, arşın sahibi Katında şereflidir.
21- Ona itaat edilir, sonra
güvenilirdir.
22- Sizin sahibiniz bir deli
değildir.
23- Andolsun o (peygamber), onu
apaçık bir ufukta görmüştür.
24- O, gayb (haberlerin)e karşı
(söylediklerinden dolayı) suçlanamaz (ya da cimrilikte bulunup kıskançlık
yapmaz.)
25- O (Kur’an) da kovulmuş
şeytanın sözü değildir.
53/ 2-
Sahibiniz (arkadaşınız olan peygamber) sapmadı ve azmadı.
3- O, hevadan (kendi istek,
düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz.
4- O (söyledikleri), yalnızca
vahyolunmakta olan bir vahiydir.
5- Ona (bu Kur’an’ı) üstün
(oldukça çetin) bir güç sahibi (Cebrail) öğretmiştir.
6- (Ki O,) Görünümüyle çarpıcı
bir güzelliğe sahiptir. Hemen doğruldu.
7- O, en yüksek bir ufuktaydı.
8- Sonra yaklaştı, derken
sarkıverdi.
9- Nitekim (ikisi arasındaki
uzaklık) iki yay kadar (oldu) veya daha yakınlaştı.
10- Böylece O’nun kuluna
vahyettiğini vahyetti.
30-YASAK AĞAÇ İSLAM TOPLUMLARINDA ANLAŞILDIĞI GİBİ ELMA VE
BUĞDAY AĞACI DEĞİL, İBLİSİN TEKLİFLERİNİN YENMESİ İÇİLMESİ VE YAPILMASI HARAM
OLAN BÜTÜN DAVRANIŞLARIN ADIDIR.
2/ 35- Ve
dedik ki: “Ey Adem, sen ve eşin cennette yerleş. İkiniz de ondan, neresinden
dilerseniz, bol bol yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden
olursunuz.”
2/36- Fakat şeytan, oradan
ikisinin ayağını kaydırdı ve böylece onları içinde bulundukları (durum)dan
çıkardı. Biz de: “Kiminiz kiminize düşman olarak inin, sizin için yeryüzünde
belli bir vakte kadar bir yerleşim ve meta vardır” dedik.
7/ 19- Ve
ey Adem, sen ve eşin cennete yerleş. İkiniz dilediğiniz yerden yiyin; ama şu
ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.
20- Şeytan, kendilerinden
‘örtülüp gizlenen çirkin yerlerini’ açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi ve
dedi ki: “Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması, yalnızca, sizin iki melek
olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılınmamanız içindir.”
38/ 71- Hani Rabbin meleklere: “Gerçekten Ben, çamurdan bir beşer
yaratacağım” demişti.
72- “Onu bir biçime sokup, ona Ruhum’dan üflediğim zaman siz onun
için hemen secdeye kapanın.”
73- Meleklerin hepsi topluca secde etti;
74- Yalnız İblis hariç. O büyüklük tasladı ve kafirlerden oldu.
75- (Allah) Dedi ki: “Ey İblis, iki elimle yarattığıma seni secde
etmekten alıkoyan neydi? Büyüklendin mi, yoksa yüksekte olanlardan mı oldun?”
76- Dedi ki: “Ben ondan daha hayırlıyım; sen beni ateşten
yarattın, onu ise çamurdan yarattın.”
77- (Allah) Dedi ki: “Öyleyse ordan (cennetten) çık, artık sen
kovulmuş bulunmaktasın.”
78- “Ve şüphesiz, din (kıyametteki hesap) gününe kadar Benim
lanetim senin üzerinedir.”
79- Dedi ki: “Rabbim, öyleyse onların dirilecekleri güne kadar
bana süre tanı.”
80- Dedi ki: “O halde, süre tanınanlardansın.”
81- “Bilinen vaktin gününe kadar.”
82- Dedi ki: “Senin izzetin adına andolsun, ben, onların tümünü
mutlaka azdırıp-kışkırtacağım.”
83- “Ancak onlardan, muhlis olan kulların hariç.”
84- (Allah) “İşte bu haktır ve Ben hakkı söylerim” dedi.
85- “Andolsun, senden ve içlerinde sana tabi olacak olanlardan
tümüyle cehennemi dolduracağım.”
31-HİÇ BİR PEYGAMBER HAYATİ FONKSİYONLARINI YİTİRMİŞ OLAN NE
BİR İNSAANI DİRİLTEBİLİR NE DE BİR KUŞU DİRİLTEBİLİRLER.
5/ 110-
Allah şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla.
Ben seni Ruhu’l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de
insanlarla konuşuyordun. Sana Kitab’ı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğrettim.
İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde
bir kuş oluveriyordu. Doğuştan kör olanı, alacalıyı iznimle iyileştiriyordun,
(yine) Benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrailoğulları’na apaçık
belgelerle geldiğinde onlardan inkara sapanlar, “Şüphesiz bu apaçık bir
sihirdir” demişlerdi (de) İsrailoğulları’nı senden geri püskürtmüştüm.”
21/ 95- Yıkıma uğrattığımız bir ülkeye (tekrar dünya hayatı) imkansız
(haram)dır; hiç şüphesiz onlar, (dünyaya) bir daha geri dönmeyecekler.
32-KUR’AN ÖLÜLERE OKUMAK İÇİN DEĞİL, KURAN DİRİ OLANLARIN OKUYUP
YAŞAM HALİNE GETİRİLECEK BİR KİTAPTIR. ÖLÜLERE OKUNAN KURANIN ÖLÜLERE HİÇ BİR YARARI
OLMAZ.
33-KABİRDE NE AZAP NE DE MÜKAFAT VARDIR. KABİR AZABININ
OLDUĞUNU SÖYLEYENLER ALLAHA İFTİRA EDENLERDİR.
40/ 45-
Sonunda Allah, onların kurdukları hileli-düzenlerinin kötülüklerinden onu
korudu ve Firavun’un çevresini de azabın en kötüsü kuşatıverdi.
46- Ateş; sabah akşam, ona
sunulurlar. Kıyamet-saatinin kopacağı gün: “Firavun çevresini, azabın en
şiddetli olanına sokun” (denecek).
47- Ateşin içinde, iddialar öne
sürüp karşılıklı tartışırlarken zayıf olanlar, büyüklenen (müstekbir)lere
derler ki: “Gerçekten biz, size uymuş (teb’anız) olan kimselerdik. Şimdi siz,
ateşten bir parçasını olsun, bizden uzaklaştırabilir misiniz?
48- Büyüklenen (müstekbir)ler
derler ki: “Biz hepimiz (ateşin) içindeyiz; gerçekten Allah, kullar arasında
hüküm verdi (artık).”
49- Ateşin içinde olanlar,
cehennem bekçilerine dediler ki: “Rabbinize dua edin; azaptan bir günü (olsun)
bize hafifletsin.”
50- (Bekçiler:) “Size kendi
Resulleriniz açık belgelerle gelmez miydi?” dediler. Onlar: “Evet” dediler.
(Bekçiler:) “Şu halde siz dua edin” dediler. Oysa kafirlerin duası, çıkmazda
olmaktan başkası değildir.
51- Şüphesiz Biz elçilerimize
ve iman edenlere, dünya hayatında ve şahidlerin (şahidlik için) duracakları gün
elbette yardım edeceğiz.
34-MÜSLÜMAN OLANLARIN TEK KAYNAĞI KURANDIR. ÇÜNKÜ PEYGAMBERİN
SÖYLEDİĞ VE YAŞADIĞI KURANDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.
69/ 43-
Alemlerin Rabbinden bir indirilmedir.
44- Eğer o, Bize karşı bazı
sözleri uydurup-söylemiş olsaydı.
45- Muhakkak onun sağ-elini
(bütün güç ve kudretini) çekip-alıverirdik.
46- Sonra onun can damarını
elbette keserdik.
47- O zaman, sizden hiç kimse
araya girerek bunu kendisinden engelleyip-uzaklaştıramazdı.
48- Çünkü o (Kur’an, Allah’tan
sakınan) muttakiler için bir öğüttür.
35-NESH; ALLAH SÖYLDİĞİ BİR SÖZÜ VEYA YARATTIĞI BİR ŞEYİN YANLIŞ
OLDUĞUNU HAŞA FARK EDİP SONRA ONU DEĞİŞTİRMEZ. NESİH, İNSANLARIN GELEN VAHYİ
BİLGİLERİ BOZMALARININ ARDINDAN ONU YENİ BİR PEYGAMBERLE DOĞRUSUNU GETİMEKTİR.
2/ 106-
Biz, daha hayırlısını veya bir benzerini getirinceye (kadar) hiçbir ayeti
neshetmez (hükmünü yürürlükten kaldırmaz) veya unutturmayız. Bilmez misin ki
Allah, gerçekten herşeye güç yetirendir.
7/ 157- Onlar ki, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de (geleceği) yazılı
bulacakları ümmi haber getirici (Nebi) olan elçiye (Resul) uyarlar; o, onlara
marufu (iyiliği) emrediyor, münkeri (kötülüğü) yasaklıyor, temiz şeyleri helal,
murdar şeyleri haram kılıyor ve onların ağır yüklerini, üzerlerindeki
zincirleri indiriyor. Ona inananlar, destek olup savunanlar, yardım edenler ve
onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; işte kurtuluşa erenler bunlardır.
36-ASHABI KEHF MAĞARADA ÜÇ YÜZ YIL UYUDU DİYEN ALLAH DEĞİL
HALKTIR.
18/ 25-
Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar ve dokuz (yıl) daha kattılar.
26- De ki: “Ne kadar
kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybı O’nundur. O, ne
güzel görmekte ve ne güzel işitmektedir. O’nun dışında onların bir velisi
yoktur. Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz.”
40/ 34-
“Andolsun, daha önce Yusuf da size apaçık belgeler getirmişti. O zaman size
getirdikleri hakkında kuşkuya kapılıp durmuştunuz. Sonunda o, vefat edince,
demiştiniz ki; “Allah, ondan sonra kesin olarak bir elçi göndermez.” İşte
Allah, ölçüyü taşıran, şüpheci kimseyi böyle saptırır.”
37- MUSA PEYGMBERİN DENİZE ASASI İLE VURMASI VE YARILMASI
GERÇEK ANLAMINDA OLAN DENİZ DEĞİL, YAŞAYAN TOPLUMUN VAHYİ BİLGİLERLE İNANAN VE
İNNMAYAN DİYE AYRILLMASI ANLAMINDADIR.
26/60-
Böylece (Firavun ve ordusu) güneşin doğuş vakti onları izlemeye koyuldular.
61- İki topluluk birbirini
gördükleri zaman Musa’nın adamları: “Gerçekten yakalandık” dediler.
62- (Musa:) “Hayır” dedi.
“Şüphesiz Rabbim, benimle beraberdir; bana yol gösterecektir.”
63- Bunun üzerine Musa’ya:
“Asanla denize vur” diye vahyettik. (Vurdu ve) Deniz hemencecik yarılıverdi de
her parçası kocaman bir dağ gibi oldu.
64- Ötekileri de buraya
yaklaştırdık.
65- Musa’yı ve onunla birlikte
olanların hepsini kurtarmış olduk.
66- Sonra ötekileri suda
boğduk.
38-MUSANIN ASASININ YILAN OLMASI DÜNYADAKİ DAYANDIĞI GÜÇLER
ANLAMINDA KULLANILN ASADIR. MUSANIN ASASININ EJDERHA OLMASI İSE MUSA
PEYGAMBERİN ALLAHTAN ALDIĞI VAHYİ BİLGİLER ANLAMINDA OLAN ASADIR.
ASA İKİ ANLAMDA KULLANILMIŞTIR DÜNYADAKİ DAYANDIĞI GÜÇLER
20/10- Hani bir ateş görmüştü de, ailesine şöyle demişti: “Durun, bir
ateş gördüm; umulur ki size ondan bir kor getiririm veya ateşin yanında bir
yol-gösterici bulurum.”
11- Nitekim ona gidince, kendisine seslenildi: “Ey Musa.”
12- “Gerçekten Ben, Ben senin Rabbinim. Ayakkabılarını çıkar;
çünkü sen, kutsal vadi olan Tuva’dasın.”
13- “Ben seni seçmiş bulunuyorum; bundan böyle vahyolunanı dinle.”
14- “Gerçekten Ben, Ben Allah’ım, Benden başka İlah yoktur; şu
halde Bana ibadet et ve Beni zikretmek için dosdoğru namaz kıl.”
15- “Şüphesiz, kıyamet-saati yaklaşarak gelmektedir. Herkesin
harcadığı çabanın karşılığını alması için, onun (koşup haberini) neredeyse
gizleyeceğim.”
16- “Öyleyse, ona inanmayıp kendi hevasına uyan, sakın seni ondan
alıkoymasın; sonra yıkıma uğrarsın.”
17- “Sağ elindeki nedir ey Musa?”
18- Dedi ki: “O, benim asamdır; ona dayanmakta, onunla davarlarım
için ağaçlardan yaprak düşürmekteyim, onda benim için daha başka yararlar da
var.”
19- Dedi ki: “Onu at, ey Musa.”
20- Böylece, onu attı; (bir de ne görsün) o hemen hızla koşan
(kocaman) bir yılan (oluvermiş).
21- Dedi ki: “Onu al ve korkma, Biz onu ilk durumuna çevireceğiz.”
22- “Elini koltuğuna sok, bir hastalık olmadan, başka bir mucize
(ayet) olarak bembeyaz bir durumda çıksın.”
23- “Öyle ki, sana büyük mucizelerimizden (birini) göstermiş
olalım.”
24- “Firavun’a git, çünkü o azmış bulunuyor.”
25- Dedi ki: “Rabbim, benim göğsümü aç.”
26- “Bana işimi kolaylaştır.”
27- “Dilimden düğümü çöz;”
28- “Ki söyleyeceklerimi kavrasınlar.”
29- “Ailemden bana bir yardımcı kıl,”
30- “Kardeşim Harun’u”
31- “Onunla arkamı kuvvetlendir.”
32- “Onu işimde ortak kıl,”
33- “Böylece Seni çok tesbih edelim.”
34- “Ve Seni çok zikredelim.”
35- “Şüphesiz Sen bizi görüyorsun.”
36- (Allah) Dedi ki: “Ey Musa istediğin sana verilmiştir.”
2-VAHİY GÜCÜ ANLAMINDA
KULLANILAN ASA;
7/104- Musa dedi ki: “Ey Firavun, gerçekten, ben alemlerin Rabbinden
(gönderilme) bir elçiyim.”
105- “Benim üzerimdeki yükümlülük, Allah’a karşı ancak gerçeği
söylemektir. Rabbinizden size apaçık bir belge ile geldim. Artık
İsrailoğulları’nı benimle gönder.”
106- (Firavun) Dedi ki: “Eğer gerçekten bir ayet getirmişsen ve
doğru sözlülerden isen, bu durumda onu getir (bakalım).”
107- Böylelikle (Musa) asasını fırlatınca, anında apaçık bir
ejderha oluverdi.
108- (Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz
(görünüverdi).
109- Firavun kavminin önde gelenleri dediler ki: “Bu gerçekten
bilgin bir büyücüdür”;
110- “Sizi topraklarınızdan sürüp-çıkarmak istiyor. Bu durumda ne
buyuruyorsunuz?”
111- Dediler ki: “Onu ve kardeşini şimdilik bekletiver (vereceğin
cezayı ertele), şehirlere de toplayıcılar yolla”;
112- “Bütün bilgin büyücüleri sana getirsinler.”
113- Sihirbazlar Firavun’a gelip dediler ki: “Eğer biz galip
olursak, herhalde bize bir karşılık (armağan) var, değil mi?”
114- “Evet” dedi. “(O zaman) Siz en yakın(larım) kılınanlardan
olacaksınız.”
115- Dediler ki: “Ey Musa (ilkin) sen mi atmak istersin, yoksa biz
mi atalım?”
116- (Musa:) “Siz atın” dedi. (Asalarını) atıverince, insanların
gözlerini büyüleyiverdiler, onları dehşete düşürdüler ve (ortaya) büyük bir
sihir getirmiş oldular.
117- Biz de Musa’ya: “Asanı fırlatıver” diye vahyettik. (O da
fırlatıverince) bir de baktılar ki, o bütün uydurduklarını derleyip-toparlayıp
yutuyor.
118- Böylece hak yerini buldu, onların bütün yapmakta oldukları
geçersiz kaldı.
119- Orada yenilmiş oldular ve küçük düşmüşler olarak tersyüz
çevrildiler.
120- Ve sihirbazlar secdeye kapandılar.
121- “Alemlerin Rabbine iman ettik” dediler.
122- “Musa’nın ve Harun’un Rabbine�”
123- Firavun: “Ben size izin vermeden önce O’na iman ettiniz, öyle
mi? Mutlaka bu, halkı buradan sürüp-çıkarmak amacıyla şehirde planladığınız bir
tuzaktır. Öyleyse siz (buna karşılık ne yapacağımı) bileceksiniz.”
124- “Muhakkak ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve
hepinizi idam edeceğim.”
125- (Onlar da:) “Biz de şüphesiz Rabbimiz’e döneceğiz” dediler.
39-YUNUS PEYGAMBERİ YUTAN DENİZDEKİ YUNUS BALIĞI DEĞİL
DÜNYADAKİ NİMETLERİN DEBDEBESİNDEN KENDİSİNİ ALLAHA YÖNELTEMEMESİ ANLAMINI
TAŞIMAKTADIR.
40-MÜŞRİKLER İBRAHİM PEYGAMBERİ ATEŞE ATTILAR VE ATEŞ DE
SÜNNETULLAH GEREĞİ YAKTI.
41-İSA PEYGAMBERİN ÖLMEDİĞİNİ VE KIYMETE YAKIN BİR ZAMANDA
GELECEĞİ İNANCI KUR’ANIN SÖYLEDİĞİNE İFTİRADIR.
42-İSA PEYGAMBER ÖLDÜ O BİR DAHA DÜNYAYA GERİ DÖNMEYECEK. VE
O AHİRET ALEMİNDE DİRİLTİLECEKTİR.
43-LUT PYGAMBERE GELEN ELÇİLER MELEKLERDEN OLAN ELÇİLER DEĞİL
İNSANLARDAN OLAN ELÇİLERDİR.
44-ZİNA EDENLERE RECİM CEZASI NE ALLAH’IN GÖNDERDİĞİ TEVRATTA
NE İNCİLDE NE DE KUR’AN’DA VARDIR. ALLAH ZİNANIN CEZASINI YÜZ DEYNEKLE
SINIRLAMIŞTIR.
45-KUR’AN’A GÖRE İKİ HAYAT VARDIR. BİRİSİ DÜNYA HAYATI,
DİĞERİ İSE AHİRET HAYATIDIR. BEŞ HAYAT VAR DİYENLER ALLAHA ŞİRK KOŞMAKTADIRLAR.
46-BAZILARININ SANDIĞI GİBİ RUHUN CAN İLE AYNI SANILMASI
YANLIŞTIR. CAN BEDENİ CANLI TUTAN RUH İSE VÜCUTTA BULUNAN HER HÜCRE VE
ORGANLARIN AKTİF HALE DÖNÜŞMESİİDİR.
47- AHİRET HAYATINDA İNSANLAR YENİ BİR YARATILIŞLA YARATILIP,
CENNNETİ HAK EDEENLER EBEDİ MUTLU YAŞAMAYA, CEHENNEME GİDENLER DE EBEDİ OLARAK
CEZA ÇEKECEK ŞEKİLDE YARATILACAKLARDIR.
48- EVLİ ERKEKLERİN KADINLARINA DAYAK ATMA HAKLARI YOKTUR.
EĞER EVLİLİK SÖZLEŞMESİNİ KADIN BOZARSA BOŞAMA HAKLARI VARDIR DAYAK DEĞİL.
49/BOŞAMA BAZILARININ ZANNETTİĞİ GİBİ ÜÇ TALAK BOŞSUN DEMEKLE
BOŞ OLMAZ, BOŞAMA BİR SÜREÇ İÇERİSİNDE DÖRT AY KURALLARA UYGUN OLAN BİR SÜREÇ
GEÇMEDİKÇE BİN DEFA BOŞSUN DESE YİNE BOŞ OLMAZ.
50-ALLAH HARAM ETTİĞİ BİR ŞEYİ BÜTÜN PEYGAMBERLERE HARAM
KILMIŞTIR. HELAL KILDIĞI BİR ŞEYİ DE BÜTÜN PEYAMBERLERE HELAL KILMIŞTIR.
51- BAKARA İKİ YÜZELLİ DOKUZUNCU AYETTE ANLATILAN ÜZETİRİN DÜNYA
HAYATINDA ÖLÜP DE DİRLTİLMESİ DEĞİL, AHİRET HAYATINI İNKÂR EDEN BİR İNKÂRCININ
DÜNYA HAYATINDA YÜZ YIL YAŞADIĞI HALDE AHRET HAYATINDAKİ DİRİLTİLMESİNİ ÖRNEK
VERİR.
52-KORUYUCU MELEKLER, VÜCUDA GELEN MİKROPLARIN AKYUVARLAR
TARAFINDAN SAVAŞ VEREREK İNSANI KORUMALARIDIR.
53-İSLAM SANILDIĞI GİBİ KÂFİRLERİ KÂFİR OLDUĞU İÇİN ÖLDÜRMEYİ
EMREDEN BİR DİN DEĞİL, YERYÜZÜNDE HER DİN VEYA İNANÇTAKİ İNSANLARIN KENDİ DİN
ANLAYIŞLARINI ÖZGÜRCE YAŞAMALARIDIR.
54-ADEME BÜTÜN İSİMLERİN ÖĞRETİLMESİ, BİR ADEM BİR İNSAN OLAN
ADEM DEĞİL, İNSAN OĞLUNUN VAR OLUŞU İLE YOK OLUŞU ARASINDA VAHYİ BİLGİLER VE
EVRENSEL YASALARIN ÇÖZÜLMESİ ANLAMINDA KULLANILMIŞTIR.
55-CUMARTESİ YASAĞI, BALIK TUTMA YASAĞI DEĞİL, ALLAHIN
GÖNDERMİŞ OLDUĞU VAHYİ BİLGİLERLE EVRENSEL YASALARA UYMA KURALIDIR.
56- İBRAHİM PEYGAMBERİN İSMAİLİ KURBAN ETMESİ BOYNUNDAN KESİP
DOĞRAMA ANLAMINDA DEĞİL, TEBLİĞ VE TELKİNLERİNE EVET DİYEN İSMAİL’İN
İNKARCILRIN MÜSLÜMN OLDUĞU İÇİN ÖLDÜRME RİSKİENE KARŞI HAZIRLIKLI OLMA ANLAMINI
TAŞIMAKTADIR.
57-HALK ARASINDA HIZIR İLYAS DİYE BİLİNEN OLAYIN MUSA İLE BİR
BİR KULU DİYE BAHSEDİLEN HAYATIN SORGULAMASI ANLAMINDADIR.
58-HALK ARASINDA BİLİNEN NUH TUFANI, KUR’ANA GÖRE MECAZİ BİR ANLATIMDIR. HAZRETİ
NUH ALLAHTAN ALDIĞI BİLGİLERİ KAVMİNE ANLATTIĞI ZAMAN KAVMİNDEN İMAN EDENLER VE
ETMEYENLER DİYE ANLATILIR. DÜNYA HAYATINDA SUÇ İŞLEYENLERE ALLAH ÖZEL BİR CEZA
VERMEYECEEĞİNE SÖZ VERDİĞİNİ SÖYLER.
59-TÖVBE, DEĞİŞİM DEMEKTİR. YAPILAN SUÇLARDAN DOLAYI KENDİ
GİDİŞATINI DEĞİŞTİRMEYEN DÜZELTMEYEN İNSANLARIN TÖVESİ MAKBUL DEĞİLDİR.
60-MEVLANANIN DEDİĞİ GİBİ BİN KERE TÖVBE EDİP TÖVBESİNİ
BOZANLARI ALLAH ASLA HİDYETE ERDİRMEZ. TÖVBE İKİDİR. İKİDEN FAZLA BOZULAN
TÖVBELER KİŞİLERİ ASLA DOĞRU YOLA GÖTÜRMEZ.
61- BEŞİKTEKİ BİR ÇOCUĞUN KONUŞMASINI OLAĞAN ÜSTÜ MUCİZE
OLARAK GÖRENLER KESİNLİKLE YANILMAKTADIRLAR. ORADA EDEBİ SANATLARDA MECAZİ
ANLATIM GİBİ, KUR’AN MÜÜTEŞABİH ANLATIM KULLANMIŞTIR. BEŞİKTEKİ ÇOCUĞA KİTAP VE
HİKMET VERİLMEZ.
62-BAZILARININ SÖYLEDİĞİ GİBİ, İSRA ELLİ DOKUZUNCU AYETTE
GEÇEN AYETİN YORUMUNDA GEÇMİŞ PEYGAMBERLERE MUCİZE VERİLİP SON PEYGAMBERE
MUCİZE VERİLMEDİ ANLAYIŞI DOĞRU DEĞİLDİR.
63-NAMAZIN SÜNNETİ FARZI OLMAZ. SAVAŞ VE KORKU ZAMANINDA
NAMAZ BİR REKAT ŞARTLR NORMALE GELDİĞİ ZAMAN İKİ REKATTIR. GÜNDE BEŞ VAKİT
MÜSLÜMAN OLANLAR İÇİN NAMAZ VARDIR PEYGAMBERDE GECE NAFİLE NAMAZI FARKLILIĞI
VARDIR.
64- PEYGAMBER SANILDIĞI GİBİ MİRACA ÇIKMAMIŞTIR. İSRA BİRİNCİ
AYETTE KASTEDİLEN MANA MEKKEDEN MEDİNEYE KAFİRLERİN ZULÜM VE BASKISIYLA HİCRET
YOLCULUĞUDUR.
65-PEYGAMBERİ PEYGAMBER YAPAN ONU KUTSALLAŞTIRN NE SAKALIDIR
NE DE HIRKASIDIR. ONU KUTSAL KILAN VAHİYLE YAŞAMASIDIR.
66-TÜRBELERE KABİRLERE GİDEREK ONLARDAN HANGİ MAKSATLA OLURSA
OLSUN YARDIM VE İSTEKTE BULUNMAK ŞİRKTİR.
67-ŞİRK; ALLAH’IN KARŞISINA BİR ALLAH DAHA GETİRMEK DEĞİL
ALLAH’IN SÖYLEDİKLERİNE MUHALEFET EDEREK DİN UYDURMAK KANUN KOYMAKTIR.
68-GAYIP HAKKINDA BİLGİ VERMEK SADECE VE SADECE ALLAH’A
MAHSUSTUR. PEYGAMBERLERE VERİLEN GAYIP BİLGİLLERİ ALLAHTANDIR.
69-HAC VE ORUÇ SĞLIKLI OLAN İNSANLARIN YAPACAĞI BİR İBADETİR
KİMSE BAŞKA BİRİSİNİN ADINA NE ORUÇ TUTABİLİR NE DE HACCA GİDEBİLİR.
70-İKİ ORUÇ ŞEKLİ VARDIR. BİRİNCİSİ GÜNÜN FECİR VKTİNDEN
AKŞAMA KADAR YEMEDENEN İÇMEDEN CİNSELLİKTEN UZAKLAŞARAK TUTULN ORUÇTUR.
İKİNCİSİ DE ZEKERİYA VE MERYEM’İN KAVMİNİN İNKAR EDİŞLERİNE KARŞI
SÖYLEDİKLERİNE KENDİLERİNE BİR BELGE GELİNCEYE KADAR KONUŞMAMA ORUCUDUR.
71-KUR’AN DOĞRU OLARAK NE ARAP KÜLTÜRÜNDEN NE DE TARİHİ
RİVAYETLERDEN ANLAŞILABİLİR. KUR’AN ANCAK KENDİ ANLATIM DİLİ VE KÜLTÜRÜ İLE
ANLAŞILBİLİR.
72-YİNE EN ÖNEMLİ DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLIKLRDAN BİRİSİ DE
KUR’AN VE HADİS KAYNAKLI ANLAYIŞTIR. EVET, KUR’AN YAŞAM TARZINI ORTAYA KOYAR
PEYGAMBER VAHYİ SÖYLER VE ONU YAŞAMA DÖNÜŞTÜRÜR.
73-PEYGAMBİRİN SÖYLEDİĞİ YA VAHİYDİR YA DA VAHİYLERİN BİR
YORUMUDUR. HADİSLER GENEL OLARAK, PEYGAMBERİ KALKAN OLARAK KULLANILIP
UYDURULMUŞ SÖZLERDİR.
69/40- Hiç
şüphesiz o (Kur’an), şerefli bir elçinin kesin sözüdür.
69/41- O, bir şairin sözü
değildir. Ne az inanıyorsunuz?
69/42- Bir kahinin de sözü
değildir. Ne az öğüt alıp-düşünüyorsunuz?
69/43- Alemlerin Rabbinden bir
indirilmedir.
69/44- Eğer o, Bize karşı bazı
sözleri uydurup-söylemiş olsaydı.
69/45- Muhakkak onun sağ-elini
(bütün güç ve kudretini) çekip-alıverirdik.
74-SANILDIĞI GİBİ PEYGAMBRLİK İNSANLARA DOĞUŞAN GELMEZ.
PEYGAMBERLER KENDİ SEÇİMLERİNİ TAKVA YOLUNDA YAPMALARI VE O YOLDA İLERLEMELERİ
SONUCUNDA O MAKAMA ERİŞİRLER.
38/21-
Sana o davacıların haberi geldi mi? Hani mihraba (Davud’un bulunduğu yere
girmek için) yüksek duvardan tırmanmışlardı.
22- Davud’a girdiklerinde, o,
onlardan ürkmüştü; dediler ki: “Korkma, iki davacıyız, birimiz diğerimize
haksızlıkta bulundu. Şimdi sen aramızda hak ile hükmet, kararında zulme sapma
ve bizi doğru yolun ortasına yöneltip-ilet.”
23- “Bu benim kardeşimdir,
doksan dokuz koyunu vardır, benimse bir tek koyunum var. Buna rağmen “Onu da
benim payıma (koyunlarıma) kat” dedi ve bana, konuşmada üstün geldi.”
24- (Davud) Dedi ki: “Andolsun
senin koyununu, kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana zulmetmiştir.
Doğrusu, (emek ve mali güçlerini) birleştirip katan (ortak)lardan çoğu,
birbirlerine karşı tecavüz ederler; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar
başka. Onlar da ne kadar azdır.” Davud, gerçekten Bizim onu imtihan ettiğimizi
sandı, böylece Rabbinden bağışlanma diledi ve rüku ederek yere kapandı ve (Bize
gönülden) yönelip-döndü.
25- Böylece onu bağışladık.
Şüphesiz onun Bizim Katımız’da gerçekten bir yakınlığı ve varılacak güzel bir
yeri vardır.
75- ALLAH İNSANLARLA DEĞİŞİK YÖNTEMLERLE KONUŞTUĞU GİBİ
İNSANLARIN DIŞINDAKİ YARATILANLARA DA VAHYEDER. ANCAK PEYGAMBERLERLE KONUŞMASI
İLE DİĞERLERİNİ KUR’AN AÇIK VE NET BİR ŞEKİDE AYIRARAK İZAH EDER.
2/97- De
ki: “Cibril’e kim düşman ise, (bilsin ki) gerçekten onu (Kitabı), Allah’ın
izniyle kendinden öncekileri doğrulayıcı ve mü’minler için hidayet ve müjde
verici olarak senin kalbine indiren O’dur.
2/98- Her kim Allah’a,
meleklerine, elçilerine, Cibril’e ve Mikail’e düşman ise, artık şüphesiz Allah
da kafirlerin düşmanıdır.”
76-ALLAH İNSANLARI
DENEMEK İÇİN İKİ YOL GÖSTRMİŞTİR. BİRİNCİSİ RABBANİ YOL, İKİNCİSİ DE GAYRI RABBANİ
YOLDUR. RABBANİ YOLU ALLAH KENDİSİ PEYGAMBERLER ARACILIĞI İLE SUNAR GAYRI
RABBANİ YOLUN İSE YOL GÖSTERİCİLERİ DE PUTLARDIR. BİRİSİNİN YOLU KABUL
DİĞERİNİN YOLU İSE NE YAPARSA KABUL DEĞİLDİR.
5/27-
Onlara Adem’in iki oğlunun gerçek olan haberini oku: Onlar (Allah’a)
yaklaştıracak birer kurban sunmuşlardı. Onlardan birininki kabul edilmiş,
diğerininki kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen) Demişti ki: “Seni
mutlaka öldüreceğim.” (Öbürü de:) “Allah, ancak korkup-sakınanlardan kabul
eder.”
5/28- “Eğer beni öldürmek için
elini bana uzatacak olursan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatacak
değilim. Çünkü ben, alemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.”
5/29- “Şüphesiz kendi günahını
ve benim günahımı yüklenmeni ve böylelikle ateşin halkından olmanı isterim.
Zulmedenlerin cezası budur.”
5/30- Sonunda nefsi ona
kardeşini öldürmeyi (tahrik edip zevkli göstererek) kolaylaştırdı; böylece onu
öldürdü, bu yüzden hüsrana uğrayanlardan oldu.
77-İNSANLAR BU İKİ YOLDAN HANGİSİNİ SEÇERSE HER İKİ YOLDA
GİDENİN GİTTİĞİ YÖNDE TABİRİ CAİZ İSE ÇANAK TUTAR.
92/5-
Fakat kim verir ve korkup-sakınırsa,
6- Ve en güzel olanı
doğrularsa,
7- Biz de onu kolay olan için
başarılı kılacağız.
8- Kim de cimrilik eder,
kendini müstağni görürse,
9- Ve en güzel olanı yalan
sayarsa,
10- Biz de ona en zorlu olanı
(azaba uğramasını) kolaylaştıracağız.
11- Tereddi edeceği (başaşağı
düşüşe uğrayacağı) zaman, malı ona hiç yarar sağlamaz.
12- Şüphesiz, Bize ait olan,
yol göstermektir.
13- Gerçekten, son da, ilk de
(ahiret ve dünya) Bizimdir.
14- Artık sizi, ‘alevleri
kabardıkça kabaran’ bir ateşle uyardım.
92/15- Ona, ancak en bedbaht
olandan başkası yollanmaz;
78- PEYGAMBERE VAHYİN DIŞINDA BİR VAHİY GELMEZ. (VAHYİ GAYRI
METLUĞ) GELİR DİYENLER ALLAHA İFTİRA ETMEKTEDİRLER.
53/2-
Sahibiniz (arkadaşınız olan peygamber) sapmadı ve azmadı.
3- O, hevadan (kendi istek,
düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz.
4- O (söyledikleri), yalnızca
vahyolunmakta olan bir vahiydir.
5- Ona (bu Kur’an’ı) üstün
(oldukça çetin) bir güç sahibi (Cebrail) öğretmiştir.
6- (Ki O,) Görünümüyle çarpıcı
bir güzelliğe sahiptir. Hemen doğruldu.
7- O, en yüksek bir ufuktaydı.
8- Sonra yaklaştı, derken
sarkıverdi.
9- Nitekim (ikisi arasındaki
uzaklık) iki yay kadar (oldu) veya daha yakınlaştı.
10- Böylece O’nun kuluna
vahyettiğini vahyetti.
79-TAHRİM SURESİNDE ALLAHIN HLAL EDİP PEYGAMBERİN KENDİSİNE
HARAMLAŞTIRDIĞI BAL ŞERBETİ ZENCEFİL DEĞİL, PEYGAMBERİN İKİ İNKAR EDEN HANIMINI
BOŞAMASI GEREKTİĞİ HALDE ONU BOŞAMAMASI ANLAMINDA KULLANILMIŞTIR.
66/1- Ey
Peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek, Allah’ın sana helal kıldıklarını
niçin haram kılıyorsun? Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
2- Allah, yeminlerinizin
(keffaretle) çözülmesini size farz (veya meşru) kıldı. Allah, sizin mevlanız
(sahibiniz, yardımcınız)dır. O, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
3- Hani Peygamber, eşlerinden
bazılarına gizli bir söz söylemişti. Derken o (eşlerinden biri), bunu haber
verip Allah da ona bunu açığa vurunca, O da (Peygamber) bir kısmını açıklamış
bir kısmını (söylemekten) vazgeçmişti. Sonunda haberi verince (eşi) demişti ki:
“Bunu sana kim haber verdi?” O da: “Bana bilen, (herşeyden) haberdar olan
(Allah) haber verdi” demişti.
4- Eğer sizler (Peygamberin iki
eşi) Allah’a tevbe ederseniz (ne güzel); çünkü kalpleriniz eğrilik gösterdi. Yok
eğer ona karşı birbirinize destekçi olmaya kalkışırsanız, artık Allah, onun
mevlasıdır; Cibril ve mü’minlerin salih olan(lar)ı da. Bunların arkasından
melekler de onun destekçisidirler.
5- Belki onun Rabbi, -eğer o
sizi boşayacak olursa- ona yerinize sizlerden daha hayırlı Müslüman, mü’min,
gönülden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan dul ve bakire eşler’
verir.
80-MUSA İLE GENÇ YARDIMCISININ İKİ DENİZİN BİRLEŞTİĞİ YER
KIZIL DENİZ İLE AK DEENİZ BİRLEŞTİĞİ YER DEĞİL, DÜNYA HAYATININ BİTİŞİ İLE
AHİİRET HAYATININ BAŞLANGICI ANLAMINDA KULLNILMIŞTIR. YANİ ÖLÜMDÜR.
18/60-
Hani Musa genç yardımcısına demişti: “İki denizin birleştiği yere ulaşıncaya
kadar gideceğim ya da uzun zamanlar geçireceğim.”
61- Böylece ikisi, iki
(deniz)in birleştiği yere ulaşınca balıklarını unutuverdiler; (balık) denizde
bir akıntıya doğru (veya bir menfez bulup) kendi yolunu tuttu.
62- (Varmaları gereken yere
gelip) Geçtiklerinde (Musa) genç-yardımcısına dedi ki: “Yemeğimizi getir bize,
andolsun, bu yaptığımız-yolculuktan gerçekten yorulduk.”
63- (Genç-yardımcısı) Dedi ki:
“Gördün mü, kayaya sığındığımızda, ben balığı unuttum. Onu hatırlamamı
şeytandan başkası bana unutturmadı; o da şaşılacak tarzda denizde kendi yolunu
tuttu.”
64- (Musa) Dedi ki: “Bizim de
aradığımız buydu.” Böylelikle ikisi izleri üzerinde geriye doğru gittiler.
65- Derken, Katımız’dan
kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz
kullarımızdan bir kulu buldular.
66- Musa ona dedi ki: “Doğru
yol (rüşd) olarak sana öğretilenden bana öğretmen için sana tabi olabilir
miyim?”
67- Dedi ki: “Gerçekten sen,
benimle birlikte olma sabrını göstermeye güç yetiremezsin.”
68- (Böyleyken) “Özünü
kavramaya kuşatıcı olamadığın şeye nasıl sabredebilirsin?”
69- (Musa:) “İnşaAllah, beni
sabreden (biri olarak) bulacaksın. Hiçbir işte sana karşı gelmeyeceğim” dedi.
70- Dedi ki: “Eğer bana uyacak
olursan, hiçbir şey hakkında bana soru sorma, ben sana öğütle-anlatıp söz
edinceye kadar.”
71- Böylece ikisi yola koyuldu.
Nitekim bir gemiye binince, o bunu (gemiyi) deliverdi. (Musa) Dedi ki:
“İçindekilerini batırmak için mi onu deldin? Andolsun, sen şaşırtıcı bir iş
yaptın.”
72- Dedi ki: “Gerçekten benimle
birlikte olma sabrını göstermeye kesinlikle güç yetiremeyeceğini ben sana
söylemedim mi?”
73- (Musa:) “Beni, unuttuğumdan
dolayı sorgulama ve bu işimden dolayı bana zorluk çıkarma” dedi.
74- Böylece ikisi (yine) yola
koyuldular. Nitekim bir çocukla karşılaştılar, o hemen tutup onu öldürüverdi.
(Musa) Dedi ki: “Bir cana karşılık olmaksızın, tertemiz bir canı mı öldürdün?
Andolsun, sen kötü bir iş yaptın.”
75- Dedi ki: “Gerçekte benimle
birlikte olma sabrını göstermeye kesinlikle güç yetiremeyeceğini ben sana
söylemedim mi?”
76- (Musa:) “Bundan sonra sana
bir şey soracak olursam, artık benimle arkadaşlık etme. Benden yana bir özre
ulaşmış olursun” dedi.
77- (Yine) Böylece ikisi yola
koyuldu. Nihayet bir kasabaya gelip yemek istediler, fakat (kasaba halkı)
onları konuklamaktan kaçındı. Onda (kasabada) yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar
buldular, hemen onu inşa etti. (Musa) Dedi ki: “Eğer isteseydin gerçekten buna
karşılık bir ücret alabilirdin.”
78- Dedi ki: “İşte bu, benimle
senin aranda ayrılma (zamanı)mız. Sana, üzerinde sabır göstermeye güç yetiremeyeceğin
bir yorumu haber vereceğim.
79- “Gemi, denizde çalışan
yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi
zorbalıkla ele geçiren bir kral vardı.”
80- “Çocuğa gelince, onun anne
ve babası mü’min kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve inkar
zorunu kullanmasından endişe edip-korktuk.”
81- Böylece, onlara Rablerinin
ondan temiz olmak bakımından daha hayırlısı, merhamet bakımından da daha yakın
olanını vermesini diledik.”
82- “Duvar ise, şehirde iki
öksüz çocuğundu, altında onlara ait bir define vardı; babaları salih biriydi.
Rabbin diledi ki, onlar erginlik çağına erişsinler ve kendi definelerini
çıkarsınlar; (bu,) Rabbinden bir rahmettir. Bunları ben, kendi işim (özel
görüşüm) olarak yapmadım. İşte, senin sabır göstermeye güç yetiremediğin
şeylerin yorumu.”
81-YUSUF PEYGAMBER SÖYLEDİKLERİ GİBİ BİR MALİYE NAZIRI DEĞİL,
DEVLET BAŞKANI VE PEYGAMBERDİR.
12/55-
(Yusuf) Dedi ki: “Beni (bu) yerin (ülkenin) hazineleri üzerinde (bir yönetici)
kıl. Çünkü ben, (bunları iyi) bir koruyucuyum, (yönetim işlerini de) bilenim.”
12/56- İşte böylece Biz
yeryüzünde Yusuf’a güç ve imkan (iktidar) verdik. Öyle ki, orada (Mısır’da)
dilediği yerde konakladı. Biz kime dilersek rahmetimizi nasib ederiz ve iyilik
yapanların ecrini kayba uğratmayız.
82- DAVUDA GELEN İKİ DAVACI KUR’AN’DA MECAZİ BİR ANLATIMDIR.
TAKVA İLE İBLİSİN FONKSİYONLARINI ANLATAN BİR İFADEDİR.
38/22-
Davud’a girdiklerinde, o, onlardan ürkmüştü; dediler ki: “Korkma, iki
davacıyız, birimiz diğerimize haksızlıkta bulundu. Şimdi sen aramızda hak ile
hükmet, kararında zulme sapma ve bizi doğru yolun ortasına yöneltip-ilet.”
23- “Bu benim kardeşimdir,
doksan dokuz koyunu vardır, benimse bir tek koyunum var. Buna rağmen “Onu da
benim payıma (koyunlarıma) kat” dedi ve bana, konuşmada üstün geldi.”
24- (Davud) Dedi ki: “Andolsun
senin koyununu, kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana zulmetmiştir.
Doğrusu, (emek ve mali güçlerini) birleştirip katan (ortak)lardan çoğu,
birbirlerine karşı tecavüz ederler; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar
başka. Onlar da ne kadar azdır.” Davud, gerçekten Bizim onu imtihan ettiğimizi
sandı, böylece Rabbinden bağışlanma diledi ve rüku ederek yere kapandı ve (Bize
gönülden) yönelip-döndü.
83-İSA’NIN YARATILIŞI ADEM’İN YARATILIŞI GİBİDİR AYETİNDEN
İSA’NIN GELENEKSEL OLARAK ANLAŞILAN ADEM PEYGAMBER ANLAMINDA ADEM DEĞİL, DİĞER
İNSANLAR NASIL BİR ANADAN BİR BABADAN YAREATILMIŞSA İSA DA ÖYLE YARATILMIŞTIR
ANLAMI TAŞIMAKTADIR.
3/59-
Şüphesiz, Allah Katında İsa’nın durumu, Adem’in durumu gibidir. Onu topraktan
yarattı, sonra ona “ol” demesiyle o da hemen oluverdi.
84-KUR’AN İÇERİSİNDE 6666 AYET DEĞİL, 6236 AYET OLDUĞUNU
BİLİYOR MUYDUNUZ?
85-ARAPÇA BBİLMEK DEMEK KUR’AN’I ANLAMAK DEMEK DEĞİLDİR.
KUR’AN’I ANLAMAK AYRI BİR İLİM ARAPÇA BLMEK AYRI BİR İLİMDİR.
86- MAĞARADA PEYGAMBERE YILANIN BEŞ YÜZ YILDIR BEKLİYORUM SENİ
GÖRMEK İÇN DEMESİ UYDURMA BİR SÖZDÜR YILAN BİR MELEKTİR KENDİSİNE DÜŞEN GÖREV
NE İSE ONU YAPAR.
87-BU DİNİ KÜTÜKLERİN TUVALET KEVKİLERİNİN HİKÂYELERİ İLE
DOLDURMUŞLAR, ONLAR NE KONUŞUR NE DE DÜŞÜNÜRLER.
88- ALLAH MÜSLÜMANLAR SAVAŞTA SIKIŞTIĞI ZAMAN ÜÇ BİN BEŞ BİN
MELEKLE YARDIM EDERİM DEMESİ MÜSLÜMANLARA PİSİKOLOJİK DESTEK VEREREK NASIL
ŞİMDİYE KADAR SARDİP AYRI DİNLERDEN OLANLARI BİR ARAYA GETİRDİK BUNDAN SONRA
SİZ SAMİMİ OLURSANIZ BUNDAN DAHA BÜYÜĞÜNÜ YAPARIZ ANLAMIDADIR.
89- İNSANLARIN İSTİNASIZ BÜTÜN ORGANLARI MELEKTİR AMA İNSAN
ÜTÜNÜ İLE MELEK DEĞİLDİR. ÇÜNKÜ İNSAN YOL SEÇME KARARINI KENDİSİ VERENDİR.
90- MELEKLERDE TEK SEÇENEK VARDIR, AMA İNSANLARDA İKİ SEÇENEK
VARDIR. BU SEBEPLE MELEKLERDE YOL SEÇME ŞANSI YOKTUR.
91- DABE YERDEN ÇIKRILAN BİR CANLI DEĞİL KİŞİLERİN DÜNYA
HAYATINDA YAPMIŞ VE YAPACAK OLDUKLARI AMELLERİ KALPLERİNDEN GEÇENLERİ BİLE
KAYDEDEN KAMERA KAYIT SİSTEMİDİR.
92-İNEK BACAĞI VURMKLA ÖLEN İNSAN DİRİLMEZ. ORADA KURAN ÖLÜ LERİN
DİRİLİTİLMESİ HAYATİ FONKSİYONLARINI YİTİRMİŞ ANAMINDA OLAN ÖLÜ DEEĞİL, VAHYE
KARŞI DUYARLILIĞINI KAYBETMİŞ ANLAMINDA KULLANILMIŞTIR.
92-ALLAH DEVE KESMEKLE BİR KAVMİ HELAK ETMEZ. ANCAK SALİH KAVMİ
İNSANLARIN ETİNDEN SÜTÜNDEN YESİNLER DİYE ALLAHIN YARATTIĞI DEVEYİ KUTSAYARAK
ONU İLAH EDİNMİŞLER. BU DEVE DE DAĞDAN DOĞURTTURULAN DEVE DEĞİL BİLDİĞİMİZ
DEVEDİR.
93-İBRAHİM PEYGAMBERE ÖLÜ KUŞLARIN DİRİLTİLMESİ HAYATİ
FONKSİYONLARINI YİTİREN KUŞLARIN DİRİLMESİ DEĞİL DUYARSIZ OLAN HAYVANLARIN
EĞİTİLEREK KENDİ İSTEDİĞİN İSTİKAMETTE HİZMET ALINMASI ANLAMINDA
KULLANILMIŞTIR.
94-HİÇ BİR İNSANI HİÇ BİR İNSANI KENDİSİ İSTEMEDİKÇE
SAPTIRAMAZ. ELİNİ AYAĞINI BAĞLAYABİLİRLER AMA KALBİ İLE ALLAHA GİDEN İRTİBATI
ASLA ENGELLEYEMEZLER.
95-ADETLİ KADINLARIN NAMAZ KILMALARINI ORUÇ TUTMALARINI KUR’AN
OKUMALARINI KUR’AN ENGELLENMEMİŞTİR. ADETLİ KAINLARA ADETLİ İKEN SADECE EŞLERİ
İLE CİNSEL İLİŞKİLERİ YASAKTIR.
96-KUR’AN OKUNUNACAĞI ZAMAN ABDEST ALMAK ŞART DEĞİLDİR. ALLAH
ABDEST ALMAYI SADECE NAMAZ İÇİN EMREDER.
97-ZİKİR ELE TESPİH ALIP ALLAH’IN ADINI ANMAK DEĞİL ZİKİR
ALLAH’IN YARATTIĞI EVREN İLE GÖNDERDİĞİ VAHYİ BİLGİLERİ TEFEKKÜR EDEREK SIRLARI
ÇÖZMEKTİR.
98-KADİR GECESİ RAMAZAN AYININ YİRMİ YEDİNCİ GECESİ DEĞİL,
KADİR GECESİ VAHYİN YİRMİ ÜÇ YILLIK BİR DÖNEM İÇERİSİNDE TEK TEK GELEREK İNNAN
HALKIN CEHALET KARANLIĞINDAN KURTULUŞUDUR.
99-ALLAH NE YAHUDİLİK NE HIRİSTİYANLIK DİNİ GÖNDERMİŞTİR.
İNSANLIK TARİHİNİN BAŞLANGICINDAN BU TRAFA BÜTÜN PEYGAMERLERİN GETİRİDİĞİ DİNİN
ADI İSLAM TESLİM OLNLARIN ADI DA MÜSLÜMNDIR.
100-MÜŞRİK; DÜNYA HAYATINDA ALLAH’IN VARLIĞINI BİRLİĞİNİ KABUL
ETSE DE YAŞAMIN KURALINI BİZ KOYARIZ DİYEREK ALLAH’IN RABLLİĞİNİ KABUL
ETMEYENLERDİR.
101- EHLİ-KİTAP; ALLLAH’TAN GELEN KİATPLARI PEYGAMBERLERİ
AHİRET ALEMİNİ KABUL ETTİM DEDİĞİ HALDE ALLAHIN DİNİNİ DÜNYA MENFAATİ İÇİN
SATIP GİZLEYELERİN ADIDIR.
102- KUR’AN’A GÖRE ÜMMİ OKUMA YAZMA BİLMEYEN ANLAMINDA DEĞİL,
ALLAH’TAN GELEN HİÇ BİR KİTBA BAĞIMLI OLMAYAN DEMEKTİR.
103-HANİFLİK BİR DİN DEĞİL, GELEN BİLGİLERE KARŞI BEYİN
ANTENLERİ AÇIK OLAN VE ONU OBJEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİP DOĞRU BİR TERAZİ İLE
TARTABİLEN DEMEKTİR.
104-EDEBİ SANATLARDA NASIL GRÇEK AANLATIM VE MECAZİ ANLATIM
ŞEKLİ VARSA, KUR’AN’DA DA BUNUN KARŞILIĞI MUHKEM VE MÜTEŞABİH ANLATIMDIR.
MECAZ; BİR KEİMNİN VEYA BİR DEYİMİN KENDİ ANLAMI DIŞINDA
KONUSUNA GÖRE FARKLI ANLAMLARDA KULLANMA SANATIDIR.
MÜTEŞABİH ANLATIM DA KENDİ ANLAMI DIŞINDA FARKLI ANLAMLARDA
KULLANMA SANATIDIR. “ALLAH BANA KAT KAT ARTTIRMAK KOŞULU İLE BORÇ VERİN” DER. BUNU
GRÇEK ANLAMMINDA ANLARSAK BÜTÜN KAİNAT ÇÖKER.
105- ALLAH SANILDIĞI GİBİ GÖKLERDE DEEĞİL, ALLAH HAŞA TABİRİ
CAİZSE BİR VÜCUTTA BULUNAN HÜCRELERİN VE EVRENİ TAMAMEN KUŞATIP GÖZETİMİ
ALTINDADIR.
ALİ RIZA BORAZAN
MERSİN ANAMUR
21-12-2015