31 Mart 2013 Pazar

KURAN^DA TANIMLANAN MİRAS HUKUKU



KURANDA MİRASIN GERİDE KALANLARA ADİLANE BİR ŞEKİLDE PAYLAŞTIRILMASI!


İslam Toplumlarında Ölenlerin geride bıraktıkları çocuklarına Erkeğe iki dişinin hissesi kadar verilmesi deist ve ateist çevrelerce epey eleştiri konusu olmaktadır.

Oysa Bu Yerleri ve gökleri yaratan Allah’ın bir paylaştırma projesidir. Yeryüzü Allah'ın Adalet dağıttığı, yer değil, Yeryüzü güçlü olanlara adaletle davranmayı emrettiği yerdir.

Aile hayatı, teşbihte hata olmazsa bir okulda müdür Müdür mavini gibidir. Onlardan her hangi birisi müdür diğeri onun yardımcısı diye sorulmuyorsa ailede de erkek ve kadın yetenek  ve yaratılış farkından dolayı Allah aile içerisinde sorumlu ve yönetici olarak belirlemiştir.

Dünya hayatı değişik farklılıklardaki  ister cinsiyet isterse de yaratılış farklılığından olsun kendisine verilen gücü oranında denemeye tabi tutulmaktadırlar.

4/32-Allah'ın kendisiyle kiminizi kiminize göre üstün kıldığı şeyi (malı) temenni etmeyin. Erkeklere kazandıklarından pay (olduğu gibi), kadınlara da kazandıklarından pay vardır. Allah'tan onun fazlını (ihsanını) isteyin. Gerçekten, Allah her şeyi bilendir.

Bir  Tiyatroda aktör ve aktirisitlerin  başarıları kendi rollerini güzel bir şekilde oynama derecesine göre ödül verilmektedir. Allah da Kadın olsun erkek olsun kim kendisine verilen görevi Allah’ın istediği bir şekilde yerine getiri yorsa  o göreve gösterdiği sadakate ve performansa göre onların ödüllerini ahiret aleminde verecektir. 

Hem de dünya da iken  oluşan kadın ve erkek farklılığı orada olmayacak İman eden ve Salih ameller işleyen olarak tek bir cins ile yaratılıp onlara cennet nimetleri ve eşler  olarak huriler verilecektir.

Kuran Ailenin temellerini atarken Müslüman bir erkek ile Müslüman bir kadının Olmasını olmazsa olmazlardan olarak şart koşmaktadır. Çünkü Müslüman olmayan bir erkek Müslüman olan kadını Müslüman olan bir erkeği de Müslüman olmayan bir kadın ateşe çağırdığını anımsatmaktadır.

2/221-Müşrik kadınları, iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir cariye, -hoşunuza gitse de- müşrik bir kadından daha hayırlıdır. Müşrik erkekleri de iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir köle, -hoşunuza gitse de- müşrik bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar, ateşe çağırırlar, Allah ise Kendi izniyle cennete ve mağfirete çağırır. O, insanlara ayetlerini açıklar. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler.

Şu kısacık dünyada Aklını kullanan insanlar için ebedi bir hayatın aleyhinde olan her şey yanlış ve anlamsızdır. Ne yapıp yapıp mutlaka Allah'ın rızasını kazanabilecek söylem ve eylemlerden başka davranışlarda bulunmamak gerekir.

Allah Aile hayatında erkeği güç kuvvet donanım olarak  kadından  farklı yaratmıştır. İlim adamlarının tespitlerine göre kadınlarla erkekler arasında kırk beş tane temel farklılık bulunmaktadır.

Bu sebeple evde başkan, reis, komutan, mümessil  vs. siz ne derseniz deyin aile hayatının sürekliliğinin artması için erkekleri  ön plana koymuştur. Dünya hayatında hiçbir insan hiçbir insana karşı sorumlu değildir. Sadece erkeği kadından onlar evli kaldıkları sürece sorumlu kılmıştır.

4/34-Allah'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde 'sorumlu gözeticidir.' Saliha kadınlar, gönülden (Allah'a), itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allah Yücedir, büyüktür.

Biz  Mirasın erkek ve kız çocuklarında erkeğe iki dişinin hissesi kadar olmasının Hikmetlerini açıklarken uzun uzun açıklamayacağız. Bu ayrı bir makale konusudur. Sadece sebeplerden bazılarına değinip geçeceğiz.

1-Erkekle kadın evlenecekleri zaman erkek evleneceği kadına mehir vermektedir.

2/4- Kadınlara mehirlerini gönülden isteyerek (ve bir hak olarak) verin, fakat onlar, gönül hoşluğuyla size ondan bir şeyi bağışlarlarsa, onu da afiyetle, iç huzuruyla yiyin.

2-Çocukların bakımı ve masrafları erkeğe ait olduğu gibi aynı zamanda erkekle kadın ayrıldıkları zaman süt anneye vermişlerse çocuğu süt anneye günün şartlarına göre bedielini erkek öder.

2/233 Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların (annelerin) yiyeceği, giyeceği bilinen (örf)e uygun olarak, çocuk kendisinin olana (babaya) aittir. Kimseye güç yetireceğinin dışında (yük ve sorumluluk) teklif edilmez. Anne, çocuğu, çocuk kendisinin olan baba da çocuğu dolayısıyla zarara uğratılmasın; mirasçı üzerinde(ki sorumluluk ve görev) de bunun gibidir. Eğer (anne ve baba) aralarında rıza ile ve danışarak (çocuğu iki yıl tamamlanmadan) sütten ayırmayı isterlerse, ikisi için de bir güçlük yoktur. Ve eğer çocuklarınızı (bir süt anneye) emzirtmek isterseniz, vereceğinizi örfe uygun olarak ödedikten sonra size bir sorumluluk yoktur. Allah'tan korkup-sakının ve bilin ki, Allah yaptıklarınızı görendir.

4/11- Çocuklarınız konusunda Allah, erkeğe iki dişinin hissesi kadar tavsiye eder.

Eğer onlar ikiden çok kadın ise (ölünün) geride bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Kadın (veya kız) bir tek ise, bu durumda yarısı onundur.

(Ölenin) Bir erkek çocuğu varsa, geriye bıraktığından anne ve babadan her biri için altıda bir,

Çocuğu olmayıp da anne ve baba ona mirasçı ise, bu durumda annesi için üçte bir vardır.

Onun kardeşleri varsa o zaman annesi için altıda bir'dir. (Ancak bu hükümler, ölenin) Ettiği vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır.

Babalarınız, oğullarınız, siz onların hangilerinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilmezsiniz. (Bunlar) Allah'tan bir farzdır. Şüphesiz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.

4/12- Eşlerinizin, eğer çocukları yoksa geride bıraktıklarının yarısı sizindir.

Şayet çocukları varsa, -onunla yapacakları vasiyetten ya da (ayıracakları)

Borçtan sonra- bu durumda bıraktıklarının dörtte biri sizindir.
Sizin çocuğunuz yoksa, geriye bıraktıklarınızdan dörtte biri onların (kadınlarınızın)dır.

Eğer sizin çocuğunuz varsa geriye bıraktıklarınızdan sekizde biri onların (kadınlarınızın)dır.

(Yine bu hükümler,) Edeceğiniz vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır.

Mirası aranan erkek ya da kadın, çocuğu ve babası olmayan bir kimse olup erkek veya kız kardeşi bulunursa onlardan her biri için altıda bir vardır. Eğer bundan fazla iseler, bu durumda -kendisiyle yapılan vasiyette ya da (varsa) borçtan sonra- üçte bir'de -zarara uğratılmaksızın onlara ortaktırlar. (Bu size) Allah'tan bir vasiyettir, Allah, bilendir, (kullara) yumuşak olandır.

Not Burada son kısımda mirasçı eş, anne ve kardeşlerdir.

4/176- Senden fetva isterler. De ki:

Eşler olmadığı zaman paylaşımdır.

"Allah, 'çocuksuz ve babasız olanın (kelle’nin)' mirasına ilişkin hükmü açıklar. Ölen kişinin çocuğu yok da kız kardeşi varsa, geride bıraktıklarının yarısı kız kardeşinindir.

Burada mirasa hak sahibi olanlar sadece anne ve ölenin kardeşleridir. Yani ölenin sadece bir kız kardeşi bir de annesi geride kalmışsa bunlar mirası yarı yarıya bölüşmüşler demektir
Ama (ölen) kız kardeşinin çocuğu yoksa, kendisi (erkek kardeşi) ona mirasçı olur.

Eğer kız kardeşi iki ise, geride bıraktıklarının üçte ikisi onlarındır. Ama (mirasçılar) erkekler ve kız kardeşler ise, bu durumda erkek için dişinin iki payı vardır.

Kuranda paylaşımın önce  Şekli üzerinde durarak kime ne zaman mirastan pay düşer onu belirlemeye çalışalım.

Nisa 11, 12, ve 176 cı ayetler  bölüşme şartlarının ve miktarlarını belirleyendir.

1- ON BİRİNCİ AYETTE EŞLER OLMADIĞI ZAMAN MİRASIN NASIL PAY EDİLECEĞİNİ ELE ALMAKTADIR.

a)- Allah çocuklardan erkekler için iki dişinin hissesi kadar tavsiye eder.

b)-Bu ayette eşlerin olmadığı bir paylaşımdan söz etektedir. Yani Varis olan çocukların kız, erkek anne ve Baba, ve kardeşler olduğu zaman mirasın nasıl bölüşüleceği konusunda bilgi vermektedir.

c)-kız iki veya ikiden çok olduğu zaman mirasın 2/3 üne sahiptirler. Baba ve anne mirasın kalan kısmına yani 1/3 hissenin anne 1/3 baba ise 2/3 hisseye sahiptir. Çünkü erkek Erkek, çocuk olduğu zaman mirasçı baba ve anne her biri için 1/6 olmakta idi.
Bölüşüm miktarlarını matematiksel olarak örnekler vererek açıklamaya çalışalım.

Vasiyet ve borcun düşülmesinden sonra ölen eşler 10000 Tl. Miras bıraktı Paylaşım nasıl olacak? Yine şartlara göre sorular sorarak paylaşımı yapmaya çalışalım.

Miras devamlı vasiyet ve borcun düşülmesinden sonra geriye kalan miktar üzerinden yapılmaktadır.

Soru-1=  mirasa hak sahibi üç kız çocuğu ve anne baba var  ne kadar miras alırlar.

Kalan miktar= 10000 Tl.

Kız çocuğu ikiden fazla olduğu için 2/3 üne sahip oluyorlar

10000/2/3=6666 Üç kızın aldığı miktardır.  Her biri 2222 Tl. paylaşırlar.

Kalan miktar anne ve babayadır.

10000/1/3= 3333  tl. eder.  Bu miktar 2/3 = 2222 Tl.babaya 1/3 =1111 Tl. anneye paylaştırılır.

Eğer bunlar erkek çocuğu olmuş olsaydılar anne ve baba hissesi 

1/6 oranında olacaktı. Kız çocuğu ve çocuk olmadığı zaman baba 

2/3 anne ise 1/3 oranında hisse almaktadırlar.

Sağlamasını yaparsak kızlara 6667+3333=  100000 Tl.dir sonuç doğru çıkmaktadır.

Soru-2- Bir tek kız ve anne baba varsa mirasın paylaşım şekli Nasıl olmalıdır.

Miktar= 10000 Tl.

Kız bir tek olduğu zaman mirasın ½ kısmını alıyor 10000/1/2 =5000 Tli kızın aldığı hisse.

Diğer geri kalan miktar yani ½ si anne ve babaya aittir. Kız çocuk 
olduğu zaman baba kalan mirasın 2/3 ne anne ise 1/3 e sahip idiler.

5000/3=1666 Tl. anenin iki katı 3334 babaya aittir.

Soru-3= Bir erkek çocuk varsa anne ve babadan her biri için  1/6 hisse vardır.

10000/1/6 anneye=1667 Babaya !/6=1667 Tl. kalan miktar =6666 Tl. da  erkek çocuğa aittir.

Erkek çocuğu olduğu zaman anne ve baba eşit miktarda 1/6 oranında almaktadırlar kız çocuğu olduğu zaman anne 1/3 baba ise 2/3 Oranında hisse sahibi olmaktadırlar bu bilinmesi gerekir.
Soru4= Ölenlerin çocukları yoksa sadece anne ve baba ona mirasçı iseler. Bu durumda yine baba mirasın 2/3üne anne ise 1/3 üne sahiptirler.

10000/1/3 3333 annenin 6667 babaya aittir.

Soru -5= ölen eşlerden iki kız kardeş ve bir anne mirasçı ise pay nasıl yapılmalıdır?

10000/1/6 annenin 1667 kadardır. Geri kalan miktar iki kız kardeşindir.

10000-1667= 8333 Tliikisi/1/2=4166;5 Tl. He birine eğer Üç Kız kardeş olsaydı kalan miktar üç kısma bölünecekti. Üç kız kardeş iki erkek kardeş olmuş olsaydı erkek iki dişinin hissesi kadar alacaktı.

d)-Eğer kız çocukları bir tek ise mirasın ½ kız çocuğuna diğer kalan 1/2 anne ve babaya verilmektedir. Baba burada 2/3 – anne ise kalan miktarın 1/3 hissesine sahiptir.

e)-eşlerin bir erkek çocuğu varsa anne baba her birisi için 1/6 hisseye sahiptir kalan miktar erkek çocuğundur.

f)-Ölen eşlerin her ikisinin çocukları olmayıp da sadece anne baba ona mirasçı ise tamamını alırlar.  anne için 1/3 – baba da 2/3 oranında mirasın tamamına hak sahibi olurlar.

g)- Babaları ve çocukları olmayıp da sadece anneleri varsa o zaman kardeşleri de hak sahibi olmaktadır. Bu durumda anneye düşen hisse 1/6 oranındadır. Kalan miktar kardeşlerinindir.

2-EŞLERDEN HERHANGİ BİRİNİN HAYATTA OLMASI İLE ORTAYA ÇIKAN BÖLÜŞÜM.

12.ci Ayet bu durumu açıklamaktadır.

a)- Eğer kadın ölür erkek ona mirasçı kalırsa ve çocukları yok anne ve baba ona mirasçı ise mirasın yarısı erkek olan eşindir. Eğer çocukları varsa bu durumda ¼ dü erkek olan eşe aittir. Kalan miktar  çocuklara  tarif edilen oranda bölüşmek üzere çocuklara aittir.

10000 Tl. vasiyet ve borcun düşülmesinden sonra kalan miktar. Çocuk yoksa ½ eşe gider diğer geri kalan miktar anne ve babaya kalır.

10000/1/2= 5000 Tl. erkek olan eşin

10000-5000= 5000 Tl Anne ve babaya bu miktar 1/3 =1667 anneye 2/3 = 3334 Tl babaya düşer.

Çocukları varsa erkek olan eşe mirasın ¼ oranında pay alır kalan miktarın tamamı  Çocuklara kalır  anne ve babaya eş ve çocuklar olduğu zaman pay düşmez.

Soru= eşlerden erkek öldü geriye üç erkek iki kız bir de eş kaldı nasıl pay edilir.

10000/1/8 kadın olan eş pay alır.o da 1250.Tl. geriye kalan miktar çocuklara erkeklere iki dişinin hissesi oranında pay edilir.
Üç erkek olduğuna göre altı dişi payı alırlar. O zaman kalan miktarı sekize böldüğümüzde bir dişi payına düşeni bulmuş oluruz.

10000-1250=8750/8=1093,75 tl. bir dişi payı bunlardan erkekler için iki dişi payı olunca her erkek 2187.5 hisseye sahip olurlar.

Soru-erkek öldü kocanın çocukları yoksakadın eş mirasın ¼ dünü alır. geri kalan miktar anne ve babaya kalır onlarda 1/3- anne 2/3 kalan miktarı baba alır.

10000/1/4= 2500 anneye düşen miktar.

10000-2500=7500 Tl. Anne ve babanın aldığı miktar Baba 7500/2/3=5000 Tl. Alır anne de  7500/1/3=2500. Tl.



b)Eğer erkek eş ölür kadın eş hayatta ise ve çocukları yok da anne ve babası varsa mirasın ¼ ona kalan diğer miktar anne ve babaya aittir.

c) Yine erkek eiş ölür de kadın eş mirasçı ise  ölen eşin çocukları da varsa bu durumda eş kalan mirasın 1/8 zini alır kalan miktar çocuklara tarif edilen dişiye verilenin iki katı erkeğe verilmek üzere pay edilir.

d)- eşlerden her hangi biri varsa çocuk ve baba yoksa kardeşleri varsa erkek ve kız  kardeş varsa 1/6 kardeşlere 1/6 anneye kalan miktar da eşine olmaktadır.

Soru:- eşlerden erkek  öldü çocuk ve baba yoksa bir anne iki kız ve erkek kardeş bir de eş kaldı nasıl pay edilir?

10000/1/4 =2500 Tl. Eşe kalan miktar çünkü çocuğu yok bu sebeple ¼ miktarına sahiptir.

Kardeşleri varsa erkek ve kız kardeş mirasın 1/6 hissesine sahiptirler.

Kız kardeş10000/1/6=1667

Erkek kardeş10000/1/6=1667 Tl.

Kalan miktar da annenindir.4166 Tl. Anneye düşen   miktar.

Soru, Kadın eş ölüp de babası ve çocuğu yoksa miras kardeşler anne ve koca arasında paylaştırılır.

10000/1/2= 5000 Tl. Kocaya düşer.

Erkek Kardeşe= 1667 Tl.

Kız kardeşe =1667 Tl.

Kalan miktar da anneye düşer.

1667+1667^+5000=8334 Toplam -10000=1666 anneye düşen miktardır.

e)- Eğer kardeşler birden çok kızlar ve erkekler ise bu durumda  kalan mirasın 1/3 oranında eşit olarak bölüşürler. 1/6 anneye  ve kalan miktar da kalan eşe kalır. Burada unutulmaması gereken eş çocuksuz ve babasız ise erkek el mirasçı ise kalan mirasın yarısını kadın eş kalmışsa kalan mirasın vasiyet ve borcun düşülmesinden sonra ¼ ne hak sahibidir.

Soru-= birden çok kızlar ve erkekler olması halinde  iki kız kardeş bir erkek kardeş kalan eş ve anneye düşen pay ne kadardır?

10000/1/3= 3333 Tl. Kardeşlere düşen hisse

Her bir kardeşe kız erkek ayırımı yapılmadan 1111 Tl. olarak alırlar.

Eşlerden mirasçı erkek ise 10000/1/2 hissesini alır. O da 5000 Tl. eder.

Kalan miktar da annenindir.5000+3334= 8834-10000= 1666 Tl. olarak hak kazanır.

Eşlerden Koca ölürse eş, anne, ve kardeşler, mirasa hak sahibi iseler. Nasıl paylaşım yapılır?

10000/1/4 = 2500 Tl. eşe ait düşen miktar.

Kardeşlere düşen hisse 10000/1/3= 3334/3= her bir kardeşe düşen hisse 1111 tl. dir.

Anneye düşen payKalan miktardır. 2500+3334=5834-10000=4166 Tl. olarak hak kazanır.

3-NİSA 176 CI AYET EŞLERİN VE ÇOCUKLARIN VE BABANIN OLMADIĞI BİR MİRASIN PAYLAŞTIRILMASINDAN SÖZ ETMEKTEDİR.


a)—Ölen kişilerin çocuğu babası ve eşi yoksa bir tek kız varsa ½ kız kardeşe kalan miktar da anneye kalır o da ½ oranındadır.

Soru:-ölen eşlerin çocuğu ve babası yok da 1 Kız kardeşi varsa  anne ve kız kardeşe ne kadar hisse diğer

Kız kardeşe10000/1/2=5000 T.
Anneye 10000/1/2= 50000 Tl. Olarak hak kazanırlar.


b)-  ölen kişinin kız kardeşi yoksa sadece anne varsa kalan mirasın tamamı anneye aittir.

Ölen kişinin kız kardeşi yoksa sadece annesi varsa mirasın hepsini annesi alır.

Anneye 10000/1/1= 10000 Tl.

Ölen kişinin annesi yoksa bir tek kardeşi varsa hepsini mirasın kardeşi alır.

10000/1/1=10000 Tl. dir.
c)- Ölen kişinin kız kardeşi iki ise bu durumda mirasın vasiyet ve borcun düşülmesinden sonra2/3 oranı kız kardeşlerinin 1(3 oranı da anneye aittir.
Ölen kişilerin kız kardeşleri iki ise Mirasın  2/3 üne sahiptirler.

10000/2/3=6666 Tl. dir İki kız kardeş toplamı o da iki kısma bölünürse her bir kız  kardeş 3333 tl. hak sahibidir.

Anneye de 1/3 Miktar kalmaktadır.

10000/1/3= 3333 anneye düşen miktardır.

d)-Eğer kardeşler dişili erkekli ikiden çok ise yine mirasın 2/3 oranında erkeğe dişinin iki hissesi olarak bölüştürülür. Kalan 1/3 hisse anneye ait olur. Yine bunlar vasiyet ve borcun düşülmesinden sonradır.

Soru:2-kız üç erkek ve bir anne varsa ne kadar miras alırlar?

10000/2/3= 6666 Kardeşlere düşen pay erkekli dişili olunca hisselerine düşen miktar sekize bölünür. Çünkü her erkek kardeş dişinin burada iki hissesi kadar almaktadır.

Bir kıza düşen hisse  833 Tl.

Her bir erkeğe düşen hisse iki dişinin hissesi olunca 1666 Tl. dir.
Anneye düşen pay geride kalandır. 10000-6666=3334 Tl. dir.
Somuç:

1-Ölenlerden geriye kalanlardan mirasa hak sahibi olanlar, Çocuklar, eşler,anne, baba, ve kardeşlerdir.

2-Çocuklar ve eşlerden eğer birisi varsa kalan miras sadece çocuklar ve eşler arasında pay edilir,

3-ölen eşlerden eğer babası ve çocuğu yoksa sadece anneleri varsa o zaman kardeşlere de miras düşmektedir.

4-Baba ve  anne varsa  eş ve çocukları da yoksa sadece mirasa baba ve anne hak sahibidirler.

5-Koca ölürse ve çocuğu da yoksa kadın eş veya eşler mirasın ¼ düne hak sahibidirler. Eğer çocukları varsa mirasın 1/8 zine hak sahibidirler. Geri kalan miktar Çocuk yoksa anne ve babaya varsa diğer çocuklar mirasa dişiler bir erkekler iki hisse olarak paylaşırlar.

6-sayılanlar içerisinde mirasa hak sahibi olan bir tek anne varsa mirasın tamamına anne sahip olur. Eğer bir tek kız veya erkek kardeş varsa mirasın tamamına bir tek erkek veya kız kardeş sahip olur.

7- Baba eş ve çocukların olmadığı zamana kardeşlere ancak pay düşmektedir.

8-Eş baba ve çocuklar olmadığı zaman kardeşlerden erkek olanlara dişinin iki hissesi kadar düşmektedir.

9- eğer eşlerden biri hayatta olursa çocukları ve babası da yoksa kız kardeşler ve erkek kardeşler 1/6 oranında hisseye sahip olurlar.

10-Miras bölünürken mutlaka vasiyet ve borçların düşülmesinden sonra olması gerekir.

ALİ RIZA BORAZAN
MERSİN-ANAMUR





12 Mart 2013 Salı

ZÜMER SURESİ KIRK İKİNİCİ AYET NE ANLAMA GELİYOR?





RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA!



لَّهُ يَتَوَفَّى الْأَنْفُسَ حِينَ مَوْتِهَا وَالَّتِي لَمْ تَمُتْ فِي مَنَامِهَا ۖ فَيُمْسِكُ الَّتِي قَضَىٰ عَلَيْهَا الْمَوْتَ وَيُرْسِلُ الْأُخْرَىٰ إِلَىٰ أَجَلٍ مُسَمًّى ۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ ﴿42

39/42- Allah, ölecekleri zaman canlarını alır; ölmeyeni de uykusunda (bir tür ölüme sokar). Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanı(n ruhunu) tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır. 

Bu ayeti doğru olarak  açıklayabilmemiz için,  ayetin geçtiği konuyu, Ayette geçen ölüm kelimesinin ne olduğunu, ve uyku kelimesi hangi anlamda kullanıldığını bilmek gerekir. Önce Kuran’da bir tarama yaparak bu kelimelerin hangi anlamlarda kullanıldığını bulmaya çalışalım.

KONU İÇERİSİNDEKİ AYETİN KONUŞLANDIĞI YER.

39/38- Andolsun, onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan, elbette "Allah" diyecekler. De ki: "Gördünüz mü-haber verin; Allah'tan başka taptıklarınız, eğer Allah bana bir zarar dileyecek olsa, O'nun zararını kaldırabilirler mi? Ya da bana bir rahmet vermeyi istese, O'nun rahmetini tutup-önleyebilecekler mi" De ki: "Allah, bana yeter. Tevekkül edecek olanlar, O'na tevekkül etsinler."

39/39- De ki: "Ey kavmim, üzerinde bulunduğunuz duruma göre yapın-edin; elbette ben de yapıp-ederim. Artık yakında öğreneceksiniz."

39/40- Kendisini aşağılık kılan azap kime geliyor ve kesintisiz azap kimin üzerine çöküp-kaçınılmaz oluyor?
39/41- Şüphesiz, sana Biz Kitab'ı insanlar için hak olmak üzere indirdik. Artık kim hidayete ererse, bu kendi lehinedir; kim saparsa, o da kendi aleyhine sapmış olur. Sen onların üzerinde vekil değilsin.

39/42- Allah, ölecekleri zaman canlarını alır; ölmeyeni de uykusunda (bir tür ölüme sokar). Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanı(n ruhunu) tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır.

Uyku, ölüm kelimesinin geçmiş olduğu ayet,  Konu içerisinde Allah’ın rabliğini kabul etmeyen bir toplumun durumunu konu edinmektedir. Şimdi Bu kelimeler Kuran’da hangi anlamlarda kullanılmış, onu anladıktan sonra bunları açıklamaya çalışalım.

UYKU KELİMESİ KURAN’DA HANGİ ANLAMLARDA KULLANILDIĞINA BAKALIM.

Kuran’da uyku kelimesi iki anlamda kullanılmıştır. Birincisi Günün belirli bir vaktinde dinlenme olarak vücudun işlevsiz halde  bekleyerek yatma anlamındaki uykudur. İkinci anlamdaki kullanılan uyku ise, Yaşadığı halde yaşamasının anlam ve önemini kavrayamama anlamında kullanılmıştır.

25/47- O, geceyi sizin için bir elbise, uykuyu bir dinlenme ve gündüzü de yayılıp-çalışma (zamanı) kılandır.
78/ 9 Uykunuzu bir dinlenme yaptık.

Buradaki bahsi geçen uyku her insanın günün belirli zamanını yatarak ve dinlenmeye çekilen uykudur. Pratik hayata bakıldığı zaman bir insan uyumadan kaç gün durabilir? Belki aç ve susuz kaldığı kadar uykusuz kalamaz. Bu ayette bahsedilen uyku bu anlamda kullanılan uykudur.

8/43- Hani Allah, onları sana uykunda az gösteriyordu; eğer sana çok gösterseydi, gerçekten yılgınlığa kapılacaktınız ve iş konusunda gerçekten çekişmeye düşecektiniz. Ancak Allah esenlik (kurtuluş) bağışladı. Çünkü O, elbette sinelerin özünde saklı duranı bilendir.

Burada Kullanılan uyku mecazi anlamda kullanılan bir uykudur.  Karşıdaki düşman güçlerinin gücünün gerçek gücünden farklı görülerek ona karşı savaşabilme cesaretinin kendisinde görebilme durumundan söz edilmektedir. Kuran’da mecazi anlamda kullanılmış başka ayetlerde bulunmaktadır. Onlardan bir kaç tane örnek vermeye çalışalım.

18/18- Sen onları uyanık sanırsın, oysa onlar (derin bir uykuda) uyuşmuşlardır. Biz onları sağ yana ve sol yana çeviriyorduk. Köpekleri de iki kolunu uzatmış yatıyordu. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın, onlardan içini korku kaplardı.

Bu ayette bahsedilen uyku ashabı Kehf’in Kendi içlerinde bulunan kıyam ve iman cevherinin belirli bir zaman diliminde askıya alınarak şartların elverişli oluşuna kadar bekletilmesi anlamında kullanılmıştır.

ÖLÜM KELİMESİNİN KURAN'DA KULLANILIŞ ŞEKİLLERİ!

Ölü kelimesi Kuran’da yine iki anlamda kullanılmıştır. Birincisi hayati fonksiyonlarını yitirmiş anlamında kullanılan ölü. Bu ölü bir daha dünya hayatına geri gelmeyen ve gelmeyecek anlamında ölüdür.

2/94- De ki: "Eğer Allah Katında ahiret yurdu, başka insanların değil de, yalnızca sizin ise, (ve) doğru sözlüyseniz, öyleyse hemen ölümü dileyin."

2/180- Sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, eğer geride bir hayır bırakmışsa, anaya, babaya ve yakın akrabaya bilinen (uygun, meşru) bir tarzda vasiyette bulunması -Allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir hak olarak- size yazıldı (farz kılındı).

Kuran’ın ikinci anlamda kullanılan ölü ise, Yaratılış gayesine aykırı yaşayan ve kendisine yüklenmiş olan göreve karşı duyarsız veya duyarlılığını kaybetmiş anlamında kullanılan ölüdür. Birkaç tane ayet örneği de bundan vermeye çalışalım.

2/259- Ya da altı üstüne gelmiş, ıssız duran bir şehre uğrayan gibisini (görmedin mi?) Demişti ki: "Allah, burasını ölümünden sonra nasıl diriltecekmiş?" Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki: "Ne kadar kaldın?" O: "Bir gün veya bir günden az kaldım" dedi. (Allah ona:) "Hayır, yüz yıl kaldın, böyleyken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış; eşeğine de bir bak; (bunu yapmamız) seni insanlara ibret-belgesi kılmamız içindir. Kemiklere de bir bak nasıl bir araya getiriyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz?" dedi. O, kendisine (bunlar) apaçık belli olduktan sonra dedi ki: "(Artık şimdi) Biliyorum ki gerçekten Allah, her şeye güç yetirendir."

Dünya hayatında Allah’ın kitaplarına peygamberlerine ve ahiret alemine iman etmeyen ateist veya deist olan bir insanın profilini bize çizerek vahye karşı duyarlılığı olmadan, yaratılış ve gönderiliş gayesinden uzak bir şekilde yaşayıp ahiret aleminde diriltilerek bize onunla geçen bir konuşma sahnesini tasvir etmektedir.

21/95- Yıkıma uğrattığımız bir ülkeye (tekrar dünya hayatı) imkansız (haram)dır; hiç şüphesiz onlar, (dünyaya) bir daha geri dönmeyecekler.

Şimdi Konumuzu oluşturan ayeti tekrar yazarak kastedilen manayı bu açıklamalar ışığında anlamaya çalışalım.

39/42- Allah, ölecekleri zaman canlarını alır; ölmeyeni de uykusunda (bir tür ölüme sokar). Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanı(n ruhunu) tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır. 

Allah, ölecekleri zaman canlarını alır;  

Bu İfade Her canlının doğup büyüdüğü ve zamanı gelince öldüğü gibi, insanlar da doğup büyüyüp zamanı gelince ölmesini anlatmaktadır.  Ölecek olanların ,canlarını alır.

Burada bahsedilen ölüm hayati fonksiyonlarını yitirme anlamındaki ölümdür. Hiçbir zaman uyku kelimesi ölüm anlamına gelmez. ve kuran uykuyu gerçek anlamında ölüm kelimesi olarak kullanmamıştır da. 

Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanı tutar, “ 

Yukarıda konu içerisinde inkar edenlerin profili çizilirken, İnkar edenler vahye kaşı gözlerinin kör oluşu, kulaklarının sağır oluşu, ve kalplerinin de mühürlenmesi Kuran’da mecazi anlamda ölü olarak anılmışlardır.

İşte Hazreti İsa peygamberin Allah’ın izniyle dirilttiği ölüler bu tip ölülerdir. Samiri’nin peşini takip edip buzağıya tapanların ve sonra da Hazreti Musa’nın telkinleriyle diriltilen halkın durumu gibi. ve kendilerinin destekleyerek buzağıyı ilahlaştırmalarına yardımcı olmalarından dolayı manen öldürmüş oldukları samiri’yi ineğin bir parçası ile vurup da dirilmesi de bu anlamda ölülerdendir.

Yine ayette, “Ya da altı üstüne gelmiş, ıssız duran bir şehre uğrayan gibisini (görmedin mi?) Demişti ki: "Allah, burasını ölümünden sonra nasıl diriltecekmiş?" Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı,” Yüz yıl ölü bıraktı ifadesi mecazi anlamda ölüdür. yani vahiyden nasibini almamış yaşayan ölü olarak kullanılmıştır.

Yoksa gerçek anlamında ölü olmuş olsaydı Yukarıda enbiya suresi/95, ci ayetine ters düşerdi. Gerçek anlamında ölenler sadece ahiret  aleminde diriltileceklerdir.
Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanı(n ruhunu) tutar,

Her İnsan akıl baliğ çağına erdikten bunaklık ve gerçek anlamındaki ölüm dönemine kadar geçen süreç içerisinde imtihana tabi tutulmaktadırlar. İşte Kuran’da yaratılış gayesinden uzak  bir yaşayışla yaşayanları Allah imana gelip, vahye karşı duyarlı hale gelinceye kadar mühlet vererek onlara fırsat tanımaktadır.   


Ama, bir türlü o cehalet hayatından kendini arındıramamış olanlar manen ölü olarak beklemektedir. Bu süreç içerisinde hala o fırsatları değerlendiremeyip hala küfür yolunda yürümeye devam edip giderse eceli gelenler,müşrik olarak  ahiret alemine ebedi azap çekmek üzere gidecektir.


Kendisine verilmiş bu zaman dilimi içerisinde aklını kullanarak vahyin kontrolüne girip yaşamını ona göre düzenlemeye çalışırsa ve bu şekilde hayatını noktalayıp ölürse işte onlara mükaafat olarak ebedi bir cennetle ödüllendirileceklerdir.

ECEL!

Nihayet Bazıları Allah’ın rabliğini kabul ederek dünya yaşamını İbadet ve kulluk ölçüleri içerisinde yaşayarak ölmektedirler. Bazıları da kendilerini şirkten pisliklerden arındıramadan ölmektedirler. Birisi için ebedi mutluluklar içerisinde bir cennet, diğeri ise de azap ve işkence içerisinde olacakları ebedi bir cehennemdir. Bunlar  her ikisi de dünya hayatında kısacık bir zaman dilimi içerisinde  yaşadılar denendiler ve öldüler. Hangi tip insan karlı onu siz düşünün.

İşte zümer suresinin kırk ikinci ayetinin vermek istediği mesaj ve anlam budur.  En doğrusunu Allah bilir.

ALİ RIZA BORAZAN

MERSİN-ANAMUR